|
Bir MTO Manifestosu: Umut ışığı; direniş, diriliş ve varoluş kıvılcımı; uzun soluklu medeniyet tasavvuru yolculuğu… 

Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO), 4 yaşında... Sonbaharda 5 yaşında olacak inşallah.

16-22 Şubat tarihleri arası Bahar Dönemi başvuru haftası. Şu an Türkiye’de ve dünya genelinde 49 bin talebemiz var. Türkiye’nin geleceğini inşa edecek vefakâr, cefakâr ve fedakâr öncü kuşakların tohumlarını ekiyoruz. O yüzden bu yeni başvuru haftası münasebetiyle bir MTO Manifestosu yayınlamak istedim.

Uzunca bir süredir eğitim felsefesi dersleri veren biri olarak MTO’yu rahmet elçisi Peygamber Efendimiz’in (sav) geliştirdiği, üç kuşağın aynı anda yer aldığı, Hakikat talebesi olduğu, “yaş değil baş” ilkesini harekete geçiren Dârü’l-Erkâm ve Ashab-ı Suffa modellerinden yola çıkarak ilim / bilme, irfan / bulma ve hikmet / olma sütunları üzerine kurdum.

Aldığımız sonuç, tek kelimeyle, muhteşem oldu: MTO’nun gelişiyle, ülke gençliğinde gözlenen savrulma durduruldu. İstikamet üzere uzun

soluklu bir medeniyet tasavvuru yolculuğuna çıkıldı. Hakikat medeniyetini inşa edecek öncü kuşakların tohumları ekildi...

Çok dua alıyoruz bu yüzden. Bu ülkede çok az gayret, bu kadar dua aldı. Rabbim lûtfetti, uykuları bize haram etti, bu yolculuğun hâdimi olarak kollarımızı sıvadık, ülkemizin ve mazlum medeniyet coğrafyamızın makûs talihini yenmemizi sağlayacak önümüzü açacak öncü kuşakların tohumlarını ekmek için gece gündüz demeden koşturup duruyoruz.

Biz vazifemizi yapıyoruz. Ülkenin ve coğrafyamızın önünü açacak tohumları ekmeyi Rabbim bize nasip ederse, binlerce kez hamdederiz, bize nasip etmezse, vazifemizi yapmanın gönül rahatlığıyla şükrederiz... 


TÜRKİYE, ZİHNÎ İŞGAL ALTINDA… 

Anaokulundan lisesine ve üniversitesine kadar okullarımız, eğitim sistemimiz, benzeri görülmemiş bir banalliğin, sığlaşmanın, ezberciliğin, pozitivist ruhsuzluğun, ürpertici bir paganizmin ve putçuluğun pençeleri altında can çekişiyor...

Bin yıl İslâm’ın bayraktarlığını yapan bu toprakların çocukları, canlı canlı toprağa gömülüyor kökü dışarıda laikçilik, idolperestlik gibi çağdışı pagan ideolojilerle, kariyerizm, hedonizm ve nihilizm gibi çocuklarımızın özgürlüklerini ellerinden alan, beyinlerini felçleştiren çağdaş putlar tarafından.

Bu ülke iki asırdır fiilen işgal edilmedi ama zihnen işgal edildi, içeriden ele geçirildi küçük bir devşirmeler ve devşirmelerin devşirmeleri baronik-masonik şebekeler tarafından.

Bu ülke, Tanpınar’ın yerinde tanımlamasıyla “kültürel inkâr” aymazlığına soyundu, kültürel intiharın eşiğine sürükleniyor şimdi hızla... Güle oynaya hem de! Gel de isyan etme bu toprakların çocuklarının ve ruhlarının gözümüzün içine baka baka yok edilmesine...

Üniversiteler işgal altında: Tam da dünyaya sadece bizim sunacağımız bir medeniyet mefkûresine dünyanın ekmek kadar su kadar ihtiyaç duyduğu bir zaman diliminde mankurtlaşmış, metamorfoz yemiş, celladına âşık tasmalı çekirgeler yetiştirmekle meşgul bütün okullarımız!

Emperyalistler, dünyanın ruhu’nu temsil eden bu ülkeyi tek kurşun atmadan içeriden ele geçirdikleri için ne kadar sevinseler azdır: Düşünsenize, ülkenin 18-25 yaş kuşağının % 71’i, bunlar içinde en zeki olanlarının ise % 95’i ülkeyi terk etmek istiyor!

İki asırlık modernleşme, laikleşme, Batılılaşma projesiyle ülkenin tek kurşun atmadan içeriden teslim alınması değilse, nedir bu? Bu, bu ülkenin bağımsızlığının tehlikeye düşmesi demek değil midir? 


ADAM YETİŞTİRECEK ADAMLARI YETİŞTİREMEZSEK…

İşte biz, MTO olarak bu baş aşağı gidişi, bu yok oluş sürecini durdurmak, geleceğimizi inşa edecek yeni Gazâlîleri, Râzîleri, İbn Arabîleri, İmam Rabbânîleri, İbn Haldunları, Yunusları, Mevlânâları, Itrîleri, Sinanları, Dede Efendileri yetiştirecek tohumları ekmek üzere çıktık yola…

Hedefimiz, bir yerlere adam yerleştirmek değil, adam yetiştirecek

adamları yetiştirmek...

Günü kurtarmak değil, geleceği kuracak öncü kuşakların tohumlarını ekmek...

Günübirlik düşünecek bodur, sığ kişiler değil, bize asırlık düşünecek çaplı, güçlü şahsiyetler armağan edecek köklü bir medeniyet atılımına öncülük etmek...

MTO, küresel ölçekte bir savrulmanın yaşandığı bir süreçte, kuşatıcı yaklaşımıyla Müslümanca bakış’ın, akış’ın ve varış’ın sütunlarını dikti, güzergâhlarını belirledi.

Samimiyet, İstikamet ve Ehliyet ilkeleriyle eğitimde hem kalitenin zirvesini hem ruhun nasıl inşa edilebileceğini hem de bütün talebeleri arasında kardeşlik ruhunun nasıl yeşertilebileceğini gösterdi bütün Türkiye ve yerküre üzerinde...

Devamı yenisafak.com.da

#MTO
#Yusuf Kaplan
#tarih
2 ay önce
Bir MTO Manifestosu: Umut ışığı; direniş, diriliş ve varoluş kıvılcımı; uzun soluklu medeniyet tasavvuru yolculuğu… 
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet