|

Erken cumhuriyet döneminde moda ve edebiyat

Erken Cumhuriyet devrinde Bobstil modanın Türk edebiyatına yansımaları üzerine bir çalışma yapan İbrahim Özen’in Kısa Pantol Bol Caket Bobstile Maşallah adlı çalışması moda ve edebiyat üzerine okuru bir yolculuğa çıkarıyor. Ötüken Yayınları arasında çıkan kitap, bir dönemi moda akımları üzerinden okuyor.

04:00 - 15/11/2021 Pazartesi
Güncelleme: 02:22 - 15/11/2021 Pazartesi
Yeni Şafak
İbrahim Özen’in hayli ilginç ve zengin çalışması, edebiyat tarihi başta olmak üzere Türk kültür tarihi, sinema ve basın tarihi ile İstanbul tarihine de ışık tutarak farklı alanlara hitap ediyor.
İbrahim Özen’in hayli ilginç ve zengin çalışması, edebiyat tarihi başta olmak üzere Türk kültür tarihi, sinema ve basın tarihi ile İstanbul tarihine de ışık tutarak farklı alanlara hitap ediyor.
ERDEM DÖNMEZ

Son dönemde hazırladığı hatıra ve biyografi türü kitaplarla dikkat çeken İbrahim Özen, erken Cumhuriyet devrinde Bobstil modanın Türk edebiyatına yansımalarını Kısa Pantol Bol Caket Bobstile Maşallah adlı çalışmasında kapsamlı bir şekilde incelemiş, Türk modernleşmesinde Tanzimat’tan itibaren bilhassa romanlarda sıklıkla tenkit edilen alafranga züppe tipinin 1940’lı yıllardaki uzantısı olan bobstilin toplum ve edebiyattaki yansımalarını süreli yayınlardan, hatıralardan ve edebi metinlerden hareketle değerlendirmiştir. İbrahim Özen, edebiyat tarihi çalışmalarında büyük öneme sahip olmasına karşın araştırmacılar tarafından fazla tercih görmeyen süreli yayın tarama zahmetine girişerek 1940’lı yılların moda kültürü olan bobstil tarza yönelik eleştirilerin izini sürmüştür.

ZÜPPELİĞİN YENİ GÖRÜNÜMÜ


“Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Alafranga Züppe Tipi”, “Erken Cumhuriyet Devri’nde Bir Moda Akımı: Bobstil” ve “Türk Edebiyatında Bobstil ve Bobstiller” bölümlerinden oluşan çalışmada dönemin popüler kültürünün sosyoloji, edebiyat ve siyasetteki etkileri gündeme getirilmiş, bir kıyafet modası olarak ortaya çıkan bobstilliğin anlam genişlemesi yoluyla her alanda görülen yenilik düşkünlüğünü nasıl karşıladığı farklı alanlardan örneklerle değerlendirilmiştir. Türkiye’de sinemanın eğlence kültürü olarak rağbet görmesiyle birlikte büyükşehirlerdeki gençlerin, Hollywood aktörlerini kıyafet, tavır ve davranış bakımından taklit etmeleriyle ortaya çıkan bobstil kültür, “ense köküne kadar uzanan saçlar, bol ve düşük omuzlu ceket, renkli desenli gömlek, dar paçalı kısa pantolon, renkli çizgili çoraplar, birkaç numara büyük ayakkabı, ağızda pipo ve kambur duruşla” görünürlük kazanmış; millî-manevî değerlere kayıtsızlık, mevcut kültüre yabancılık, kadın-erkek ilişkilerindeki serbestlik ve hayatı eğlenceden ibaret görme şeklinde bir kişilik özelliğini temsil etmiştir. Çalışmada vurgulandığı üzere Cumhuriyet döneminde bobstil kültürün oluşmasının temelinde Hollywood filmlerinin etkisi yatar. Bu noktada Türk sinema tarihinin genel çerçevesinin çizildiği kitapta eğlence kültürü olarak toplum hayatında yer edinen Amerikan sineması, yeni giyim tarzı, eğlence anlayışı ve davranış kalıplarını da beraberinde getirdiği vurgulanır. Söz konusu etkiyle ortaya çıkan züppe tip, 1930’ların sonlarından itibaren bobstil yakıştırmasıyla Akşam, Son Posta, Son Telgraf, Ulus, Vakit, Vatan gibi gazetelerde ve Akbaba, Amcabey, Çınaraltı gibi mecmualarda Vâlâ Nurettin, Nusret Safa Coşkun, Hikmet Münir, Hikmet Feridun Es, Reşat Feyzi, Ercüment Ekrem’le beraber Salah Birsel, Şevket Rado, Mücap Ofluoğlu, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon, Mithat Cemal Kuntay, Mehmet Kemal ve Refik Halit Karay gibi yazarların bobstillere yönelik eleştirilerine yer verilir. Amerikan sinema yıldızı Robert Taylor’a benzeme çabası ile Afrika ve Meksika kökenli Amerikalıların abartılı kıyafet modası zoot suit’ten kaynaklanan bobstil görünüm, öncelikle kıyafette kendini gösterse de zamanla yeni bir ahlak anlayışının ve dünya görüşünün temsilcisi olur. Dönemin gazete ve mecmualarında bobstil erkek ve kadınların kıyafetleri, ayakkabıları, aksesuarları, kambur duruşları, yürüyüş şekilleri, değer yargıları, dans ve eğlence düşkünlükleri, konuşmaları, ilişkileri ve alışkanlıkları mizahi bir dille tenkit edilir. Çalışmada söz konusu eleştiriler karikatürlerle de desteklenerek görsel bir zenginlikle okura sunulur.

GENİŞLEYEN BOBSTİL TARTIŞMALARI

Öncelikle bir kıyafet modası olarak beliren, zamanla her türlü tuhaflık ve gülünçlüğün sembolüne dönüşen, hatta bir hakaret olarak değerlendirilip mahkeme koridorlarına taşınan bobstillik, siyasetin de gündemine oturur. İnkılabın idealize ettiği genç nesle mugayir davranışların toplumda yaygınlaşması üzerine Hasan Âli Yücel’in başında bulunduğu Maarif Vekâleti, bobstillerin eğitim kurumlarından men edilmesini sağlayan bir kıyafet düzenlemesi getirir. Dönemin basınında geniş yer bulan bu kararla ilgili tartışmalar da çalışmada ayrıntısıyla işlenir.

Çalışmanın önemli bir kısmını teşkil eden “Türk Edebiyatında Bobstil Moda ve Bobstiller” başlıklı ikinci bölümünde 1940’lı yıllarda şiirde “Garip” bir çıkış yapan Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’in şiire getirdiği yeniliklere, dönemin bireysel şiir anlayışını sürdüren, şiirde geleneksel biçim özelliklerini terk eden diğer şairlere de bobstillik nitelemesi yakıştırılır. “Müelliftirler, kitapları yoktur. Şairdirler, vezne kafiyeye bibehredirler. Klasik kültürleri olmadığı için eciş bücüş mısraları şiirde inkılap sanırlar. Dünya edebiyatından bihaber oldukları için iddiaları büyüktür. Ve işin en komik tarafı her biri kendini dâhi ve üstat zanneder” (Celalettin Ezine, Tasviri Efkâr, 20 Birinciteşrin 1940) türünden ağır eleştirilere maruz kalan, karikatürlerde de gelenek karşısındaki duyarsızlıkları tenkit edilen bobstil şairlerin arasına Asaf Halet Çelebi de girer. Tasavvuf ve uzak doğu mistisizminden beslenen, şiirleri anlaşılmaz bulunan Çelebi, aynı zamanda “şiir okuyuşu, tostoparlak vücudu, aşağı sarkan upuzun bıyıkları, yakasından hiç eksik etmediği çiçeği, dar ve paçaları kısa pantolonlarıyla zamanın mizah dergilerinin vazgeçilmez malzemesi” olmuştur. “Eleştirinin Şiir Hâli: Bobstil Şiirde” başlıklı bölümde bobstil tarz şiirin parodisini yapan örnekler verilir; kupkuru realite taşıyan, şairanelikten uzak ve amiyanelik içeren şiirlerin mizah yoluyla nasıl tenkit edildiğine işaret edilir. Bobstillik edebiyatın gündemine sadece şiir alanında oturmaz; roman, hikâye ve tiyatroda da bu yeni züppelik şekli alaycı bir dille eleştirilir. Çalışmada Ercüment Ekrem’in Bobstil, İskender Fahrettin Sertelli’nin Çılgınlar Kulübü adlı tefrika romanları, Hikmet Feridun Es’in “Torunumun Nişanlısı” ve “Köpek”, Reşat Feyzi’nin “Bobstil Şair” ve “Bobstil Aşkı”, Hakkı Bigeç’in “Bobstil Futbolcu”, Selami Münir Yurdatap’ın “Nasrettin Hoca Bobstiller Arasında” ve “Bobstil Kaynana”, Cemil Nejat’ın “Bereket Modaya”, Kemal Tahir’in “Bobstil Olmuşum!” ve “Maceraperest” adlı hikâyeleri; Halit Fahri’nin Şairler Kahvesinde, Mahmut Yesari’nin Erkek Güzeli, Cevat Fehmi Başkut’un Küçük Şehir ve Ayarsızlar, Ahmet Kutsi Tecer’in Köşebaşı adlı oyunları çalışmada ele alınan tahkiyeli eserlerdendir. Buradan edebiyatta bobstillik eleştirilerinin 1940’lı yıllarla sınırlı kalmadığı, 1970’li yıllarda da moda takıntısı olan tipleri temsilen metinlerde yer bulduğu anlaşılmaktadır.

İbrahim Özen’in ismiyle de farklılığını hissettiren hayli ilginç ve zengin çalışması, edebiyat tarihi başta olmak üzere Türk kültür tarihi, sinema ve basın tarihi ile İstanbul tarihine de ışık tutarak farklı alanlara hitap etmektedir.

#İbrahim Özen
#Ötüken Neşriyat
#Orhan Veli
2 yıl önce