Türk Solu Dergisi ilk kez "Ordu Göreve" pankartları ile gündeme gelmişti. O yürüyüşe katılanlar yargılanırken dönemin savcısı Zekeriya Öz'ün Türk Solu Dergisi sahibi Gökçe Fırat'ın ifadesini bile almaması, Gülen örgütünün bu dergiyi piyon olarak kullandığı iddiasının ortaya atılmasına neden olmuştu. Daha sonra Fetullah Gülen'in kitapları ile poz vererek örgüte yakınlığını açıklamaktan çekinmeyen Gökçe Fırat, FETÖ üyesi polislere destek olmak için günlerce Çağlayan Adliyesi'nde nöbet tuttu.
Ergenekon soruşturması sırasında Ankara'da 'Ordu Göreve' pankartı açarak kamuoyu algısı oluşturan Türk Solu Dergisi ekibinin paralel yapıyla ilişkisi deşifre olmuştu. İstihbarat birimleri paralel yapıya mensup polisler ile Türk Solu yöneticilerinin '22 kezden fazla olmak üzere' Skype üzerinden defalarca iletişime geçtiği belirlemişti. Bu temaslara paralel olarak Türk Solu yayın politikasında değişikliğe gitmiş, hükümet darbesini hedef alan yolsuzluk kılıflı operasyonlarda paralel yapıya destek vermeye başlamıştı.
Derginin sahibi Gökçe Fırat son yaşananlarla ilgili ilginç bir yazı yazarak okuyucularına açıkça cemaatten yana tavır almalarını istediği ortaya çıkmıştı.
Muhsin Yazıcıoğlu'ndan Mahmut Ustaosmanoğlu'na kadar dindarlara yönelik yoğun bir linç kampanyası yürüten Türk Solu Dergisi "Kürtlerden alışveriş yapmayın" diyecek kadar da ırkçı yönü ile dikkat çekiyor.
Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik "asalım mı kazığa mı oturtalım" şeklinde hakaret içeren açıklamalarda bulunan Gökçe Fırat, tutuklanarak yaklaşık bir ay cezaevinde tutulmuştu. Gülen örgütü tarafından baş üstünde tutulan Türk Solu Dergisi ve sahibi Gökçe Fırat arasında nasıl bir ilişkinin olduğu merak ediliyor.
