|
Salgınlar ve gazaplar: Korona zamanlarında Müslüman

Kur’an’da insan toplumlarının geçirdiği imtihanlardan bahsedilir. Ad, Semut, Lut, Salih peygamberlerin adlarıyla anılan toplumların yaşadığı imtihanlardır bunlar. Bu toplumların geçtiği imtihanlara hiçbir zaman tarihsel bakmadım. Onların hep sosyolojik olduğunu düşündüm. Çünkü Allah bu toplumların somut tarihlerinden bahsetmiyor. Bir kronoloji vermiyor. Bunun yerine zamanın nesnel gerçekliğinin üstüne çıkarak bir anlatı sunuyor. Toplumların bütün zamanlarda yaşayabilecekleri imtihanların anlamlarını taşıyan bir anlatımdır bu. Toplumlar her zaman, her çağ ve her durumda bunu yaşayabilir. Ölçüden ve tartıdan sapmak, yani adalet ve ticareti doğru yapmaktan uzaklaşmak; aynı cinsle münasebette bulunmak; Allah’ın sınanmak için verdiği emirleri çiğnemek, insanları köleleştiren siyasal düzenler kurmak…

Bu imtihanlar ne geçmişte kaldı ne de tarihsel. Bunlar insanoğlu yaşadıkça devam edecek. Bugün de devam ediyor.

Kitabımızda tek tek toplumların tek tek imtihanlarına dikkat çekiliyor. İmtihan, sapmalarla beraber gelen gazaplardır. Kabile toplumlarından küresel toplumlara geçtiğimiz zamanlarda yaşıyoruz. ‘ Değişen tek şey gardırop’. Salgınlar da küreselleşiyor, gazaplar da, imtihanlar da. Artık küresel zamanlarda küresel sapmalarla karşılaşıyoruz. Lokal, bölgesel ve kentsel değil. Bütün yer küreyi kapsıyor. İnsanlığı baştan çıkaran hazlarla yaşatan sapmalardır bunlar. İnsanı Allah’ın koyduğu sınırları( hududullah) çiğneyerek yaşamaya yönelten sapmalardır bunlar. Nitekim materyalizm ve pozitivizm, deizm ve nihilizm salgın gibi yayılıyor. Tanrıyı inkar eden, Tanrıyı sürgüne gönderen, Tanrıyı öldüren ideolojiler salgın haline geliyor. Tanrısız bir dünyayı insanlara vaat ediyorlar. Lut kavminin yaşadığı rezalet, insan hakları diye savunuluyor artık. Ona karşı çıkmak insan haklarına karşı çıkmakla eş tutuluyor. Kadınlarla kadınların beraberliği de öyle. İyi ve kötünün kadim farklılığı ilk defa bu kadar aşılıyor. İyi ve kötünün ötesinde, ölçüleri olmayan arzuların zincirden boşanmış halleri yaşanıyor.

İnsanın arzuları, paraları ve kudretiyle ölçü haline gelerek iyi ve kötünün yerine geçtiği bu zamanlarda, insanlık büyük acılar içinde kıvranıyor. Arzu, para ve kudretleriyle şımararak yaşayan kesimler, yüz milyonlarca insanın açlık, sefalet ve yoklukla yaşadıkları acıya aldırmıyorlar. İnsanlar yeniden Ad, Semut ve Lut toplumlarının sapmalarıyla birleşiyor. Tek tek toplumlarda görülen tarihi sapmalar şimdi topluca küresel toplumlarda ortaya çıkıyor. Bütün dünya toplumu ad haline geliyor, Semud haline geliyor, Lut kavmi haline geliyor.

Salgın, insan kaderinin içinde piştiği bir imtihan. Gazaplarla insana saldırır. Allah’ın insana verdiği ikazları barındırır içinde. Sadece kafirlere değil, Müslümanları da saran büyük imtihanlar. Müslümanlar da ölçü ve tartıdan, helaliyle münasebetten , iyi ve kötü değerlerinin netliğinden ve adil yönetimlerden uzaklaştıkça bu imtihanlarla karşılaşıyor. İslam toplumları ve Müslümanlar, şimdi yaşanan koronavirüs gazabından ve imtihanından ibret almalı. Koronavirüs bir metin gibi okunmalıdır. Ders veren, ibret veren ve insanın kendisiyle yüzleşmesine imkan veren bir metin. Bu metinden yine ders almalı Müslüman, teslim olmalı Müslüman, akletmeli Müslüman.

İmtihan ve gazap sıkıntıdır. Bu sıkıntılar insanoğlunu hem yok eder, hem de yeniden var eder. İnsan, yok olmaktan geçerken yeniden var olarak dirilebilir. Sapkınlıklara mesafe koyarak, onlardan uzak durarak, onları zihninde, bedeninde ve davranışlarında atarak Allaha teslimiyetle yeniden dirilebilir. Müslümanın koronavirüsle gelen büyük imtihandan alacağı ders budur. Ölüm gerçeğiyle bu kadar temas içine giren Müslüman, artık şeytanın fısıldadığı “ebediyet ve hükümdarlık” duygusunu terk etmelidir. Bunlar için mal, mevki, çevre ve itibar peşinde koşmayı bırakmalıdır. Arkadaşlarını, dostlarını, mümin kardeşlerini ezip geçmekden vaz geçmeli. Fukarayı, kimsesizi, görülmeyeni, güçsüz olanı, devletlu olmayanı görmeli ve hissetmeli.

Müslüman, küresel bir gazap ve imtihan içinden geçerken önce dönüp kendisine bakmalı. Müslümanlığın deizmle, ateizmle, lezbiyenlikle, oğlancılıkla, zulümle, darbeyle, şımaran zenginlik ve iktidarla yeniden çok iç içe geçtiği zamanlar… Müslümanlar olarak bu zamanlarda, büyük imtihandan geçerken yeniden İslam’ın ahlakına, adaletine ve mahremiyetine sığınmalıyız.


#Müslüman
#Salgın
#Koronavirüs
4 years ago
Salgınlar ve gazaplar: Korona zamanlarında Müslüman
Bana arkadaşını söyle…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...