
Türk bilim insanları yaptıkları yeni araştırmada keçi sütünde bulunan bir proteinin koronavirüse karşı etkili olduğunu keşfetti. Protein, koronavirüsün vücuda girmesini ve akciğerde ACE2 enzimine tutulmasını engelliyor. Araştırmayı yapan ekipten yüksek kimyager Bilal Çakır, sütün içilmesinin bir faydası olmadığını bu proteinden ilaç yapılması gerektiğini söyledi. Çakır, Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK ile görüşmelerinin sürdüğünü belirtti.
Türk bilim insanları keçi sütünün içinde bulunan bir proteinin Kovid-19'a etkisi üzerine bir çalışma yürüterek bunu Avrupa Farmakoloji Dergisi'nde (European Journal of Pharmacology) yayınladı. Yeni yapılan araştırmaya göre, proteinden (Beta Laktoglobulin) elde edilen biyoaktif peptit bileşikleri, akciğer hücrelerinin dış yüzeyindeki enzimlere bağlanıyor ve böylece koronavirüsün buraya gelip tutunmasını engelliyor.
- Çalışmaya yönelik bilgi veren İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Helal Gıda Araştırma Merkezi’nden araştırmacı ve yüksek kimyager olan Bilal Çakır, yüksek lisans tezini keçi sütünün kolon kanseri üzerine etkileri üzerine çalışırken makale aşamasında koronavirüs salgınının patladığını anlattı.
Tüm faydaları tek tek çıkarıldı
Güzel sonuçlar elde ettik
Virüsün akciğere bağlanması engellenebilir
Keçi sütündeki protein olan beta-laktoglubinin parçalandıktan sonra ortaya çıkan biyoaktif peptit denilen parçaların koronavirüs üzerinde etkili olduğunu tespit ettiklerini anlatan Çakır, “Bu protein koronavirüsün vücuda girmesini engelleyebilir, bunu çalışmamız gerekiyor. Bunun yanı sıra koronavirüs spike proteinleri dediğimiz proteinlerin akciğer hücrelerindeki enzimlere bağlanmasını önleyebilir. Virüsteki spike proteinleri akciğer dokusundaki ACE-2 veya farklı enzimlere bağlanıyor. İşte bu proteinin ACE-2’ye bağlanmasını engelleyecek beta laktoglubindeki ajanları aktif hale getirmeyi başardık” diye konuştu.
- Sütün içindeki yapının aktif hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Çakır, "Keçi sütünü içerek koronavirüsten korunamazsınız. Sütün içerisinde bulunan proteindeki inaktif yapıları aktif hale getirerek iyi bir sonuç alabiliriz. Bu çalışmanın laboratuvar ortamında yapılması lazım. Çalışmanın ilaç adayı olması, sürecin hayvan deneylerine kadar gitmesi için değerli hocalarımla birlikte proje yazım aşamasındayız. Sağlık Bakanlığı ve TÜBİTAK’tan destek isteyeceğiz” ifadelerini kullandı.












