
Reyting savaşının kızıştığı günlerde birinciliği kaptırdığı için ekranlara veda eden Bir Demet Tiyatro, yıllar sonra ekrana döndü ve ilk bölümleriyle reyting listelerinde aradığını bulamadı. Tiyatroyu tv ekranlarına taşıyan, kendi dilini oluşturan, bir döneme damgasını vuran, gidişi sessiz olan ama dönüşü de muhteşem olamayan Bir Demet Tiyatro''nun hayal kırıklığı yaşaması ve yaşatmasının sebebi neydi?
Her bölümünde farklı bir hikayenin yayınlanması düşünülen Bir Demet Tiyatro''nun ilk yayını 1995 yılında ''meclis tv'' olarak başladı.''Ne şirin komşumuzdan sen Lütfiye abla'' adıyla ekrana gelen ikinci bölümü çok beğenilince, Çıtır ailesinin maceraları ile uzun sürecek bir ekran yolculuğuna başlamış oldu.
O günlerde Yılmaz Erdoğan bir baltaya sap olma konusunda oldukça beceriksiz delikanlı Mükremin karakterini yazarken kendisi de ''senden tiyatrocu olmaz'' denen kişiydi. Tiyatroda yüzüne kapanan kapıları yazar olarak açmaya çalışan Erdoğan, babaannesinden esinlenerek Sürayi Hanım tiplemesini yaratmıştı. Çok beğenilen ilgiyle izlenen Sürayi Hanım yazarının değil onu canlandıran Yasemin Yalçın''ın başarı hanesine yazıldı. Aradan epeyce bir zaman geçtikten, Yılmaz Erdoğan isim sahibi olduktan sonra geriye dönük olarak sezarın hakkı sezara teslim edildi.
Ekranlarda Bir Demet Tiyatro rüzgarı esmeye başladığında Erdoğan henüz Vizontele''leri ve Organize İşler''i hem yazıp hem yönetip hem de oynamamıştı. Bol sıfırlı çeklerin aksi yüzüne düşmemişti henüz. Kırmızı halılara ayak basmamıştı. Yeni eşi, filmleri ve yengesi ile bir bütün olmamıştı. DVD yoktu, uydudan yabancı sitcomlar seyretme lüksü de yoktu. Ekran başındaki seyirci Mükremin''i aşıp Yılmaz Erdoğan''ı göremiyordu. Ne yazarsam ne yaparsam olay olur şarkısı yoktu fonda. Gözlem gücü ve dil yeteneği vardı Erdoğan''ın.
Seyirci platolarda çekilen sitcomlarla tanışmamıştı henüz. Ekrandaki yerli dizilere iyilerin hikayesi hakimdi. Kötüler de iyinin kötüsüydüler. Aldatma, ihanet, intikam, şiddet senaryolara hakim değil hikaye gerektirdiği kadar vardı.Dizi karakterleri apartman dairelerinde ya da mütevazi müstakil evlerinde oturuyorlardı. Henüz triplex ve havuzlu evlere taşınmamışlardı.
Öyle ki Erdoğan parayı bulunca Çıtır ailesi daha geniş kaloriferli bir eve taşınmış, fakat bu durum seyirci tarafından yadırganmış, reytinler düşünce tekrar tiyatro sahnesinden bozma sobalı evlerine geri dönmüşlerdi.
Polemik ve tartışmalar yoktu henüz dizilerde. Magazin programları ile diziler arasında polemikten köprü kurulmamıştı. Haber bültenlerinde uzun uzun falanca dizide şimdi ne olacak haberleri yapılmıyordu. En delikanlı tip Mükremin, bir kuşağın aile dizisi Bir Demet Tiyatro''ydu.
Komediler senaryo eksenliydi karakter eksenli değil. Abartılı komikler yoktu. Atilla Atalay''ın Sıdıka''sından esinlenme olduğu iddia edilen Bir Demet Tiyatro ''ciddi'' bir komedi idi. Sınıf atlama mücadelesindeki Burhan''ın zabıta memuru İrfan olduğu yıllardı. Sıdıka''dan esinlenme Bir Demet Tiyatro''nun kopyası Avrupa Yakası henüz bir fikir olarak bile düşmemişti zihinlere.
Yılmaz Erdoğan aslında kadın erkek ilişkilerine esprili bir dille yaklaştığı tiyatro oyununu ''Tatlım Tatlım'' adıyla taşımak istemişti ekrana. Kendi ifadesiyle kağıt üzerinde bir hayli komik görünen senaryo çekilince ne kendini ne ekibi tatmin etmedi. Sabah ekranında bilmem kaçıncı defa tekrarı verilen Bir Demet Tiyatro''nun eski bölümlerinin hala daha reyting alıyor olması neden yeni bölümlerini çekmiyoruz sorusunu düşürdü akıllara. Halbuki zaman değişmişti ve bu değişimden en hızlı etkilenen de Tv izleyicisi olmuştu.
Aldatması gelen kişiler ortalığa saçılmamıştı henüz. Utanma duygusunu kaybetmemişti izleyici. Ar damarı çatlamamıştı. Gördüğü hayatı yaşayıp yaşadıklarını göstermek duygusu saplantı halini almamıştı. Ölerek ve öldürerek ''yıldız'' olma devri başlamamıştı.
Bir Demet Tiyatro''yu bitirirken ekranlara tekrar döneceğini düşünmediğinden Mükremin''i sosyeteye iç güveysi göndererek karakteri kendince öldürmüştü Erdoğan. Hayatın hep aynı hızla akışına tahammül edemeyenler yaşadıkları mekanın ve hayatın dışına her ne şekilde olursa olsun çıkmak isteyenler için ilaç gibiydi bu sosyetik evlilik. Pek çok kişi delikanlı adamın sosyete maceralarını merak ediyordu. Üstelik Erdoğan Dikmen''in ölümüyle boşalan baba rolünü boş bıraktığı için dizi ciddi bir çatışma potansiyelinden mahrum kalmıştı. Halbuki dizinin hikayesi baba ve bir baltaya sap olamayan serseri/delikanlı oğul üzerine kuruluydu. Bir de ''ne dedi bu kötü bişey mi söyledi'' repliğiyle ifade edilen zeki kızkardeş cahil abi çatışması. Avrupa Yakası Ata Demirer ayrıldıktan sonra aynı şeyi yaşayacaktı ki senarist bu boşluğu görerek derhal Aslı ile sürekli çatışan kuzen Sacit formülünü ürettti. Böylece Nişantaşılı Mükremin''le tanıştı izleyici.
Yılmaz Erdoğan beş yıl sonra Bir Demet Tiyatro''yu gerçek zamanlı olarak döndürdü ekrana. Seyirci de bu durumu yadırgadı. Sosyetik olmayı beceremeyen Mükremin, mahallesine dönmemiş ondan bundan borç alarak yaşayan bir serseriydi.
Fırtına gibi estiği ekranlara dönüşünde sükutu hayale uğrayan Bir Demet Tiyatro için geçerli değil bu durum yalnızca. Zamanında ekranları kasıp kavurmuş, sokakları boşaltmış, döneme damgasını vurmuş dizilerin devamı çekilse onlarında başına gökten üç hayal kırıklığı düşecek büyük ihtimal. Biri reytingine, biri senaristine, biri izleyicisine.
Üç partili koalisyon hükümetinin seçmen tarafından oyun dışında bırakıldığı yıl veda eden Bir Demet Tiyatro, tek partinin iktidar olduğu siyasi istikrar eşliğinde her türlü istikrarın sanki sağlanmış gibi yapıldığı bir dönemde döndü ekranlara. Siyasi alanda yaşanan çatışmaların kendisi o kadar trajikomikti ki hicvetmek ciddi kalacaktı. Mizahı besleyen toplumdaki çarpıklık gerçeğinden hareketle insanların en çok konuştukları yerli dizilere saplamaya başladı mizahi oklarını Erdoğan.
Binbir Gece''yi Bindirbir Gece, Sıla''yı Şıra diye hicvederken yeni bir içerikle ekranlarda tutunmaya çalışan Erdoğan için işin kolayına kaçtı yorumunu yapmak asıl kolaycılık olur. Erdoğan''ın kaçacak yeri yoktu ve o zoru seçti. Sadece dizi seyredilen bir ortamda bol reytingli dizileri objektifine alarak yeni bir trend başlatmış oldu. İlk etapta ekranda tutan dizileri hicvedecek devamında geriye doğru giderek diğer dizilere de bulaşacak. Kurtlar Vadisi''ni mercek altına alsa, sadece iki-üç bölüm yayınlandıktan sonra tutmadığı gerekçesiyle çöpe atılan dizilere el atsa fena mı olur? Üstelik Erdoğan bunu yaparken iddia edildiği gibi kimsenin emeğini, fikrini çalmıyor. Sabrina''dan Bir İstanbul Masalı, Ahlaksız Teklif''den Binbir Gece, Öldüren Cazibe''den Hayatım Sana Feda dizisini kotaran senaristler yanında oldukça masum kalıyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.