CHP kongresinin sonuçlarından sürpriz çıkar mı? Parti’nin gidişatını kongre sonuçları etkileyebilir mi? Tahmini zor değil ancak peşin hükümlü olmak istemem, bekleyip yazmakta fayda görürüm. Ancak bugünden bakınca CHP’nin vücuduna uymayan yeni bir elbise giymeye çalıştığını da görüyorum. İradesi var-yok onu bilemem ancak bu elbisenin gövdeye uygun dikilmediği ayan beyan görülüyor. CHP tabanı ve seçmeni moda tabirle ona “bizimlesin ya da bizimle değilsin” mi diyecek zamanla göreceğiz!
1965’lerden beri kendisini “ortanın solu” olarak tanımlayan Parti’nin bu yeni kılığını Kongre’den çıkan ekip şekillendirecek. Bu nedenle bugünkü Kongre sonuçlarının CHP’nin geleceğini etkileyeceğini düşünenlerdenim.
İşin tarihi ve trajikomik başka bir tarafı daha var. Eskiden başörtülü olduğumuz için CHP’liler bize ikide bir İran’ın yolunu gösterir “başınızı örtüyorsanız İran’a gidin” diye bağırırlardı. Nereden nereye gelinmiş. Görülen o ki şu an millete düşmanlığı devlete yöneltip savaşta onları tutacak noktaya kadar vardırmışlar. Hayret ki ne hayret! Tutarsız ki ne tutarsız!
Eski konsolos vekilin küfürlü sözleri, Daeş’e konsolosluğu bırakıp ardından bölgede Türkiye’yi terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlaması ayrı bir garabet. Son olarak ise CHP İzmir vekili Selin Sayek Böke Habertürk’ten Kübra Par’a verdiği röportajdaki sözleri “CHP rotayı nereye çevirdi” sorusunu sordurtuyor. (İran İslam Devleti kurmak olmasa gerekJ)…
Hepsini üst üste koyunca ortaya çıkan durum ise kendi parti genlerine aykırılığın ötesinde seçmen açısından da bir tuhaf! Parti’nin seçmen tabanı İzmir profili, söylemindeki hedef kitlesi ise Diyarbakır. Bu arada PYD’ye terör örgütü demeyen CHP’nin Diyarbakır’da aldığı en yüksek oy oranı %1,50. Yanlış görmediniz yazıyla yüzde bir buçuk. Minimal bile denemez. Mikro belki! Bu söylemler mikroyu nasıl etkiler konusunu araştırma şirketleri mutlaka çalışmalı. Ne kadar oy getirir ne kadar götürür bakmakta fayda var. Diğer taraftan programın ilerleyen bölümlerinde Selin Böke öyle bir merkez sol tanımlıyor ki; sol tarihini yazanları mezarda ters çevirecek cinsten. Bir de onu omurgaya oturtuyor. CHP’nin genlerini bilmesek içlerine HDP kaçmış diyeceğiz.
Selin Böke’nin açıklaması üzerine bir dostum “Vah yazık Türkiye’nin ikinci büyük partisi DHKPC’nin eline geçti” dedi. Yorumunu biraz haksız bulduğumu söyleyince de “Dev-yol, Dev-sol’un güçlü olduğu zamanlarda bile CHP örgütleri böyle ele geçirilmemişti, delegeler bile ona göre seçilmiş” yorumunu yaptı.
Bugünün CHP’sini izlerken keşke değişim bu millet kısmında olsaydı demeden edemiyorum.
Bu imtihan çetin ve zor, tarihe bakmak yeterli. Erol Toy 1925’te “Büyük Kürt Ayaklanmasını” hem sürüp atan Türkiye’ye ders verilecek, hem dinin elden gitmesi önlenecek ve hem de Bağımsız Kürdistan kurulacaktı diye anlatmaya başlar. Yine dış güçler devrededir. Türkiye dışarıda Musul’a bakarken içerde tutuşmuştur. Diyarbakır, Muş, Çapakçur’da cephe açılır, bir süvari alayı pusuya düşürülerek…” diye başlar. Kendi paçasının derdindeki Türkiye bütün dikkatini içe çevirmek zorundadır. Musul’un İngiliz işgaline sessiz kalmıştır.” Ülkenin ama bir taraftan da CHP’nin tarihini anlatır bu satırlar. (S.107-dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti)