|
O tertemiz gülümseme

Nerede, nasıl okudum da hatırlıyorum bilmiyorum. Fakat söz aşağı yukarı şöyleydi: “Yaptığı işe ömrünü verenler o işin kalitesini belirleme hakkını saklı tutarlar ellerinde. Onları telaşlanırken, paniğe kapılmışken, acele ederken görmeniz mümkün değildir. İşin sadece numarasını yapanlar ise o derin ezginlikle baş edebilmek için iş yapmakla değil, kendilerini yırtmakla meşgul olurlar, paçozlaşırlar.”

Hayır. Google’da nizami arama yapma bilgisini haiz diye kendisini yazar görenlerden, gösterenlerden söz etmiyorum. İlgili programı kullanma becerisi var diye kendine tasarımcı diyenlerden söz etmiyorum.

Basit, daha basit bir derdim var. Yaptığı işte dikine bir derinlik sağlamak fırsatı elindeyken işin şovuna, paçozluğuna gönül indirenlerden söz ediyorum. Hadi örnek vereyim. Bir arkadaşım var. Sorsanız kendisine “editör” demez, sorsanız kendisine “okur-yazar, entelektüel” falan bile demez. Ama telefon açıp “Abi, Karatani’nin Türkçeye çevrilmeyen kitapları hangileri?” dediğinizde size kitapların ismini eksiksiz sıralar.

Bu etkileyici performanstan cesaret alıp Zaha Hadid kitaplarını sorarsınız, o konunun bilgisini de eksiksiz şekilde aktarır size.

“Yetkinleşmek” ile “sahnede olmak” genellikle birbirine ihanet etmeye hazır kavramlardır.

Bana “gazeteci” denilen her ortamda bu tanımlamaya itiraz etmem de bu yüzdendir. Çünkü mesela bana “gazeteci” denmesi, sahadan haber toplayan, adliye koridorlarında sabahlayan, bakanlardan-vekillerden kulis almak için kafa patlatan, dosya haberciliği yapan “gazeteci” arkadaşlarımın emeğini hiçe saymak olur. Ben altı üstü kendi ilmince, kendi birikimince ve kendi bakış açısınca yazıp-çizen bir köşe yazarıyım. Gazetecilik başka, bambaşka bir iş… Ben, gazeteci arkadaşlarımın mesleklerini yaparak ortaya çıkardıkları şahane bir gazetede Allah’ın inayeti ve olayların böyle gelişmesi saikiyle “sahnede yeri olan” adamım sadece.

Bu, burada bir dursun.

Perşembe günü, Sirkeci Tren Garı’nda 12. Uluslararası Dergi Günleri’ni resmen açmış olduk. Bakmayın “açmış olduk” dediğime. Benimkisi, rahmetli kardeşimiz Asım Gültekin’in muazzez anısına katkı sağlama çabası sadece. Emeğin büyüğü Dünya Dergiler Birliği’nin iki kahramanı Metin Uçar ve Murat Ayar ile “Asım’ın nesli” dediğim genç dergici arkadaşlara ait.

Fatih Belediyesi’nin ana sponsor, Albayrak Medya’nın medya sponsoru olduğu, TİKA ve YTB gibi kurumlarımızın desteklediği Dergi Günleri’ne bu sene 315 dergi katılıyor. Pandeminin etkilemediği organizasyonlarımıza ortalama 400 civarı derginin katıldığını düşünürsek bu katılımın “olağanüstü” olduğunu söylemek mümkün.

Bu pazar gününü şöyle ferah ferah dolaşarak Dergi Günleri’nde geçirme planım var Allah izin verirse. Önce 12.00’de Cins Dergimizin bir oturumu var. Yusuf Genç, Furkan Çalışkan ve Rıdvan Tulum’la “Cins Neyi Başaramadı?” meselesi etrafında konuşacağız. Ardından tabii ki gençlerin çıkardığı dergiler başta olmak üzere bütün stantları dolaşma niyetindeyim.

Benden söylemesi. 12. Dergi Günleri’nin son gününde çoluk çocuk gelin Sirkeci Tren Garı’na… Dolaşın. Dergici arkadaşların heyecanlarına, umutlarına, emeklerine ortak olun. Harcayacak paranız varsa dergi alın bol bol. Yoksa emin olun 8-10 dergi ile çıkarsınız zaten Gar’dan.

İki şeyi unutmayın. Birincisi, Osman Turhan abinin ekibiyle birlikte hayata geçirdiği yepyeni Albayrak Medya dergisi Genç Motto’ya, Albayrak standımızda göz atmayı unutmayın. Bilge Çocuk ve Bilge Minik’in başarılı ekibinin bu yeni heyecanlarını da çok beğeneceğinizden hiç şüphem yok.

İkincisi, Dergi Günleri’nin 12. kez yapılmasını sağlayan asıl kahramanın, yani kardeşimiz Asım Gültekin’in ruhuna bir Fatiha hediye etmeyi sakın ola ihmal etmeyin. Onun, hepimize yetebilecek denli büyük bir heyecanı vardı Dergi Günleri konusunda. Mekânı cennet, makamı âli olsun.

Asım “sahnede olmayı” değil, “yetkin biri olmayı” tercih etmişti hayatı boyunca. Bir hırkası, bir de insanlık lehine hayalleri vardı. Şimdi özlüyorsak, en çok giderken bize

miras bıraktığı o tertemiz, umut dolu gülümsemesini özlüyoruz. Bütün sahte gülüşlerin arasından seçebileceğimiz o tertemiz gülümsemelere o kadar ihtiyacımız var ki…

#Zaha Hadid
#Uluslararası Dergi Günleri
#Asım Gültekin
#Dünya Dergiler Birliği
#Metin Uçar
#Murat Ayar
#Albayrak Medya
3 yıl önce
O tertemiz gülümseme
Yerli muhafazakârlığın resmileşmesi
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...