Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk, 10 Kasım 2016’da makamına konulan bombanın patlaması sonucu şehit oldu.
Safitürk’ün ölümüne ilişkin davada bugün son duruşma yapıldı.
Yerel mahkemenin 8 sanık hakkında verdiği beraat kararını yapılan itirazın ardından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinde devam eden 8 sanığın yargılamasında karar duruşması yapıldı.
Duruşmada mahkeme heyetinin oy birliğiyle aldığı kararla yapılan yargılama ve toplanan deliller kapsamında tüm sanıkların suça iştiraklerinde cezalandırılmalarına yeterli delil olmadığı gerekçesiyle temyiz yolu açık olmak kaydıyla yapılan istinat başvuruları esastan reddedildi.
Sanıklar davaya SEGBİS üzerinden katıldı
3. Ceza Dairesinde görülen son duruşmaya tutuksuz sanıklar Devran Aslan, Tahsin Erdaş, Fikret Bagi, Zuhal Dalçin ve Vedat Erol Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) katıldı. İçişleri Bakanlığı ve Mardin Valiliğinden temsilcilerin hazır bulunduğu duruşmayı şehit kaymakamın babası Asım Safitürk, ağabeyi Ali Haydar Safitürk, yakınları, Gaziantep Vali Yardımcısı ile Alperen Ocakları Gaziantep İl Başkanı Tuncay Uzdilli de izledi. Duruşmaya, Mardin Valiliği ile İçişleri Bakanlığının katılma talebi ise kurumların suçtan doğrudan zarar görme ihtimali bulunmadığı ve bu suçlardan davaya katılmalarına yasal olarak imkan bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi.
Safitürk ailesinin avukatı: "Sanıklar terör suçundan ceza almalı"
“Olaydan önce oğluma, ‘en kısa sürede öleceksin’ demişler”
“Yargılamada hayal kırıklığı var”
Savcılık makamı, mütalaasında sanıkların beraatını talep etti
Ailenin ardından mütalaasını açıklayan savcılık makamı; sanıklar Tahsin Erdaş, Vedat Erol, Fikret Bagi, Ziynet Erdaş, Zuhal Dalçin ve Nusret Keser, Mehmet Deniz hakkında ’kişiyi yerine getirdiği kamu görevi esnasında öldürme, yangın, su baskını, tahrip, kaçırma, bombalama yada nükleer, biyolojik ve kimyasal silah kullanma, silahlı terör örgütüne üye olma, devletin birliğini bozma ve kamu malına zarar verme’ suçlarından verilen beraat karalarının usule uygun olduğu amaçlandığından bu konuda istinat istemlerinin esastan reddini talep etti.
Sanıklar suçsuz olduklarını yineledi
Mütalaanın ardından SEGBİS üzerinden savunma yapan sanık Tahin Erdaş, “Suçsuzum. Mütalaaya katılıyorum. Hedef gösterildim. Siyaseten önüm kesilmek istendi. Ben de beraatımı talep ediyorum” derken, sanık Zuhal Dalçin, “Tüm samimiyetimle suçsuz olduğumu belirterek beraatımı talep ediyorum” dedi. Sanık Fikret Bagi ise, “Bu patlamada ben de ağır şekilde yaralandım. Buna rağmen tutuklandım ve sanık olarak adım geçiyor. Mağdurum. Ben beraatımı talep ediyorum” ifadelerini kullanırken, diğer sanık Vedat Erol ise, “Biz evimizdeyken hedef gösterildik. Ben kendime değil, şehit kaymakama üzülüyorum. Mütalaayı kabul ediyorum. Bu olayda hedef gösterildim. Suçsuzum, bu yüzden beraatımı talep ediyorum” diyerek savunma yaptı.
Mahkeme istinat başvurusunu oy birliğiyle reddetti
Savunmaların, mütalaanın ve avukatlarının son sözlerinin ardından Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, davaya ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme heyeti tarafından oy birliğiyle verilen kararda yapılan yargılama ve toplanan deliller kapsamında tüm sanıkların suça iştiraklerinde cezalandırılmalarına yeterli delil olmadığı gerekçesiyle yapılan istinat başvurularının esastan reddine karar verildi. Verilen kararın temyiz yolunun açık olduğu vurgulandı.
Safitürk ailesi, mahkemenin verdiği karara tepki gösterdi
Verilen kararın ardından açıklamalarda bulunan ağabey Ali Haydar Safitürk, mahkeme heyetinin oy birliğiyle aldığı karara tepki göstererek, “Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi şehit kaymakam Muhammed Fatih Safitürk ile ilgili kararını verdi. Mahkeme maalesef ki yerel mahkemenin vermiş olduğu kararı olduğu gibi onadı. Yerel mahkemede de görmüş olduğumuz ihanetin daha iyisini burada da gördük. Bize adeta siz niye böyle bir çocuk yetiştirdiniz. Büyük bir suç işlediniz. Çocuğunuzu katledenlere biz teşekkür ederiz. Böyle çocuk yetiştirmekle suç işlediniz der gibi bir karar vermiştir. Uzaktan kumandalı bombayı patlatan kişiyi mahsus bildiği halde saklamaktadır hukuk. Adli kolluklar olayın faillerini yakaladığı halde bütün delilleriyle hukuka sunmuş olduğu halde hukuk sistemi ısrarla hiçbir delili kabul etmemektedir. Mahkeme, yaklaşık 3 yıldır bizi burada mahsus oyalamaktadır. Siz niye böyle iyi bir çocuk yetiştirir, vatan için şehit ettirirsiniz. Biz de sizin ananızı ağlatırız der gibi karar vermiştir. Yazıklar olsun. Çok anlatılacak söylenecek şey var ama bu devlet bizim, biz devletimiz için şehit oluruz. Onlar bu devlet için ihanet etmeye devam ederler. Bizi azarlarlar” dedi.
"Sanıklara üç kez söz verildi, bize bir kez"
Mahkeme heyetinin duruşmadaki tavırlarına da tepki gösteren ağabey Safitürk, “Duruşmada sanıklara üç defa var mı bir diyeceğiniz diye soruldu. Bize ise sadece bir defa meram anlattırma şansı verildi. Sanki onlara bize çiçek getirin bak sizi beraat ettirdik gibi cümleler kurulmuş olması da şehide de ihanettir, vatana ihanettir. Bu hukuk sistemi bu ülkeye ihanet etmektedir. Bundan sonra üst mahkemeye itiraz edeceğiz. Yapılması gerekeni yapacağız. Türkiye hukuk devletidir. İçeride ne kadar hukuk geçerli olmasa da devlet bizim devletimizdir. Gerekeni yapacağız” ifadelerini kullandı.
“Adalet katledilmiştir, çok üzgünüm”
Karar sonrası açıklamalarda bulunan baba Asım Safitürk ise, “Çok üzgünüm. Hukuk katledilmiştir. Yani devletin tayin ettiği bir kamu görevlisi, kayyum olarak devlet tayin ediyor. Belediyede olan teröristler, kaymakamlıkta olanlarla işbirliği yaparak çocuğumu katletmişlerdir. Çocuğumun hiç haberi yok, suçu yok. Sadece devletin ve vatanın işleri ile meşgul olan bir yavrumu katlettikleri için çok üzgünüm. Adalet askıya alınmıştır” şeklinde konuştu.
“Mahkeme terör örgütünü beraat ettirdi, üst mahkemeye gideceğiz”
Karara tepki gösteren Safitürk ailesinin avukatı Yahya Ünaldı da verilen kararını yanlış olduğunu ve bir üst mahkemeye gideceklerini ifade ederek, “Savcımız mütalaasında sanıkların değil terör örgütünün berat mütalaasını vermiştir. Mahkeme de maalesef terör örgütünü beraat ettirmiştir. Tek bir kişinin böyle bir eylemi gerçekleştirmesi Türk milletini küçük düşürmüştür, Türk devletini küçük düşürmüştür. Devlete büyük bir hakarettir. Bununla ilgili gerekli müracaatları üst mahkemelere yapacağız” diye konuştu.
