|
İktidarın boynunun borcu...

Dink davasıyla ilgili adli süreçler de umutlar da sürüyor.



Nisan ayında ele alınacak bu kez emniyet görevlilerini de kapsayan ana dava, Trabzon'da süren asker kişilerin sorumluklarına ilişkin diğer davalar, açık olan, cinayetin icrasıyla ilgili pek çok çarpıcı yeni delil içeren soruşturma dosyası mevcut adli süreçler.



Ne var ki, sorunlar bitmiş değil.



Kamu görevlileri iddianamesi pek çok dirençle karşılaşmış, Savcı Gökalp Kökçü'nün ısrarlı çabalarıyla ve siyasi bir destek iklimiyle kabul edilmişti. Ne var ki Kökçü, bu ve benzer dosyalarda yeni görevlendirmeler yapılacak gerekçesiyle daha sonra bu soruşturma dosyasından alındı. Hakim olduğu dosyadan hala uzak tutuluyor. Ve dosyayla ilgili yeni görevlendirme yapılmıyor. Bu tablonun ya da gevşekliğin arkasında ise muhtemelen adliyenin ve Adalet Bakanlığı'nın iç politikasıyla ilgili oldukça karışık bir durum var...



Açık soruşturma dosyasıyla ilgili en kritik husus, basına yansıdığı kadarıyla, cinayet günü cinayet mahallinde telefon sinyalleri üzerinden birçok jandarma istihbarat elamanının bulunduğunun ortaya çıkmış olması.



Bu, cinayetle ilgili şu ana kadar ulaşılmış en keskin ve üzerine gidilmesi gereken bulgu.



Buna karşın ne yazık ki, dosya boşta.



Dosyayla ilgili bilgiler basında.



Bu bilgiler üzerinden muhtemel suçluların tedbir aldığı muhakkak.



Ayrıca emniyet ve adliye arasında olması gereken ideal bilgi akışıyla ilgili pek çok sıkıntı var. Örneğin İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç hem ana davada sanık olarak yargılanacak, hem ana davaya ilişkin soruşturma dosyasının ana resmi muhataplarından, bu dosyayı besleme ve destekleme görevi var, ama aynı dosyayı yetkileri ve gücü çerçevesinde karartabilecek imkanları da...



Bu noktaya bile ne kadar zor gelindi...



9 yıl sonunda Dink davası, tıkalı iki büyük kanalı ancak ve kısmen açma noktasına geldi.



Bu iki kanaldan birincisi devlet görevlilerinin dahli, sorumlulukları, ihmalleri dizisiydi.



Bu görevliler bir tür aklanarak ve idari cezalarla hasıraltı edilmişlerdi. Şimdi ana davayla birleştirilen dosyada pek çoğu cinayetle ilgili olarak yargılanacaklar. Genelkurmay ve MİT hala hesap verme kanallarının dışında bulunsa da, Trabzon jandarmasının dava dosyaları hala ana davadan uzak tutulsa da, bu olumlu bir gelişme...



İkinci tıkanık kanal, cinayetin icrasıyla ilgiydi. Samast ve Hayal ikilisiyle geçiştirilen cinayet şebekesi kimlerden kuruluydu? Cinayet anında sahada kimler vardı? Jandarma istihbarat elemanlarının görevlendirmesini kim, neden yaptı? Cinayet sahasıyla, idari göz yumma, görmezden gelme arasındaki ilişkiler neler?



Bu soruların yanıtını soruşturma dosyası verebilir.



Ve vermeye hiç bu kadar yakın olmadı.



O zaman şu açık: Soruşturmanın sağlıklı yürümesini, siyasi gerginliklere, ekip kavgalarına alet edilmesini engelleyebilecek ana merci Adalet Bakanlığı'dır, HSYK'dır. Bu davanın üzerine titremeleri bu noktadan sonra özellikle elzem hale gelmiş durumda.



Türk hukuk sisteminin, Türkiye'nin vicdan meselesi haline gelmiş, pek çok karanlığın kesiştiği kavşak noktasını oluşturan Dink soruşturması ve kovuşturmasının önünü tümüyle açmak demokrasi ve temizlik iddiası olan her aktörün, her yapının boynunun borcudur.



Başta siyasi iktidarın...


#Dink davası
#Savcı Gökalp Kökçü
#mit
8 yıl önce
İktidarın boynunun borcu...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle