Dut, yaz mevsimini müjdeleyerek tatlandı. Hatta bir dönem meyvesinden çok daha makbul sayılmış dut yaprakları. Çayından sarmasına bugün hâlâ kimi sofralara konuk olan dut yaprakları kadar kabuğu da kumaş ve kağıt yapımında kullanılırmış. Hacı Bektaşı Veli’den, Ahmed Yesevi’ye bir çok evliya ile de anılan dut ağaçları, yeri gelmiş Aşık Veysel’e saz olmuş, Ankara’da, Çorum’da evliyalar “Dut Dede” adıyla anılır olmuşlar. Kilimlere bereketi sembolize etsin diye işlenen dut, bazı yörelerde düğün adetlerinde de önemli bir motif olarak hala yaşatılır.
BOL VİTAMİN İÇERİYOR
Anavatanı Asya olan dut, bol miktarda potasyum içerir. Özellikle kara dutlar çok iyi bir C vitamini kaynağıdırlar. Bunların yanında A vitamini, kalsiyum, protein ve lif içeren dut, sadece taze haliyle tüketilmiyor. Çok eski zamanlardan bu yana yöreden yöreye çeşit çeşit pestili, kurusu, kömesi, pekmezi de Anadolu sofralarını süslüyor. Kısa bir mevsimde bu nimetten bütün halleriyle faydalanmanın yolunu her zamanki maharetli elleriyle bulan kadınlarımız, dut kurusunun tozunu da yapıp helvalara dönüştürmüşler. Tijen İnaltog’un dut ile ilgili muhteşem yazısında anlattığı harika lezzetler vardır. Bunlardan biri de Nihal Sevilmen’den aktarılan Erzincan’da yapılan eski bir dut tatlısı olan “dut kesmecesi”dir. İnaltog’un aktardığına göre; Erzincan’da kuru dutlar dibekte iyice dövüldükten sonra yine iyice dövülmüş ceviz içleriyle sıralı olarak bir siniye basılıp güneşte birkaç gün bekletilir.
İyice kurumuş olan cevizli dutlu karışım baklava dilimi şeklinde kesilip kışın yenmek üzere saklanırdı. Yine aynı çalışmada İnaltog, Divriği’de dut pekmezinin yarısı kadar pişmiş soğuk süt ilave edilerek yapılan sütlü dut pekmezini uzun uzun anlatıyor. Anadolu’da bir besinin birbirinden farklı o kadar güzel halleri karşımıza çıkıyor ki, bu topraklardaki kadınların yeteneklerine, bereketli ellerine hayran kalmamak mümkün değil. Bunca bereketli, lezzetli mutfaktan, bu hoş meyveyle yapılan yemeklerden bazılarıyla bugünkü yazımızı sonlandıralım. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.
Dut Helvası
MALZEMELER:
2 su bardağı dut pekmezi
1 su bardağı un
5 yemek kaşığı tereyağı
1 su bardağı su
1 su bardağı ceviz içi
YAPILIŞI:
Tereyağını eritelim, unu kokusu çıkıp rengi değişene kadar kısık ateşte kavuralım. Pekmez ve suyu karıştıralım. Kavrulan unun üzerine yavaş yavaş pekmezli suyu ilave edelim, karıştıralım. Kıvam alınca tepsiye dökelim, soğutalım. Üzerine ceviz içi serpelim. Baklava dilimi şeklinde keserek servise alalım. Afiyet olsun.
Dut Yaprağı Sarması
MALZEMELER:
Yarım kilogram dut yaprağı
250 g. orta yağlı kıyma
400 g. pirinç
3 kuru soğan
2 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı
domates salçası
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı kırmızı biber
Yarım demet maydanoz
YAPILIŞI:
İnce, narin dut yapraklarını 5 dakika kaynar suya daldıralım ve çıkarıp soğutalım. Soğanı ince ince kıyalım, tereyağında hafifçe öldürelim. Maydanoz yapraklarını kıyalım. Kavurduğumuz soğanı kıyma, baharat, tuz ve maydanoz ile karıştırıp yoğuralım. Hazırladığımız içi dut yapraklarına yerleştirip
asma yaprağı gibi saralım. Sarılan dolmaları tencereye dizelim. Salça ve suyu karıştıralım, dolmaların iki parmak üstüne gelecek şekilde
ilave edelim. Üzerine bir kase vb ağırlık koyalım. Kısık ateşte 30-40 dakika pişirelim. Afiyet olsun.