|
Başbuğ ne yaptı!

İki hafta önce yazdım.

Dedim ki;

“Genelkurmay''da, 30 Ağustos itibariyle Orgeneral İlker Başbuğ dönemi başlıyor.

Önümüzdeki hafta, koltuk onun…

Merakla bekliyorum.

Acaba Başbuğ''un ilk icraatı ne olacak?

Yeni Genelkurmay Başkanı, Dağlıca''ya kadar uzanan zehirli Ergenekon ahtapotu konusunda ne yapacak?”

Ve o gün geldi…

Peki, Başbuğ ne yaptı?

İletişim Daire Başkanlığı kadrosunu albaylıktan tuğgeneralliğe yükseltmesi, 30 Ağustos resepsiyonuna astsubay ve uzman erbaşları davet etmesini saymazsak, ikinci güne denk gelen ilk icraatı fırtınalar kopardı.

Başbuğ, Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi''yi, Ergenekon tutuklusu generallere gönderdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri adına…

Resmi ziyaret kapsamında…

Üstelik Genelkurmay Başkanlığı''nın internet sitesinden anonslayarak…

“Bu ziyaret, Türk Silahlı Kuvvetleri adına gerçekleştirilmiştir” denilerek…

Yutulabilecek büyüklükte bir lokma ise buyurunuz, yutunuz!

Ama paşaların ''terör örgütüne üye olmak'' ve ''hükümete karşı darbe teşebbüsünde bulunmak''tan suçlandıklarını hatırlatırım.

Mesele şu;

Şimdi biz Genelkurmay patentli bu ziyareti nasıl yorumlayacağız?

İnsani bir görev olarak mı?

Yoksa…

''Yargıyı etkileme suçu'' kapsamında mı?

Yakın geçmişe bakarsak bu ziyaretin bir benzeri vakti zamanında, hem Refah Partisi''nin hem de dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan''ın başını fena halde yakmıştı.

28 Şubat süreciydi…

Suçlanan bir ilçe belediye başkanıydı.

Suçlamaya konu olan “Kudüs Gecesi” adını taşıyan teatral bir program...

Bu gecenin ev sahibi belediye başkanı, ''laikliğe aykırı eylemler'' gerekçesiyle tutuklandı.

Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda dönemin Adalet Bakanı olan Şevket Kazan, 1998 yılında suçlanan Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız''ı cezaevinde ziyaret etmişti.

Anayasa Mahkemesi işte bu ziyareti, parti kapatma gerekçisi yapmış, Kazan''a siyaset yasağı getirmişti.

Kazan ısrarla, ziyareti hükümet üyesi olarak yapmadığını, yani ziyaretin resmi bir yanının olmadığını söylese de sonuç değiştirmemişti.

Peki, şimdi değişen ne?

Ziyaret edilenlerin kimliği mi?

Ziyarete gönderen kurumun gücü mü?

Suçlamaların cinsi, niteliği mi?

Hangisi?

Bu arada…

Yolsuzluktan yargılanan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil Oramiral İlhami Erdil''e, tutuklu bulunduğu dönemde niçin üst düzey bir ziyaret yapılmadı?

Genelkurmay ''insani görev'' duyarlığını, Erdil Paşa''dan niçin esirgedi?

Erdil''in suç karnesi, Eruygur ve Tolon''unkinden daha mı kabarık ya da tehlikeliydi?

Hafızam beni yanıltmıyorsa, Erdil''i Tekirdağ''ın Saray İlçesi''ndeki K-1 Tipi Cezaevi''nde ne geleni oldu ne gideni…

O dönemde kendisini sadece Koç Holding''in onursal Başkanı Rahmi Koç ziyaret etmişti.

Tahliye sırasında Erdil''i bir aile dostu haricinde hiç kimse karşılamaya gelmemişti.

Tekrar hatırlatırım…

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Erdil, yolsuzluktan yargılanıyordu.

Ergenekon tutuklusu iki emekli paşa, listesinde sadece ideolojik değil çıkar amaçlı kanlı cinayetlerin de olduğu terör örgütüne üye olmak ve darbe planları yapmaktan…

Merak ediyorum.

Yeni Genelkurmay Başkanı Başbuğ''un suç terazisinde hangisi daha ağır basıyor acaba?

Daha da önemlisi…

''Anonslu ve arkalanan'' bu ziyaret, Ergenekon soruşturmasının akıbetini nasıl etkileyecek?

Korkmamızı gerektirecek bir durum var mı?

Ergenekon denen zehirli ahtapot, eline kolunu yine her bir yana uzatır mı?

Hakikaten korkalım mı?

16 yıl önce
Başbuğ ne yaptı!
Potansiyel suçlular
Rüya Gibi Bir Geceydi
Son günahım
Duyarlılık; bilinçli duygusallık
“Almanlar et başında”