|
Oldu olacak kırıldı nacak

Sözlükten aynen aktarıyorum: NACAK (i.) Arkası tokmaklı küçük balta. Kemal Derviş''in hazırlayıp açıkladığı program nacağın kırıldığı haberinden fazlasını ihtiva etmedi. Adı anılan şahsın köprülerin atıldığına, gemilerin yakıldığına dair ifadelerini de nacağın kırılış macerasına ilişkin bir tercüme çabası olarak değerlendirmek lâzım.

Beklenti Türkiye''nin kapitalist dünya sistemi içinde olağan bir işleyişe kavuşturulmasıydı. Dünya sistemi bariz bir hiyerarşi anlamı taşıdığından Türkiye''nin olağan işleyişi demek onun bir çevre ülkeye özgü ekonomik yapının gereğini yerine getirmesi demekti. Bunun için körün değneğini bellediği gibi Türkiye''nin de metropolün onu tayin ettiği, ona tahsis ettiği basamağı bellemesi şarttı. Eğer bir krizden söz etmek durumundaysak bu krizin Türkiye''nin sistem içinde yeni bir yere oturtulması sebebiyle doğan bir kriz olduğunu herkesin fark etmesi bir zarurettir.

Kemal Derviş''in görevi, daha uygun bir ifadeyle "misyonu", Türkiye''yi nâzil olduğu basamakta yeni bir düşüşe meydan vermeyecek ve belki de tayin edilen basamağı bir sahanlığa dönüştürmesini temin edebilecek biçimde toparlamaktan ibaretti. Meraklı bir bekleyişin sonunda görüldü ki dile getirildiği kadarıyla (mâli, ekonomik, sosyal, politik) hiçbir bakımdan bu programın şaşırtıcı yenilikleri yok. Giderek köklü ve köktenci bile değil. Yine de Kemal Derviş vesile edilerek hazırlanıp açıklanan program önceki benzerlerinden köklü ve köktenci bir değişimin ürünü olması bakımından farklıdır. Program Türkiye''ye şimdiye kadar kıskançlıkla koruduğu "istiklâl" bilincinden (siz isterseniz buna nev''i şahsına münhasır olmak deyiniz) hiçbir fayda temin edilemediği ve buna mukabil "basamak" (ve mümkünse sahanlık) bilincine kavuşmak suretiyle önünde bir çok imkân bulunduğunu telkin ediyor. Mezkûr telkinatın da yeni bir tarafı yok. Bütün yenilik bu uğurda olanların olduğu ve nacağın kırıldığı haberini almış bulunmamızdadır.

Yakılan gemiler, atılan köprüler edebiyatına bir başka yorum getirmek imkânsızdır. İfadeler şatafatlı ve fakat işaret ettiği durum işin aslını bilenleri ağlamaklı kılabilir. Uzun bir seferden sonra fethetmek üzere çıktığınız kara parçasında kalmaya kararlısınız. Gemileri bu yüzden yakmış olmalısınız. Halbuki gemileri yakmanın asıl gerekçesi kaçışı önlemek değil, artık kaçacak yerin kalmadığını kabullenmektir. Köprüleri yıkmış olmanızın sebebi de energinizi artık iki yaka arasında (diyelim ki DM ile USD arasında) gidip gelmek suretiyle tüketmeyeceğinize karar vermenizdir. Metropol yetkilileri Türkiye''nin periferi alanında işgal edeceği bölgeyi, noktayı, karakolu sabitlemiştir. Anlayalım ki dünya sisteminin lortları ülke olarak bize yaka değiştirme girişimini bile çok gördüler. Ayağını kırıp evinde oturmak diye ben buna derim. Bu tespit üzerine birileri çıkıp "Ne yani? Sürtüğün biri olmak daha mı iyiydi?" deme açık sözlülüğü gösterebilir. Gösterirlerse onlara da kulak vermek lâzım.

23 yıl önce
Oldu olacak kırıldı nacak
Siyasal iktidar ve kültürel iktidar meselesi
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…