|
Yerel yönetimler, gençler ve eğitim

Hayatın zenginliği karşısında şaşırıp kalmamak çok zor… Sürekli bir dinamizm, biteviye bir kendini yenileme. Daha geçenlerde şu kavurucu sıcaklar geçsin diye yakarırken şimdi soğuğa karşı giysilerimize sarılıyor, dökülen hazan yapraklarına bakıp şairane bir haleti ruhiyeye bürünüyoruz. Bırakın yarını, bir an sonra bile ne olacağını tam olarak kimse bilmiyor. Bugünün kazancı yarının sorunu, bugünün derdi yarının imkânı olarak karşımıza çıkıveriyor. Sağlam bir teslimiyet zemininde bir ömür boyu mücadeleyi göze almak, en geçerli varoluşsal konumlanış… Yok, öyle; kazandık, zirveye vardık, artık mücadele bitti diye kendimizi mutlak bir istirahata bırakma hali. Dinginlik ve huzur, hayatın dinamiğinde olan bir durum değil, kişiliğimizi bilgelik merdivenlerden tırmanarak çıkartabileceğimiz bir zirve.

Bu söylediklerimi " Durmak yok yola devam" sözü çok iyi anlatıyor. 24 Eylül günü, Ak Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı, çalışkan ve genç Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamid Gül"ün liderliğinde, Ankara"da, "Yerel Yönetimlerde Gençlik ve Eğitim Politikaları Çalıştayı" düzenledi. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanları ile birçok belediye başkanı, milletvekili, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve akademisyenin katıldığı toplantı, bendenizin moderatörlüğünde sürdü. Önce Ak Partili belediye başkanları, eğitim ve gençlik alanında bugüne kadarki icraatlarından örnekler sundu. "Bilgi evleri, " Eğitim Destek Merkezleri", "Gençlik Merkezleri", "Kültür Merkezleri" tecrübelerini ve ailelere, çocuklara, gençlere yönelik hizmetlerini, kaynak kısıtlılıkları, mevzuattaki güçlükler nedeniyle tıkandıkları yerleri, kamu sektörüyle, üniversiteler, vakıflar ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğinin gereğini anlattılar. Sonraki oturumda sivil toplum örgütleri ve akademisyenler, bu hizmetlerle ilgili eleştiri ve önerilerini gündeme getirdiler. Model oluşturmanın, standardizasyonun, katılımları ve edinilen becerileri bakanlık onaylı belgelendirmenin, ölçme ve değerlendirmenin öneminden bahsettiler. Yeşilay Genel Başkanımız Prof. Dr. İhsan Kahraman"ın gençlerimizi zararlı alışkanlıklar ve madde bağımlığından kurtarmak için yerel yönetimlerle birlikte neler yapabileceği konusundaki konuşması yüksek bir takdirle kaydedildi.

Ak Parti kadrolarındaki, yeni duruma uygun, yeni politikalar geliştirme azmini, hiç korkmadan özeleştiri yapabilme cesaretini görünce toplumumuz adına umutlandım. Bu azmin ve kendini eleştirme cesaretinin diğer partilerimizde de olmasını diledim. Toplantının başlangıcında ben de bir konuşma yaptım, şunları söylemeye çalıştım:

"Uzun ve zorlu bir demokrasi mücadelesinden sonra bugün artık "Yeni Türkiye"den bahsedecek bir konuma gelindi. Ama kabul etmeliyiz ki Yeni Türkiye, henüz inşa halinde. Siyasi restorasyonda yarı yolu geçtik ama özellikle sosyal restorasyon alanında önemli sorunlarla karşı karşıyayız. Sosyal restorasyonun çekirdeğinde gençlik ve eğitim sorunları bulunuyor. Sosyal restorasyon deyince yanlış anlaşılmasın; Eski Türkiye"nin sosyal mühendisliği akla gelmesin. Biz, sosyal restorasyondan milletin isteklerine göre yönetimi, milletin daha çok söz sahibi olmasını anlıyoruz. Eski Türkiye"nin tek tip insan yetiştirme politikalarını reddediyoruz. Siyasete ve gençlerimize güveniyor, onlardan korkmuyoruz tam tersine gençlik ve eğitim sorunlarının da yalnızca siyasetle çözülebileceğini düşünüyoruz.

AK Parti"nin 12 yılı aşkın süredir iktidarı boyunca, eğitim ve gençlik alanında da çok büyük değişimler oldu. Ama bugün hala hem eski Türkiye"den devralınan sorunlar var hem de yeni sorunlar ortaya çıkmış durumda. Artık büyük şehirler Türkiye"sinde yaşıyoruz, bunun getirdiği fırsatlardan yararlanıyoruz ama daha önceden bilmediğimiz sorunlarla da yüz yüzeyiz. Mesela artan okullaşma ile birlikte gençlerimizin yeni yurt ihtiyacı da devasa boyutlara geldi. Mesela gençlerimizi alkol ve madde bağımlığının pençesine düşmemesi için eskisinden daha çok çaba göstermeye mecburuz. Üstelik bu sorunları çözerken, eski Türkiye alışkanlıklarından, her şeyi devletten beklemekten vazgeçmemiz gerekiyor. Artık millet de sivil toplum örgütleri aracılığıyla elini taşın altına sokmak zorunda.

Türkiye"deki sürece dışarıdan bakmaya çalışan birisi, şunu teslim edecektir: Türkiye"deki sessiz devrim, aslında yerel yönetimlerden başlamış ve sürecin temel aktörleri kendilerini ilk önce yerel yönetimlerde göstermiştir. Millet gücünü yerel yönetimlerde sınamış ve siyasi iktidara tamamen talip olmaya o zaman karar vermiştir. Şimdi sosyal restorasyonda da söz, yetki ve kararı tamamen millete bırakmak için yerel yönetimlerin aracılık, rehberlik etmesi gerekiyor.

Yerel yönetimler, tabiatı icabı millet ile devlet arasında bir köprüdür. Eski Türkiye"de yerel yönetimler devletin, devletçi zihniyetin uzantılarıydı; şimdi milletin potansiyellerini gerçekleştireceği yerler olmalıdır."

Twitter.com/erolgoka

10 yıl önce
Yerel yönetimler, gençler ve eğitim
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset