|
Işıl ışıl dilekler
İçimizden geçen güzel şeyleri aşikar etmekten sakınırız bazen, çünkü söylediğimizde başkalarının anlayışlarına teslim etmiş oluruz onları. Ne anlayacaklarını, ne düşüneceklerini bilemeyiz. İyi dileklerimizin başkalarında bir karşılık bulup bulamayacağını kestiremeyiz. Tam aksine, yanlış anlaşılabilirler, hiçe sayılabilirler, gülünç bile bulunabilirler. İncitir bu bizi; yanlış anlaşılmak değil, daha çok içimizden geçen güzel şeylerin kırılıp gitmesinden.

Hep vardır böyle bir tehlike... Anlatmaya çalışırken her şeyin daha da anlaşılamaz hale gelmesinden, sözlerin kontrolden çıkmasından, bu böyle oldukça daha da gerilip her yaptığımızı daha sarsakça yapar hale gelmekten korkarız.

“Sanki aramızda söze dökülemeyen bir şeyler var” dedi yanındakine dönerek, “Ve sanki asıl önemli şeyler orada saklı kalıyor.”

Bir insanın bir başkasına kendini anlatması zordur. Bir insanın bir başkasını anlaması da zordur. Kelimeler bir çok şeyi anlatabilir ama onların da başa çıkamadığı şeyler vardır. Bazı şeyler hassastır, ince bir ipin üstünde yürür gibi çıkarmak gerekir kelimeleri ağızdan. Ama beceremeyiz, düşeriz çoğu zaman o ipin üstünden. Çünkü anlatmak zordur ve anlamak da öyle.

“Güzeli anlatamamak, rüyada bağırmak isteyip de sesi çıkmayan insanın dehşetine düşürüyordu onu” diyor ‘Tutunamayanlar’ın bir yerinde Oğuz Atay.

Bazen sözler dilimizde düğümlenir kalır. Söylemeye bir yol, bir çare bulamadığımız, cesaret edemediğimiz, kelimelere güvenemediğimiz her şey kederli yutkunmalar halinde içimize geri döner. Söylenemeden kalır. Sessizce içimizden geçirdiğimiz dileklere dönüşür. O dileklere tutunarak yaşar gideriz.

“İçinden bir şey dile” deriz ya hani,
çok güzel çağrışımları olan zengin bir ifadedir bu
. Bir şey dilemek için insanın içine gitmesinin gerektiğini hatırlatır bize. İçine giden insan, oradan iyi şeyler bulup çıkaracaktır. Çünkü içi fıtratıdır insanın, tertemiz mayasıdır. Dünyanın giremediği yerdir. İçimize gidemediğimiz için mahrum kaldığımız
şeylerin saklı olduğu yerdir.

Dileklerimiz içimizde açan renk renk çiçeklerdir. Güzellik tohumundan neşv-ü nemâ bulurlar, umut toprağından boy atıp büyürler. İnsanca bir tasavvurun ürünüdürler. Dilediğimiz her şeyde insanca bir umut vardır, yapabildiklerimizden daha iyi şeyler için...

“Ah Malte, göçüveriyoruz; bana öyle geliyor ki herkes dalgın ve meşgul; gidişimizin farkında değiller bile. Sanki bir yıldız akıyor da görmüyor kimse ve kimse niyet tutmuyor. Bir şey dilemeyi unutma, Malte. İnsan dilemeyi elden bırakmamalıdır. Bence gerçekleşme yoktur, ama uzun süren, bütün bir ömür boyu devam eden dilekler vardır; öyle ki insan onların gerçekleşmesini bekleyemez bile” diye yazmış Rainer Maria Rilke, unutulmaz ‘Malte Laurids Brigge’nin Notları’ kitabında.

Biriktirdiği güzel dilekler, içinin gökyüzünde yıldızlar gibi ışıl ışıl parlayan insanlar da var.

“Dünyanın buz gibi ayazında üşümekten kurtaramadığımız nicelerini” dedi beyaz saçlı adam, “içimizde kat kat battaniyelere sarıp sıcacık tutuyoruz.”

#Malte Laurids Birgge
#İçinden bir şey dile
#Gökhan Özcan
#Işıl Işık Dilekler
1 yıl önce
Işıl ışıl dilekler
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı