TÜSİAD ile buluşma

04:009/02/2025, Pazar
G: 9/02/2025, Pazar
Yusuf Dinç

Ya hep beraber ya hiçbirimiz, demelerine aldanmıyorsunuz ya. “Sana yoksa bana da yok,” demek değil o söz bu ağızlarda. “Bana yoksa sana da yok,” demek. Bu ortamda başkasına sığınanın vay haline… Yakında Sisi’sinden Klaus Schwab’ına kadar başkasına sığınanın akıbeti tıpkı Beşar gibisinden görülecektir. Başkasına minnet ederek değil, dayanışarak güç birliği yapmamız gereken bir zamandayız. Hep öyledir de bugün durumun altını çizmemiz gerekiyor. Peki kimle dayanışacağız? Geleceği kuracak büyük bir

Ya hep beraber ya hiçbirimiz, demelerine aldanmıyorsunuz ya. “Sana yoksa bana da yok,” demek değil o söz bu ağızlarda. “Bana yoksa sana da yok,” demek.

Bu ortamda başkasına sığınanın vay haline… Yakında Sisi’sinden Klaus Schwab’ına kadar başkasına sığınanın akıbeti tıpkı Beşar gibisinden görülecektir.

Başkasına minnet ederek değil, dayanışarak güç birliği yapmamız
gereken bir zamandayız. Hep öyledir de bugün durumun altını çizmemiz gerekiyor.

Peki kimle dayanışacağız? Geleceği kuracak büyük bir vizyon, bir ülkü, etrafında dayanışma gösterebilecek ve dayanışılacak fert kimdir? Gerçekten cevaplanması gereken bir soru çünkü evvel refîk bâde'l tarîk anındayız.

Dayanışılacak insan evvela Resulullah gibi
emin
olmalı. Sözüne güvenilmeli, yalanı olmamalı. Sonra Ebubekir gibi
sadık
olmalı. Vatanına, milletine, ümmetine bağlılığından şüphe duyulmamalı. Ömer gibi
adil
olmalı. Onun adaleti sığınılacak hem ilk hem son merci olmalı. İnsan Osman gibi izzetli olmalı. İlmine saygı duymalı, eğip bükmemeli. Ali gibi
mert
olmalı. Öyle kendine yiğit değil. Vakti saati geldiğinde ihtiyaç duyulan cesaretinden, vakarından, metanetinden herkese himmet buyurmalı.

Zaman çok acayip bir zaman. Normalde ortamın bozukluğundan bu karakterde olanlar kendilerini izole ederlerdi. Ama şimdi tam aksine bu karakterde olmayanlar kendilerini izole ediyor. Böyledir, zor zamanlar ihtiyacına göre adam seçer. Halk Partisi de kendini izole ediyor. Amaan, iyi yapıyor. Böylece izole de ediliyor.

Zamanla ilgili büyülü bir durum daha var.

Şöyle bir geri dönüp bakın. Ya yapıp edegeldiğiniz her şey yanlış yahut hepsi doğrudur. Öyle görünür.

Panik yapmayın. Bu gerçekten zamanın bir büyüsü. Sıradan zamanlarda geri dönüp bakacak olsanız hem yanlışlarınız hem doğrularınız olduğunu görürsünüz. Ama bugün başka. Artık sadece iki ihtimal görünür.

Geçmişteki doğrular ve yanlışlar bir halı gibi dürülüp kaldırılacak. Bu saatten sonra önemli olan gelecekteki doğrular ve yanlışlar olacak.

Türkiye için önümüzdeki günlerde yüzyılı şekillendirecek kırılma anları olacağa benziyor. İçeride ve dışarıda Türkiye için şartları dengeleyecek yakın vadedeki en belirleyici an ise TÜSİAD ile Cumhurbaşkanı buluşması olacak gibi duruyor.

Detayı çok fazla olan ve esası yerlilik-millilik, menfaat-sorumluluk ve Trump gerçeğinin etkilerine dayanan birçok gelişmeden şartların geçe bırakılmayacak olan bu toplantıyı hazırladığını okuyorum.

Siyaset için böyle bir buluşmanın anlamı herkese, Halk Partisi dahil, ayandır. Şunları söyleyip asıl üzerinde durmak istediğim ekonomik anlamına ilerlemek istiyorum.

Son yıllarda iş dünyası için bir rol model geliştiğini görüyorum. Uzaktan... Eğer doğru görüyorsam Tosyalı’nın çizgisi Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde belirleyici olacak. Tam işler genç kuşaklara devredilecekken…

Buluşmayla ne demokrasinin kıvam bulmasından ne de biatten bahsediyorum. Çünkü Türkiye şartlarında iş dünyası ile hükümet ilişkileri Amerikanvari bir değerlendirmeye tabi tutulamaz. Türkiye’nin makulünde bir buluşma öngörüyorum. Kimsenin kendini değil, herkesin Türkiye’yi öncelediği bir mutabakat, velev ki kalabalık yahut değil, mutlaka kurulacak. TÜSİAD’ın bu mutabakatın dışında kalmayı yeğlemeyeceğini düşündüğümden bu ekonomik analizi yapıyorum. Çünkü dışında kalırsa geçmişin hatalarından bir hata değil, asrın hatasını yapmış olur.

Bu mutabakatın tarafı olanlar
Türkiye’nin gelecekteki yerini ve kendilerinin Türkiye’nin geleceğindeki yerini
tayin edecek.

Faiz lobisini, kur lobisi, o lobisini bu lobisini bu mutabakat dağıtacak. Teknolojide farkı telafi edip Türkiye’yi öne çıkaracak olan gene bu mutabakat olacak. Güçlü olduğumuz endüstrilerde verimliliğin kurallarını belirleyecek olan da bu mutabakattır. Gelişmesi gereken alanların enerjisini sağlayacak, toplumsal kalkınmanın yönünü tayin edecek olan bu mutabakattır. Türkiye’yi sermayenin pazarı değil, ev sahibi yapacak olan da bu mutabakattır.

Türkiye’nin bölgesindeki gücünün tahkimini de bu mutabakat yapacak.

Bundan kim geri kalabilir ki…


#Ekonomi
#TÜSİAD
#Yusuf Dinç