|
Son sözü “Süper Salı” söyleyecek..

Kasım seçimlerinde
Cumhuriyetçiler’in
Başkan adayı olmasına kesin gözüyle bakılan
Donald Trump
, parti içi aday yarışında rakibi
Nikki Haley’i
kendi eyaletinde 20 puan farkla yenilgiye uğrattı. Haley iki dönem Valilik yaptığı Güney Carolina eyaletinde yüzde 40’a yakın oy, Trump ise yüzde 60 oy aldı. Haley “
New Hampshire
” eyaletindeki ön seçimlerde “yüzde 43” almıştı. Kendi eyaletinde yaklaşık 4 puan daha az oy alması Haley için büyük bir itibar kaybı oldu.
Güney Carolina dahil olmak üzere, Trump şimdiye kadar ön seçim yapılan 4 eyalette de rakiplerini çift haneli farklarla geride bıraktı. Trump’ın Başkanlığı döneminde ABD Başkan Yardımcısı görevi yapan
Mike Pence
ile halihazırda Florida Valisi olan
Ron DeSantis
başta gelmek üzere bir çok isim adaylık yarışından çekilmiştiler. Böylece Nikki Haley, Trump karşıtı Cumhuriyetçiler’in elinde kalan son koz idi. Ancak Haley’in kendi evinde Trump’a ağır bir şekilde yenilmiş olması
Merkezci Cumhuriyetçiler’in
bütün umutlarını söndürmüş gözüküyor.
ABD’de ön seçim teamüllerine göre kendi eyaletlerinde parti içi rakiplerine yenilen isimler Başkan Adaylığından çekiliyorlar. Haley bunu yapmadı ve sonuna kadar savaşacağını ilân etti. Haley’in “
yola devam
” kararı alması, Trump’ın ön seçim kampanyaları için para harcamaya devam etmesi anlamına geliyor. Trump’ın kampanya yönetimiyse Haley’in ivedilikle yoldan çekilmesini ve böylece paranın tamamen Biden’a karşı kullanılmasını istiyor. Haley’in çekilmesi durumunda
Cumhuriyetçi Parti’nin
malî kaynakları da Trump için harcanacak.
Cumhuriyetçiler’in en önemli bağış kaynaklarından milyarder iş adamı
Charles Koch
ön seçimlerde parasal desteğini Nikki Haley’in arkasına koymuştu. Koch ailesinin finanse ettiği “
Refah için Amerikalılar Eylem Grubu
” Haley’nin kampanyasına milyonlarca dolar aktarmıştı. Güney Carolina Eyaletinde ön seçimleri Trump’ın kazanması üzerine Koch destekli grup Haley’nin kampanyasına sağladığı fonu askıya aldı. Trump’a destek vermemekte direnen “
Koch Ağı
” finansal kaynaklarını Meclis ve Senato seçimlerine kaydırma kararı alıyordu.
“Koch Ağı” 2020 seçimlerinde Cumhuriyetçi adaylar için 500 milyon Dolar harcamıştı. “
Koch Ailesi
” başta göç ve göçmenlik olmak üzere bazı politika başlıklarında Trump ile zıt görüşte. Bu yüzden “Koch Ağı” 2024’te Trump’ın Cumhuriyetçilerin Başkan adayı olmaması için çalıştı. Trump “
Truth Social
”da yaptığı bir açıklamada ”
Küreselci
” olarak nitelediği Charles Koch’u ve “Koch Ağı”nı birçok Cumhuriyetçi’nin parasını aptalca ve amaçsızca çöpe atmakla suçlamıştı.
Bazı tasarıların engellenmesinde veya desteklenmesinde senatörler hayatî rol oynuyorlar. Parti çizgileri dışında hareket eden bir veya birkaç Senatör bile oylamaların yönünü değiştirebiliyor. Bu yüzden birçok milyarder iş adamı eyaletlerde Senato adaylarına odaklanmayı daha az maliyetli görüyorlar. Büyük şirketler, iş adamları veya lobiler için Senato’da bir veya birkaç Senatör üzerinde etki sahibi olmak bu yüzden çok çok önemli. Amerikalı yazar
Greg Palast’ın
bir kitabına “
Paranın Satın Alabileceği En İyi Demokrasi
” başlığını seçmesi boşuna değil. Adaylara yapılan bağışların sınırlandırılması konusunda, bilhassa genç kuşak Demokratlar’ın büyük bir kavga verdiklerini de hatırlatmak gerekiyor.
Süper Salı
” olarak da nitelenen 5 Mart’ta 15 eyalette “ön seçimler” veya “parti içi seçimler” gerçekleşecek. “Süper Salı” hem Trump, hem Biden için en önemli dönemeç. “Süper Salı”dan başarılı çıkanların Başkan adaylıkları neredeyse kesinlik kazanıyor. “Süper Salı” Nikki Haley için de son şans. Bu eyaletlerde Trump’a yenilmesi halinde Haley’in de çekilmesi bekleniyor.
Görüldüğü kadarıyla Demokratlar’ın Başkan adayı Biden, Cumhuriyetçiler’in Başkan adayı ise Trump olacak. “
Yaşlanan Amerika
” biri 82, diğeriyse 78 yaşındaki iki yaşlı siyasetçisi Kasım 2024’te yarışacak. Bu yarış sadece iki yaşlı adam arasında geçmiyor. Kasım 2024’te yaşlanan Amerika’nın geleceğine ilişkin iki farklı vizyon bu seçimde karşı karşıya gelerek hesaplaşacak.

Her iki partinin de Başkan adayı olarak “Biden” ve “Trump”tan daha iyi adaylar çıkaramaması Amerikan siyaseti için bir handikap tabii. Diğer yandan ABD’nin rakiplerinin ve müttefiklerinin tüm dikkatleri Kasım seçimlerine çevrilmiş bulunuyor. Amerikan yerleşik siyasi elitlerininse, etrafındaki dünya değişirken ABD’nin aynı kalacağını düşünmeleri ayrı bir

bahis konusu.

#Politika
#ABD
#Ekonomi
#Abdullah Muradoğlu
2 ay önce
Son sözü “Süper Salı” söyleyecek..
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî