“Bu dünyada iyilik de kötülük de nispidir. Sana kötü gelen şey başkasına iyidir. Zehir senin için memat, yılan için hayattır... Çiftçi yağmur bekler, tuğlacı ister ki güneş daha da kızsın. Kainatın mimarı her şeyi bir hikmetle yaratmış ve zıtlar arasında denge kurmuştur. Müminin değerini kafirle arttırmış, güzelin güzelliğini çirkinle çoğaltmıştır. O halde hikmete itiraz etme ve hiçbir şeyin abes yere yaratılmadığını bil.”
“Bir insan olarak insanlığın bir parçasısın ve dolayısıyla, insanlığın bütünüymüşsün gibi bütün insanlıkta payın var. Sana karşıt olan insanı alt edip öldürdüğünde içindeki o insanı da öldürürsün ve yaşamın bir parçasını katledersin”
“Ay göklerde parladığı zaman Bülbül, Gül Ağacı’na uçtu ve göğsünü bir dikene yasladı. Bütün gece göğsü dikene yaslı olduğu halde şarkı söyledi ve soğuk, kristal Ay ona doğru eğilip dinledi. Bütün gece şarkı söyledi Bülbül ve diken gitgide daha derine battı göğsünde. Canının kanı damarından çekildi.”
“Karanlıkta yaşayan, kibirleri içinde kendini arif sanarak boş bilgiyle şişinen ahmaklar, körlerin kılavuzluğundaki körler gibi bir ileri bir geri tökezleyerek dolanır dururlar.”
“Sıradan insanlar saatin parçaları gibidir. Kurulurlar, ondan sonra neden işlediklerini bilmeden işler dururlar.”
“Yaprakları tamamen dökülmüş olan elma ağacında hala buruşuk bir elma duruyordu. Onu ancak bugün fark etmiş ve şaşırmıştım. Gece karanlığında sapsarı rengiyle göze çarpıyordu. Bir hediye, hatta yeryüzüne bir övgüdür dalda tek başına kalmış bir kış elması. Umutsuz kış gecelerini aydınlatan, kurtaran bir şey, sanki metafizik bir ışığın, aynı zamanda iyiliği de temsil eden bir güzelliğin sergilenmesidir.”
“Her şeyi bilmek, diye düşünüyorum, her dönemde moda oldu, son yirmi yılda biraz moda dışında kaldı, ama şimdi gene çok moda. Gerçek olana hiçbir zaman yetenekleri olmadığı için, hep görünüşü yaşadılar diye düşündüm. Onların her şeyi görüntüydü ve yalnızca görüntü oldu.”
“Bir insan, doğduğunda yumuşak ve güçsüzdür; öldüğünde sert ve bükülmez. Bitkiler canlıyken yumuşak ve esnektir; öldüklerinde sert ve kuru. Bu yüzden sertlik ve bükülmezlik, ölümün yoldaşlarıdır, yumuşaklık ve narinlik hayatın yoldaşları.”