|
Yüksek faiz dolarizasyonu neden çözmüyor?

Bugün Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) toplantı günü. Gözler alınacak faiz kararında. Son iki toplantıda para politikası araçlarından birisi olan faizi oldukça rahat biçimde kullanan ve toplamda 675 baz puan faiz artıran bir Merkez Bankası gördük. PPK’nın her iki toplantıda vurgu yaptığı konulardan birisi de dolarizasyondu. Peki dolarizasyon ne demek ve dolarizasyonda son durum ne?

DOLARİZASYON NE DEMEK?

Uluslararası Para Fonu, finansal dolarizasyonu (ya da varlık ikamesini) vatandaşların varlıklarını ve yükümlülüklerini yabancı para cinsinden tutmaları durumu olarak tanımlamaktadır. Biz de bu durumu yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki yabancı para mevduatlarından takip ediyoruz.

YURTİÇİ YERLEŞİKLER DÖVİZ ALMAYA DEVAM EDİYOR

Yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki yabancı para mevduatlarını Merkez Bankası’nın “Haftalık Para ve Banka İstatistikleri” detaylı bir şekilde gösteriyor. Son verilere göre yurtiçi yerleşikler döviz almaya devam ediyor. Yani TCMB’nin ifade ettiği ve yüksek faiz hadleri ile hedeflediği ters dolarizasyondan oldukça uzağız. Aşağıdaki grafikte detayları görmek ve seyri analiz etmek mümkün. Ben yine de birkaç rakam vereyim. Merkez Bankası’nın yeni yönetimi iş başı yaptığından bu yana faizler 675 baz puan arttı ve Dolar/TL 7,40’lara kadar çekildi. Normalde olması beklenen yüksek mevduat faizleri ile ters dolarizasyonun başlaması yani yurtiçi yerleşiklerin yabancı paralarını elden çıkarıp yüksek faizle TL’ye dönmesiydi. Ancak verilere göre bunun tam tersi olmuş ve yurtiçindeki gerçek kişiler yeni yönetim döneminde 10 milyar dolar daha döviz almış. Böylelikle toplam yabancı para mevduatı da 224’ten 235 milyar dolara çıkmış.

YÜKSEK FAİZ NEDEN İŞE YARAMIYOR?

Daha önce Türkiye’deki yurtiçi yerleşiklerin önemli bir bölümü için sorunun faizin seviyesi değil faizin kendisi olduğunu ifade etmiş, faizsiz finansal enstrümanların yetersiz olması ve ikna edici olmamalarının neticesinde bireylerin gelirlerinin harcamadıklarını kısmını ağırlıklı olarak gayrimenkul, fiziki altın ve dövizde tuttuğunu belirtmiştim. Son dönemde yapılan ve bulguları birbirini destekleyen iki saha araştırması da bu savımı doğrular nitelikte. İlki Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin “Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması”, diğeri de Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan “Türkiye Eğilimleri 2020 Kantitatif Araştırma Raporu”. Her iki araştırmanın sonuçlarını detaylı bir şekilde incelediğimizde Türkiye’de hanehalklarının tasarruf alışkanlıkları ve faiz hassasiyeti gibi konuların dolarizasyon üzerinde ne kadar etkin olduğunu görmek mümkün. Yani Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk ortodoks ekonomi politikası önermeleri ile dolarizasyon çözülmeyeceği gibi pandeminin ekonomideki etkileri yoğun bir şekilde devam ederken sonuçta elde aşırı yüksek faiz ve krize girmiş bir reel sektör kalabilir. Umarım PPK, bu kez karar alırken bu gerçekliği göz önünde bulundurur.

#Dolarizasyon
3 yıl önce
Yüksek faiz dolarizasyonu neden çözmüyor?
2000"lerin vizyonu
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?