Bugün 14. bölümünde buluştuğumuz Semerkand Günlükleri serisinde yapmaya çalıştığım, katkıda bulunmaya gayret ettiğim şey biraz da şudur. Maveraünnehir – Türkistan – Orta Asya havzasının her yönüyle büyük bir literatürü bulunuyor. Sözkonusu hattın, ilmi, siyasi, kültürel, güncel, yakın ve uzak tarihi üzerine keşfetmemiz, kaydetmemiz, araştırmamız gereken devasa bir derinliği mevcut. Bu sayfada 30 gün boyunca, bu derinliğe dair bir hafıza seti oluşturma çabasındayım.
TRT 1 ekranında yayınlanan ve yakın zaman önce sona eren başarılı yapım Abdulhamid Han dizisindeki Vambery karakterini hatırlamışsınızdır. Dizide çok yönlü bir karakter olarak yansıtılan Vambery, aslında gerçek hayatta, kitaplarından hatta hayatından ziyade seyahatleri, özellikle derviş kılığında, kaçak olarak gerçekleştirdiği Orta Asya seyahati ile biliniyor. 1880’de Abdulhamit Han’ın davetiyle Yıldız Sarayı’na gelen Vambery, bir süre sonra sadece Sultan’ın kız kardeşi Fatma Sultan’a Fransızca dersleri vermekle kalmaz, ünlü Avusturyalı Joseph von Hammer’ın önerisiyle geldiği İstanbul’da yaşamına yeni bir rota belirler. Kitabevi Yayınları tarafından yayınlanan “Bir Sahte Dervişin Orta Asya Gezisi” kitabının önsözünde, eseri yayına hazırlayan N. Ahmet Özalp’in takdiminde, Vambery’nin o yeni rotasını şöyle anlatır.
Bu sayfaya sığmayacak kadar çok yönlü bir yaşam öyküsü ve metinleri olan Vambery’nin notlarındaki şu cümle, dönemin Orta Asya’sına dair çok şeyi de hülasa eder.