
Zaman hızla geçiyor. İşte 2025 yılının da sonuna geldik. Allah, hepimize daha nice yıllar sağlık ve âfiyet içinde yaşamayı nasip eylesin. Kısacık ömrünün bütün yıllarını Türk Milli Eğitimine adayıp yüzlerce, binlerce talebe yetiştiren, ayrıca kültür dünyamıza birbirinden değerli birçok eser kazandıran Muallim Cevdet Bey, 1935’te vefat etti ve Edirnekapı Mezarlığı’nda, Mehmed Âkif, Süleyman Nazif ve Babanzâde Ahmed Naim beylerin hemen yanı başındaki kabrine defnedildi. Bu kıymetli zevatın ölüm tarihleri de kısa aralıklarla birbirini takip etti. Süleyman Nazif 1927, Ahmed Naim Bey 1934, Muallim Cevdet, yukarıda da belirttiğimiz üzere 1935’te ve Âkif Bey de 1936’da Rahmet-i Rahman’a kavuştu.
Kendisinden ve hizmetlerinden kısa kısa da olsa söz edeceğimiz merhum Muallim Cevdet vefat edeli tam doksan yıl oluyor. Yaşarken ve o güzel eserlerini kaleme alırken, özellikle çeşitli okullarda muallimlik yaparken büyük bir şöhret kazanan idealist öğretmen ve değerli kültür tarihçisi daha sonraki yıllarda nisyan perdesinin altında kalarak unutuldu. Eğer İstanbul Vilayeti Mektupçusu Osman Nuri Ergin, onun hakkında koca bir kitap yazmamış olsaydı, merhumun ismini duyan bile kalmayacaktı.
“M. Muallim Cevdet’in Hayatı, Eserleri ve Kütüphanesi” adıyla 1937’de neşredilen bu kitap 748 sayfalık tam bir kültür hazinesidir. Nâtamam olarak eserin son bölümünde yer alan 96 sayfalık “Tarih Lügatçesi” de bu hazinenin diğer bir mücevheri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Muallim Cevdet kitabı, aradan geçen uzun yıllar dolayısıyla kitapçı raflarına veda etti ve yok sattı. Bu âbidevi biyografiyi arayıp bulanlar da mâşukuna kavuşan âşık gibi mutlu oldular. Ben de onu bizim Hanifi Bey’in dükkânında, fotokopi yoluyla kitap haline getirilmiş nüshasını görünce orijinalini bulmuş gibi sevindim ve derhal satın aldım. Daha sonra, bir sahafta ilk baskısına rastlayınca, onu da kütüphaneme kazandırdım. Aynı nüshadan iki kitabı birden almaya ne gerek var diyenler, kitap muhabbetinden nasibi olmayanlardır. Aynı kitabı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2005 yılında ikinci defa yayınladı ve ben onu da -mahzun olmasın diye- sahiplendim.
“Mim”li, (mim harfiyle başlayan) kelimelerle söyleyecek olursak, muallim, müellif, müdekkik, mürebbi, mütercim ve arşiv uzmanı olarak tanınan, bilinen ve sevilen zat tam bir ayaklı kütüphanedir. Ben de aynı ismi taşıyan kitabımda kendisine geniş bir yer verdim.
Osman Nuri Ergin, Cevdet Bey’in muallim ve mürebbi sıfatlarını izah sadedinde, “Cevdet, Nejat adındaki gence, ziyade hizmet ve emek sarfetmiş ve bu çocukla on bir sene yakından meşgul olmuştur. Cevdet gibi milliyetçi olduğu kadar dindar da olan, Şark’ı bildiği kadar Garb’ı da tanıyan bir muallimin zengin bir aile nezdinde, kabiliyetli bir genç üzerinde, o zamana kadar okuduklarını, gördüklerini hülasa fikirlerini ve emellerini nasıl tatbik ettiğini ve bu işte, bu tecrübede ne dereceye kadar muvaffak olduğunu, mürebbilikte, talim ve terbiyede nasıl bir metot takip ettiğini ve hangi eserleri genç çocuğa okuttuğunu öğrenmek isteyenlerin çok olacağına kâniim. Bu noktanın tavzihi henüz bizde yazılmamış olan tâlim ve terbiye yahut maarif tarihi için de elzemdir sanırım” dedikten sonra Cevdet Bey’in Nejat isimli talebesiyle on bir yıl içinde birlikte okudukları kitapları isim isim şöyle sıralıyor:
Nef’i Divanı, Ziya Paşa’nın müntehap eserleri, Şehnâme Hülasası, Hüsrevname, Ömer Hayyam Tercümesi, Şeyh Gâlip Divanı, Gülistan, Telemak ve Odisa, Dede Korkut, Nâci’nin Mektupları ve Mütercemi, Bağdatlı Ruhî Divanı, Rubâb-ı Şikeste, Şinasi’nin Darb-ı Meselleri, Ömer Seyfeddin’in Hikâyeleri, Âkif Paşa’nın Hususi Muharrerat’ı, Ali Canib’in Edebiyatı, Hüseyin Rahmi’nin Tebessüm-i Elem, Şıpsevdi, Ateşten Gömlek, Avrupa Mektupları, Hamid’in Eşber’i, Tarık’ı, Finten’i, Evrak-ı Eyyam, Rıza Tevfik’in Eserleri, Mecmua-i Ebuzziya, İlhan, Tayflar, Eski Tasvir-i Efkâr, Dağarcık ve Kırk Anbar, İkdamcı Ahmed’in bütün makaleleri, Cümel-i Müntehabe-i Kemal, Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniye, Takvim-i Marifet, Said Paşa’nın Hatıratı, Reşid Paşa’nın Evrak-ı Siyasiyesi, Cevdet Tarihinden, Naima’dan ve Raşid’den seçme bölümler, Âlim ve Sanatkârlarımız, Medeniyet-i İslamiye Tarihi, Kayseri Kitabeleri, Meskukât-ı İslamiyye ve Osmaniyye Katalogları, İstanbul ve Boğaziçi, Tezkiretü’l-Bünyan, Mir’at-i İstanbul, Bedeger’in Paris Seyahatnamesi, Âlem-i İslam ve Japonya’da İntişar-ı İslam, Evliya Çelebi Hayatı ve Eserleri, Anna Karenin, Selahaddin-i Eyyubi, Ebu Müslim Horasani, Mizanü’l-Hak, Niza-ı İlm ü Din, İbn-i Rüşd, Gazali, Beşair ü Sıtkı Muhammediye, Madde ve Kuvvet Reddiyesi, Ömer Ferid Kam’ın Vahdet-i Vücud’u, Eflatun’un Muhavereleri, Hazreti Peygamber ve Kur’an-ı Kerim, Askeri Din Dersleri, Şeriat-i İslamiye ve Mister Karlayel…
Osman Nuri Bey, daha sonra “Bunların arasında bazıları baştan başa, bazıları da mühim noktaları itibariyle okunmuştur. Hukuk Dersleri müzakereleri bunlardan hariçtir” notunu düşüyor. Kitap isimlerinden bazılarını ben de yazı fazla uzamasın diye atladım. İnsan, şu sıralamayı yaparken bile yoruluyor. Halbuki Muallim Cevdet ve hasta talebesi bütün bu ciltleri aşkla şevkle birlikte okuyorlar. Her ikisinin de mekânı cennet olsun.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.