
Haşhaşilik polemiğinde görüldüğü gibi güncel olayları tarihsel eşleştirmeler eşliğinde açıklamak daha çok siyasi bir yaklaşım tarzı. Tartışmaların güncel boyutunu dışarda bırakarak okurlarımız için Haşhaşilerin tarihsel öyküsünü özetleyelim. "Şia"nın alt kollarından "Nizari-İsmaili" mezhebine bağlı olanlara verilen bir isim Haşhaşiler. Efsaneye göre haşhaş içirilerek cennet hissi yaşatılan fedailer suikastlere yönlendiriliyorlar. Fedailer devlet adamlarının en yakınına kadar sızıyorlar ve "Dağın Şeyhi" olarak anılan liderlerinin suikast talimatını bekliyorlar. Haçlı Seferleri döneminde Avrupa"ya taşınan "Haşhaşiler" deyimi "Assasins", yani "suikastçiler" olarak literatüre yerleşiyor. "Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah" adıyla Türkçe"ye çevirilen bir kitabında Prof. Bernard Lewis, "Belirlenmiş olan kurbanını etkisiz hale getirmiş bir Haşhaşi, ne kendisi bir kaçma girişiminde bulunmakta, ne de onu kurtarmak için herhangi bir hamle yapılmaktaydı. Aksine, bir görevi sağ olarak tamamlamak bir utanç kaynağı olarak görülmekteydi" diyerek Haşhaşilerin sadece bu bakımdan günümüzdeki intihar eylemcilerinin habercileri sayılabileceğini savunuyor.
Müslüman tarihçiler ise Nizari-İsmaili taraftarlarını Haşhaşi olarak da anmışlar ise de daha çok "Batıniye", "İsmailiye", "Nizariye", ve "Talimiyye" isimleriyle tavsif ettiler. Ehl-i Beyt"ten İmam Cafer-i Sadık"ın oğlu İsmail"i "İmam" olarak tanıdıkları için "İsmailiye" diye anılan mezhep "Fatımiler" tarafından iktidara taşındı. Fatımi Halifesi el-Muntansır"ın 1094"te ölümüyle birlikte İsmaililer Muntansır"ın oğulları "Nizar" ve "Mustali" taraftarları olarak ikiye bölündüler. Hasan Sabbah liderliğindeki Nizariler İran"ın kuzeyinde" Alamut Kalesi"ni merkez edinerek "Büyük Selçuklu Devleti" sınırları içerisinde özerk bir yapıya kavuştular. Zamanla Suriye tarafında da etkin olan Nizariler Sünni devletlere karşı büyük bir tehlike oluşturdular. Haşhaşilerin devlet adamlarına yönelik ilk suikast hedefi Selçuklu vezirlerinden Nizam-ı Mülk idi. Selçuklu emirlerinden Emir Mevdud"un yanı sıra Abbasi Halifeleri el-Musterşid Billah ve er-Raşid Billah da suikastle öldürülen isimler arasında yer alıyorlar. Moğollar 13. Yüzyıl"ın ortalarında Alamut Kalesi"ni yerle bir ettiler. İran"da Nizari tehlikesi ortadan kaldırıldı ama Suriye Nizarileri bir süre daha askeri varlıklarını sürdürdüler.
Mezhebi doktrinde büyük değişimler geçiren Nizari-İsmaililer daha çok Hindistan ve Pakistan"da, yanı sıra Afganistan, İran, Suriye ve Doğu Afrika"da küçük topluluklar olarak varlıklarını sürdürüyorlar. 19. Yüzyıl"dan itibaren İngilizlerin güdümüne giren Nizari İsmaililer Hindistan"da "Ağa Hanlar" olarak bilinen ailenin ruhani liderliğini kabul ediyorlar. Hasan Sabbah"tan sonra Alamut Kalesi"nde hüküm süren bir aileden gelen Ağa Han"lardan IV. Ağa Han(Kerim Ağa Han) 1957"den bu yana Nizari-İsmaili mezhebinin 49. İmamı olarak tanınıyor. Annesi İngiltere"de bir baron ailesine mensup olan IV. Ağa Han daha çok dünya çapında meşhur bir at yetiştiricisi olarak anılıyor. Ağa Han"ın dedesi III. Ağa Han ise 1920"lerde Osmanlı hilafetini savunan "Hind Hilafet Komitesi"nin etkin liderlerinden biriydi. III. Ağa Han"ın Hilafetin kaldırılmaması için İsmet Paşa"ya mektup yazdığı biliniyor. Nizari-İsmaililer hakkında detaylı bilgi edinmek isteyen okurlarımız Prof. Farhad Daftary"nin "İsmaililer: Tarih ve Kuram" ile "Alamut Efsaneleri" kitaplarına ve Dr. Ayşe Atıcı Arayancan"ın "Dağın Efendisi Hasan Sabbah ve Alamut" kitabına bakabilirler.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.