|
Bir numara çekmek

Yazdıklarım nereye gidiyor diye düşündüğüm zaman yahut yazdıklarıma verilen tepkilerin içimde rahatsızlık veren bir boşluk ürettiği zamanlarda kendi kendime sorarım: Gazete okuyucusu bir köşe yazarını niçin okur? Giderek bir gazete okuru bazı gazete yazarlarını ısrarla niçin takip eder? Benim bu sorulara verdiğim cevap Türkiye''de gözlemlenen gazetelere mahsus okur-yazar bağlantısının aşinalık ve alışkanlıkla açıklanamayacağı yolundadır. Cumhuriyetin ilk yirmi yılında aşina oldukları yazara alışmak okuyucuların en çok içinde bulundukları ruh durumu imiş. Yaşım gereği ben bu durumun kalıntılarından ancak haberdar olabildim.

Ama artık devir değişti. İnsanlar köşe yazarlarını "bir şeyler yapma" bağlamında okumaktadırlar. Bilhassa bu günlerde insanlar kendilerini bir süredir kaptırdıkları güzergâh çok can sıkıcı hale geldiğinden mi nedir bir şeyler yapmak için çırpınıyor. Yine de insanlar çırpınmakla kalıyor ve bir şeyler yapmaktan geri duruyor. Çünkü yapılacak en uygun şeyin ne olduğuna karar veremiyor. Birbirlerine soruyorlar: Ne yapmalı? Aldıkları cevap: Ben de sana onu soracaktım! Kazârâ aralarından biri öncelikle şunu yapalım diyecek olursa bir başkası yapılacak en son işin o söylediği olduğunu ileri sürüyor. Herkes olduğu yerde kalıyor.

Okurla yazar da "ne yapmalı" hususunda birbirlerine kulak kabartıyor. Okur ve yazar birbirlerini dikkatle dinliyor. Dikkatle dinliyor, zira biri diğerinin teklifine mutlak surette kapalı. Yazar okurun, okuyucu da yazarın teklifine uygun bir adım atıp da hata işlemekten korkuyor. Bu ikisi arasındaki pamuk ipliği yardımıyla kurulmuş bulunan bağlantı ikisinden birinin işine yaradığı sürede ve oranda korunmaktadır. Hüküm süren hayat şartları içinde okur-yazar ikilisinden etkileyici mevkide bulunanı sanılanın aksine okuyucudur. Anladığım kadarıyla köşe yazarına rağbet eden okur okuyuculuk pozisyonunu benimsediği sırada günlük hayatın içinde bir numara çekmeseydi okuduklarını okumayacaktı. Okuyor, çünkü okuduklarıyla çektiği numaranın daha kolay çekilebilir olduğu hissine kavuşuyor. Okuyucu başka bir numara çekmeye karar verdiği zaman veya numara çekmekten vazgeçtiği zaman ya artık kendine yeni yazarlar ediniyor veya cinsi ne olursa olsun köşe yazarlarıyla hesabını kapatıyor.

Okuyucu pozisyonunda bulunan insanların hangi numarayı çektiğini doğrusu ben de pek merak ediyorum. Son çeyrek asır boyunca okurların dertlerinin ne olduğu ve yazarları neye âlet ettikleri belli oldu. Meğer hangi düşünce eğiliminde, hangi toplum tabakasında olursa olsun okuyucu zihin etkinliği bakımından beleşçiliği en yarayışlı konum bellemiş. Bu yüzden de bir çok şeyi bilmemenin ve bir çok hassasiyetten mahrum kalmanın toplum içinde geçerli bir yer kazanmak için engel teşkil etmediğini yazarlara tasdik ettirmek istiyormuş. Oysa şimdi, milâdın yirmi birinci yüzyılında Türkiye''de bulunan okuyucuların hayatta çektikleri numara ve yazarı düşürmeye yeltendikleri mandepsi bir öncekinden çok daha farklı olsa gerek. Bilmek istiyorum okuyucunun son numarası nedir ki onun eğlencesi durumuna düşmekten paçayı sıyırabileyim.

23 yıl önce
Bir numara çekmek
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset