Şu bir gerçek ki enerji,
artık tüm ülkelerin iyi
ekonomik koşullarda ve sürdürülebilir şekilde erişmeye çabaladığı ve uğruna savaşı göze alabilecek önemli ve stratejik bir ürün haline geldi.
Gelişmiş ülkeler, sahip oldukları
milli geliri sürdürebilmek ve bu milli gelir dolayısıyla ulaştığı hayat standardını korumak y
ani sahip oldukları kişi başı geliri sürdürmek için enerji tüketiminin kesintiye uğramaması gerekiyor.
Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte bir çok Avrupa ülkesinde en çok konuşulan konu da, Rusya’nın enerjide atacağı adımlar konusunda nasıl bir yol haritasının belirleneceğidir. Çünkü
Avrupa’nın doğalgazda Rusya’ya yaklaşık yüzde 30- 40 oranında dışa bağımlılığı bulunmakta.
Bu durum, Avrupa ülkelerinin hem
Rusya ile karşı karşıya gelmesini engellediği gibi hem de bu durumdan alınacak dersler konusunda enerji politikalarında nasıl bir değişim
olması gerektiği de üzerinde konuşulan önemli konular olarak öne çıkmaktadır.
Öte yandan gelişmekte olan ülkeler d
e daha çok üretmek, yüksek ekonomik büyüme rakamlarına ulaşmak ve rekabetçi şartlarda üretimin sağlanması için enerjinin
hem ucuz olması hem de bu enerji tüketiminde bir kısıtlamanın
olmaması gerekiyor.
Dolayısıyla, gelişmekte olan
ülkelerde
de ekonomilerin geleceği, GSYH ve kişi başı milli gelir enerji tüketimine bağlı.
SAVAŞ İLE BİRLİKTE ENERJİ POLİTİKALARINDA DEĞİŞİM KAÇINILMAZ
Enerjinin bu kadar önemli olduğu bir
dünyada enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler elbette çok şanslı ülkeler konumunda. Bugün devam eden Rusya-Ukrayna savaşında bir çok Avrupa ülkesinin çok aktif rol oynamamasının sebebi de Rusya’nın olası
enerji kısıtlamalarına gitmesi durumunda karşılaşabilecek zor durum olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek.
Bu nedenle Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında enerji politikalarında çok önemli değişimler olacağını
söyleyebiliriz. Bu savaşın nasıl biteceği belki ayrı bir konu ama özellikle
Avrupa
ülkelerinin
enerji bağımlılığından çok önemli dersler çıkaracakları açıktır.
Hem ülke bağımlılığını azaltmak hem de yeni enerji kaynakları konusunda farklı açılımların ve politikaların hayata geçirileceği bir dönemdeyiz.
Bu değişim, ülkeler arasında yeni
işbirlikleri için fırsat sunacağı gibi
yeni projelerin hayata geçirilmesi için de önemli bir alan açacaktır.
OLASI KAYNAK ÜLKELER
VE GÜZERGAHLAR
Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’da başta
güvenlik olmak üzere enerji politikalarında
da değişimin artık kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Türkiye’nin Avrupa’ya verecek doğal gazı olmasa da
coğrafi konumu nedeniyle bir çok kaynak ülke ile doğalgaz tüketen Avrupa
ülkeleri arasında bulunması Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde stratejik önemini arttırıyor.
İran ve
Irak doğalgazı hem
Türkiye hem de
Avrupa enerji arz güvenliği için önemli bir alternatif.
İran doğalgazına erişim, batı ile İran arasında var olan gerginliğin bitmesine bağlı.
Azerbaycan doğalgazının Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşıyan TANAP-TAP projelerinin kapasitesinin artırılması
bölgemizde öne çıkan diğer bir kaynak konumunda.
Diğer yandan, hayali olarak kurgulanan ve hayata geçmesi mümkün olmayan rotası
ile East-Med projesinin artık öldüğünü söylemekte fayda var.
Bu durum Türkiye
üzerinden geçecek
East-Med ya da yeni bir doğalgaz boru hattı projesinin hayata geçmesi Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz kaynakların
Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması tüm bölge ülkeleri için de önemli bir imkan olacaktır.
#Rusya
#Ukrayna
#TANAP
#TAP
#East-Med
2 лет назад
Enerji politikalarında değişim kaçınılmaz
Mahkeme salonu mu ‘Öğretmenler Odası’ mı?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
