|
Tanımıyorlar…
“Mahkeme kararını tanımıyoruz.”
“TÜİK’in açıklamalarını tanımıyoruz.”
“Merkez Bankası’nın kararlarını tanımıyoruz.”
“İstanbul Finans Merkezi’yle ilgili Merkez Bankası kararını tanımıyoruz.”
“Kanun Hükmünde Kararnameleri tanımıyoruz.”
“KÖİ ihalelerini tanımıyoruz.”
“Dışişleri’nin uyarı yazısını dikkate almıyoruz.”
Tanımıyorlar, dikkate almıyorlar… Göreve gelebilirlerse bunlar ve ‘tanımadıkları’ diğer karar, uygulama, kurumlar hakkında
‘birtakım tasarrufları
’ olacağını söylüyorlar. Kimini “180 derece tersini yapacağız” minvalinde ifade ediyorlar… Kimini ifade de edemiyorlar… Bu işin sonunun
anarşizme
doğru gittiğinin farkında oldukları için kaçınıyorlar herhâlde…
Dünya işlerinde eleştirilemeyecek şey yoktur… Hele ki muhalefetin en temel vazifesi bile sayılabilir… Ancak bunu devletin ve kurumlarının altını oyarak yapmak ‘
meşru
’ ve ‘
hukuki
’ olması gereken,
Türkiye Cumhuriyeti
kanunları ile kurulmuş,
TBMM
’de milleti temsil yetkisine sahip bir siyasi partiye yakışmaz.

Muhalefet, ülkemiz siyasal sisteminin ayrılmaz ve kıymetli bir parçasıdır. Buna uygun davranmaları gerekir…

Ancak önümüzdeki tablo, ne yazık ki bundan çok uzak… Sosyal medyada takma isim ve sahte fotoğraflarla
‘eylem yapan’
trollerden farksızlar… Onların gerçek kimliklerini saklama sebebi tam da bu değil midir?.. O kadar absürt eleştirilerle, iddialarla ortaya çıkıyorlar ki bunu ‘tanınmadan’ yapmak istiyorlar… Bu saçmalıkları hukuk ya da toplum önünde kendi kimlikleriyle sahiplenmeyecek kadar ‘akıllılar’…

Valilikler aracılığıyla ilgili kurumlara “Yabancı temsilcilik mensuplarının randevu talepleri” başlıklı bir yazı gönderilmiş. Basında yer alan haberlere göre şöyle deniliyormuş:

“Cumhurbaşkanlığı’nın 3 Haziran tarihli yazısında, ülkemizde akredite büyükelçi, maslahatgüzar, başkonsolos ve uluslararası kuruluş temsilcileri başta olmak üzere yabancı temsilcilik mensuplarının Sayın Bakanlarımız ve Valilerimiz dahil üst düzey zevattan ve diğer tüm kamu kurum ve kuruluş yetkililerinden telefon görüşmesi de dâhil olmak üzere randevu taleplerinin resen karşılanmaması, taleplerin Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğü üzerinden yapılması gerektiği konusunda yönlendirilmesi ve Dışişleri Bakanlığımız görüşünün alınması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususunun belirtildiği Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı’nın 21 Haziran 2022 tarihli sayılı yazısında ifade edilmiştir.”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu,
bu yazıyla belediyelerin Türkiye’deki yabancı misyon temsilcileriyle yapacağı görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı’nın
‘iznine bağlanacağını
’ iddia etmiş. Şöyle demiş: “Bu hamlelerin, sadece ve sadece merkezi idarenin, toplum nezdindeki ne yazık ki çürümüşlüğünü göstermek konusundan başka sürece dair bir anlamı yoktur.”
Cumhuriyet Halk Partisi
(CHP) Genel Başkan Yardımcısı
Seyit Torun
da karara tepkiliymiş;
“Bu yazıyı dikkate almayacağız”
demiş. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şunları söylemiş:
“Bizim belediye başkanlarımız sarayın memuru değil, iktidarın emir eri değil, kendi bölgelerinin seçilmiş temsilcileridir! Belediye başkanlarımızın yabancı temsilciliklerle görüşmesini iktidarın iznine bağlamak, gitmekte olan baskıcı bir rejimin korkusunun göstergesidir.”
‘İzne bağlanma’, ‘baskıcı rejim’, ‘merkezi idarenin çürümüşlüğü’, ‘atanmış-seçilmiş ayrımı’…
Durumu çarpıtmak, kararı ve vereni itibarsızlaştırmak için daha ne diyebilirlerdi acaba?..

Bakmayın “Belediyelerimiz!” diye ayaklandıklarına… Yazı açık, kapsamı bakanları, valileri de kapsayan biçimde çok daha geniş… Ancak bu işten alınan İBB Başkanı ve partisinin yönetimi olmuş.

Yadırgamıyoruz tabii… Malum, İstanbul’da karın bir afete dönüştüğü saatlerde, Rumeli Kavağı’ndaki balıkçıda
Birleşik Krallık Büyükelçisi Dominick Chilcott
ile muhabbetteydi İmamoğlu… Ardından bir buluşma daha organize edilmişti… Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘güven mektubu’nu sunarak resmen göreve başlayan
ABD
Büyükelçisi
Jeffry Flake
, önce
Fener Rum Patriği Bartholomeos
’u ziyaret etmişti… Hemen ardından da İmamoğlu’nu…

Yazıda, “Kimse kimseyle görüşmesin” denilmiyor, yabancı temsilcilerin randevu talepleri söz konusu olduğunda Dışişleri’nin görüşünün alınması konusunda gereken hassasiyetin gösterilmesi belirtiliyor…

Bundan
PR
malzemesi çıkarabilme başarısını gösteren İmamoğlu’nu ilgiyle izliyoruz… Tanınmaya evet ama itibara etkisi çok düşük ‘publicity’ (medyada görünürlük) konusunda olur olmaz her fırsatı değerlendirdiği gibi bunu da kaçırmamış.
#TBMM
#CHP
#Seyit Torun
2 yıl önce
Tanımıyorlar…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi