Hatırınızda mı?

04:0023/12/2025, Salı
G: 23/12/2025, Salı
Serdar Tuncer

Söz verdik. Ben sizin ‘Rabbiniz değil miyim?’ dedi. ‘Belâ’ dedik, ‘Evet, sen bizim Rabbimizsin!’. Sual herkese aynı soruldu ama her ruh ayrı bir şekilde duydu, buyrulmuş. ‘Ben sizin sevdiğiniz değil miyim?’ ‘Ben sizin derdinizin dermanı değil miyim?’ ‘Ben sizin her şeyiniz değil miyim?’ Kim, suali nasıl işitmişse cevabı da öyle verdi derler: ‘Sen bizim sevdiğimizsin!’ Sen bizim dermanımızsın’ Sen bizim her şeyimizsin!’ Sual birdir, insan birdir ama duyuşlar ve cevaplar başka başka. Kâlu belâ bir

Söz verdik. Ben sizin ‘Rabbiniz değil miyim?’ dedi. ‘Belâ’ dedik, ‘Evet, sen bizim Rabbimizsin!’. Sual herkese aynı soruldu ama her ruh ayrı bir şekilde duydu, buyrulmuş. ‘Ben sizin sevdiğiniz değil miyim?’ ‘Ben sizin derdinizin dermanı değil miyim?’ ‘Ben sizin her şeyiniz değil miyim?’ Kim, suali nasıl işitmişse cevabı da öyle verdi derler: ‘Sen bizim sevdiğimizsin!’ Sen bizim dermanımızsın’ Sen bizim her şeyimizsin!’ Sual birdir, insan birdir ama duyuşlar ve cevaplar başka başka.

Kâlu belâ bir ahitleşmedir, elest bezmi kulun Rabbiyle ahdinin mekanıdır. Ruhuna beden giydirilip ahsen-i takvim’den esfel-i sâfilîn’e indirilen insanoğlu imtihandadır. Dünya imtihan yeridir. İmtihan, insanın ahdine sadık kalıp kalmayacağı hususundadır. İşittiği suale, verdiği cevaba uygun bir hayatı yaşayan kimseye Sıddık’lardan olmanın kapısı aralanır. Şehitlerden önce, Nebilerden hemen sonra zikredilen Sıddıklar Hakk’ın dostlarıdır. Yaşamak ağrısına müptela edilişimizin bir hikmeti de sadıklardan olmak, hiç olmazsa sadıklarla beraber olmaktır.

İnsan, kelime köken itibariyle hem ünsiyetle hem nisyanla akrabadır. Üns tarafı ağır basarsa verdiği sözün muktezasınca yaşar hayatı. Nisyan tarafı ağır basarsa gafillerden olur, verdiği sözü unutur. Ruh ünse çeker insanı, nefs nisyana. Bu garip tahterevallide sallanıp duran insan, ruhunu kuvvetlendirirse meleklerin gıpta edeceği makamlara yükselir; aksi olursa hayvandan aşağı derekelere düşer.

Kutlu ahdin imtihan edileni zalimdir, cahildir, sözünü unutmaya mütemayildir. İmtihan eden ise Kerîm’dir, Afüvv’dür, Ğafûr’dur, Vedûd’dur. Kul ne zaman unutacak olsa ona kendini hatırlatır. Hem kendini hatırlatır kuluna hem kendisini. Bahâ Allah’ı değildir O c.c. bahane Allah’ıdır. Hatırlatmaya, affetmeye, sevmeye, kirlerinden arındırmaya bahane arar.

Günde beş defa huzuruna davet eder. Abdestle azalarını kirden arındıran kul, secdeler, rükular ve kıyamlarla mâsivadan arınır. Her namaz bir önceki namazla arasında işlenen günahların tövbesi gibidir. Gün boyu kirlenen insan, günde beş defa seccadede paklanır, temizlenir, durulanır.

Haftada bir Cuma’ya davet eder kulunu. İşi gücü bırak gel, der. Beş vakit namazla yıkanan insanda hâlâ kirlerinden bir iz kalmışsa onları da Cuma’nın nuruyla, bereketiyle hiç olmamışa çevirir. Beş defa gelemeyenleri de vardır O’nun, onlar haftada bir gelirler. Diğerleri nuruna nur katar; bunlar hiç olmazsa haftada bir yıkanır, temizlenir. Böyle böyle umut edilir ki ‘kıl beşi kurtar başı’ cemaatine onlar da dahil olurlar. İki Cuma arasında işlenen günahların büyük arınma ve tövbe iklimi, kulun bayramı olan Cuma’lardır.

Yılda bir gelen Ramazan, Rabbi’nin kuluna merhamet ve muhabbetinin en güzel nişanesidir. Haramlardan uzak durması ihtar edilen insana bu kutlu ayda helallerden de uzak durması emredilir. Tahterevallinin üns tarafına oruçların ağırlığı eklendi mi nefs zayıf düşer, verilen söz hatırlanır. Her Ramazan bir önceki Ramazanla arasında işlenen günahların tövbesidir, affına sebeptir. Ramazan’ın hakkını vermeye gayret eden insanoğlu bayram sabahına annesinden doğduğu günkü gibi uyanır. Öyle saf, öyle temiz.

Kul Ramazan’a gafil yakalanmasın diye, kendini hazırlasın, haline çekidüzen versin diye Recep ayıyla beraber kandiller yakmaya başlar gecelerde. Rağbetinin neye olduğunu ve neye olması gerektiğini Regaib’le tartıp bilen kul, murakabelerce Mirac’a hazırlanır. Urûcu ile esfel-i sâfilîn diyarını uzaktan, ahsen-i takvim sırrını yakından seyreden kul Berat’a kıvam tutar. Beratını sinesine saklayan kullar Kadir aramaz Ramazan gecelerinde; Kadir onları bulur, kadre eriştirir.

Rabb’dir; Ğafûr’dur, Vedûd’dur, Kerîmdir. Kuluna beş vakit namazı, Cuma’ları, Kandilleri, üç ayları, Ramazan’ları ihsan eder. Kul kendisine yakışanı yapamasa da O kendine yakışanı yapar, bahane arar affetmeye, sevilmeye ve sevmeye. İster ki kulu tövbe etsin günahlarından, bir daha dönmemecesine. İster ki kullarının kalbi günahları terk ede ede kendisine yaklaşmaya maya tutsun, ister ki emredilenleri artıra artıra kullarının kalbi nur olsun. Günahın sadece içki içmek, zina etmek, adam öldürmek olmadığını bilsin ister kulları. Riyadan, kibirden, hasetten de tövbe etsinler ister. Varlıklarını bir günah gibi görsünler ve onu aradan kaldırmadan kendisine vasıl olamayacaklarını da bilsinler ister.

Alıp verdikleri hiçbir nefeste O’ndan gafil olmayan kandil misal kulları vardır O’nun. Ahitlerine sadıktır onlar. İtminana ermişler, tahterevalliyi aşkla eritip hiç eylemişler, nihayet Rableri onlardan razı olmuş onlar Rablerinden razı olmuşlar, cennet derdini terk ile dünyada cenneti bulmuşlar, kelimenin has manası ile kul olmuşlardır. Aylardan Ramazan, günlerden Cuma, vakitlerden namaz ne ise insanlardan kul onlardır.

Onlardan olmamız, onlarla beraber olmamız, hiç olmazsa onları sevenlerden olmamız ve bu üç ayların böylece olmamıza vesile olması niyazı ile mübarek üç aylarınızı tebrik ederim.

#aktüel
#hayat
#Serdar Tuncer