Aileler, bugün üçüncü kez yürüyecekler. İlk buluşma 2022 yılında yapılmış ve hayli ses getirmişti. Hatırlatmakta yarar var, çok sayıda şarkıcı ve fenomen Saraçhane’deki ‘Büyük Aile Yürüyüşü’ yapılmasın diye eş zamanlı paylaşımlar yaparak, LGBT dayatmasına karşı çıkan herkesi “nefret söyleminde bulunmakla kriminalize etmeye kalkışmıştı. Bazı siyasetçiler de bu ajans üretimi söylemi “sahiplenerek”, tüm çocuklar için harekete geçen aileleri yaftalamaya girişmişlerdi. Ancak sonuç vermedi. Hem ters etki
Bu yollarda az slogan atmamıştık. O zamanlar da eleştiriliyorduk; “yürümekle olmaz” diyorlardı. Oysa yaptığımız en olaysız hak mücadelesiydi. Üzerinden kaç yıl geçti. İktidarla birlikte anlayış da değişti. Yasakçılar gitti engeller kalktı. Artık durmalı mıydık?
AK Parti’yi 22 yıldır iktidarda tutan halkın hâkim görüşü, Recep Tayyip Erdoğan’ın açık tavrı ve siyasi iradesine rağmen neden hâlâ yürüyorduk?
Bu sorununun yanıtı yürümekle yanıtlanamaz. Dahası, yürümek kadar “neden yürünmesi gerektiğini” anlatmak da gerekiyor.
Eşcinselliğin bir yaşam biçimi ve norm olarak tüm insanlığa dikte edilmesi Türkiye’nin ötesinde çok büyük bir mesele.
Ortada bir devlet yok, resmi kurum yok. Kişi hiç yok. Ancak öyle bir güce eriştiler ki, devletleri, siyasetçileri, kültür üreticilerini ve dünyaya nizam veren kuruluşları önce baskı, sonra da kontrol altına almayı başardılar. En büyük silahları para. Her kapıyı açtılar. Satın alma yoluyla bilimi bu anlayışa teslim ettiler. Tıp alanına büyük yatırımlar yaptılar. Film, dizi ve reklam sektörünü tamamen kontrol altına aldılar.
Eşcinsellik tarihin her döneminde, farklı kültürlerde görülmüş. Eski İran’da, eski Yunanlılarda mesela. Ancak fenomenleşmemiş. Propaganda aracı olmamış. Belli ve küçük bir oranda kalmış hep. İkinci Dünya Savaşı sonrası travmaların etkisiyle yaygınlaştığı söyleniyor ama arka planda itici bir güç var. İletişim teknolojileri. Baş aktör ise televizyon. Patlama ise 2010’lardan sonra akıllı telefonların yaygınlaşması ve insanlığın hızla sosyal medya platformlarının tesiri altına girmesiyle yaşandı. Facebook ve Instagram’ı bünyesinde barındıran, toplamda 4 milyar kullanıcıya sahip META, LGBT ekosisteminin dijital kalesi durumunda.
“Ne oldu?” sorusunun yanıtını tüm insanlığın teslimiyetine ve sürüklenme hızında aramak gerekiyor. LGBT dayatmasına karşı yürümenin ne denli mühim olduğu ise gün geçtikçe görülecek fakat kimlerin idrak edeceği muallak.
Bunun için de “Devlet bir çözüm bulsun. Yasaklasın şunları” diyenlere, “Önce siz kafanızı telefondan kaldırın. Kendinizi bir gözden geçirin. Çocuklarınızın ve memleketin tüm çocuklarının gözlerinin içine bakın. O dehşeti görün” demek gerekiyor.
Bugün, üç yıldır Saraçhane’de yürüyenler can havliyle kendilerini sokağa atanlardır. Derdi memleketin evlatları, davası Türkiye’den de büyük olanlardır.