|

Suyun altı üstünden daha güvenli

21 yıldır Kızıldeniz'den Pasifik Okyanusu'na dünyanın gözde noktalarında tüplü dalış gerçekleştiren su altı fotoğrafçısı Ali Ethem Keskin, yaptığı arkeolojik araştırmalarla sualtı mağaralarına dalıyor ve suyun altınının üzerinden daha güvenli olduğunu söylüyor.

Kübra Sönmezışık
00:00 - 12/05/2013 Pazar
Güncelleme: 17:58 - 11/05/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Suyun altı üstünden daha güvenli
Suyun altı üstünden daha güvenli

35 yıldır Kaş, Sudan, Karayipler, Florida, Borneo, Avustralya, Güney Çin Denizine kadar dünyanın birçok deniz ve okyanus plantasyonlarında dalışlar gerçekleştiren dalgıç ve su altı fotoğrafçısı Ali Ethem Keskin, sualtı mağaralarıyla yakından ilgileniyor. Elektirik- Elektronik Mühendisi olan Keskin'in su altı macerası daha yedi yaşındayken babasının ona aldığı maske ve palet ile serbest dalışlar yapmasıyla başlamış. Keskin, sualtı fotoğrafçılığı pahalı bir branş olduğu için özel bir şirkette pazarlama müdürlüğü yapıyor. 21 yıldır üzerine çalıştığı belgesel ve projelerini yaptığı bu işle finanse ediyor. 'Mesleğim para kazandırıyor. Ben de bu sayede hayal ettiğim projeleri gerçekleştirebiliyorum. Hem mesleğimi yapıyorum hem de doğadan kopmuyorum' Çektiği fotoğraflar sayesinde doğayla yakından ilgilenmeye başlayan Keskin, sualtındaki canlılar konusunda derin bir birikime sahip. Bu bilgiler sayesinde farkında olmadan zarar verdiği canlılara karşı daha dikkatli davrandığını anlatıyor.

KÖPEK BALIKLARIYLA YÜZÜYORUM

Ali Ethem Keskin 35 yıldır sualtındaki canlılara temas ediyor. Onların korkulacak canlılar olduğu önyargısının yersiz olduğunu anlatan Keskin'e göre doğayı tanıdığınızda hiçbir şeyden korkmamıza gerek yok. Keskin, 'Bir çok insan köpek balığı ve ahtapot gibi deniz canlılarından korkuyor. Ben ahtapota dokunabiliyorum ve onunla birlikte yüzebiliyorum. Önemli olan sizin o canlıya bir tehdit oluşturmamanız. Çünkü deniz içindeki canlılar yaydığınız negatif enerjiye oldukça duyarlılar. Onlara korkarak yaklaşmazsanız Büyük beyaz köpek balıklarına bile dokunabilirsiniz.' Kaplan köpek balığıyla birlikte yüzen Keskin'in deniz içinde en çok korktuğu canlı Portekiz Savaş Atı denilen portekiz deniz anası. Çünkü bu tür kendisine dokunan her canlıyı anında öldürüyor.

YUNUS PARKLAR KAPATILSIN

Ali Ethem Keskin, dalış yaparken sualtındaki canlıların yaşam dengesini bozmamaya özen gösteriyor. Yıllardır dalış yapmasına rağmen su altından hiç birşey almayan ve bunu kendine prensip edinen Keskin gerekçesini şöyle anlatıyor: 'Su altından en ufak bir şey bile almıyorum. Küçük bir deniz kabuğu bile alsanız başka bir canlıya zarar veriyorsunuz. Hermit yengecinin kendi kabuğu yok. Ölmüş bir deniz salyangozunun kabuğunun içine yerleşiyor ve onunla yaşıyor. Siz o deniz kabuğunu aldığınızda bir yengecin yaşamını sonlandırmış oluyorsunuz. Deniz bitkisi olan mercanları sökmeniz onları yok etmeniz anlamına geliyor. Çünkü bir mercanın büyümesi yüzlerce yıl alıyor' Keskin, bazı canlı türlerinin insanlar tarafından sömürüldüğünü belirtirken yunus balıklarına dikkat çekiyor. Keskin, 'Yunus Parklar kapatılsın' diyor: 'Yunusların hassas hayvanlar olduklarını zannediyordum ama onlar şartlandırılarak istedikleri hareketleri yapıyor. Yunusların fotoğrafını çekmek için bir defa yunus parka girdim. İnsanlar yunuslara tutunup yüzüyorlardı ve yunuslar acı çekiyordu. Onlar insanları sevdikleri için değil, balık atıldığı için taşıyor. O yüzden Yunus Parkları acilen kapatılmalı.'

AYASOFYA'YA DALDIM

Ali Ethem Keskin, 2000 yılından itibaren Anadolu'da keşfedilmemiş sualtı mağaralarını araştırıyor. ODTÜ Sualtı Topluluğu ile birlikte çalışmalar yürüten Keskin mağara dalışlarına olan ilgisi bir dergide Konya Hadim ilçesinde Yerköprü adı verilen mağara oluşumuna rastlamasıyla gündeme gelmiş. 'Yerköprü Hadim'in 23 kilometre doğusundaki Yerköprü Şelalesi tarih boyunca Anadolu'ya hayat veren Göksu Nehri, Yerköprü'de bir mağaranın içine girip yerin altında kayboluyor. İkinci bir akarsu olan Karasu Çayı da Göksu'nun yaklaşık 25 metre üzerinden akarak iki katlı bir otoban görüntüsü sunuyor. Oraya gittim ve çok etkilendim. Mağara dalışı yapmak bana çok ilginç geldi' Keskin, bu deneyimin ardından projelerini Türkiye'deki mağaraların araştırılması konusuna yöneltmiş. Türkiye'nin bütün deniz mağaralarının haritasını çıkaran ODTÜ Sualtı Topluluğu ile çalışıyor. Tespit edilen mağaraların genelde doğal oluşumla meydana geldiğini söyleyen Keskin, sadece Topkapı ve Ayasofya'nın altındaki sarnıçların yapay olduğunu dile getiriyor. 'Topkapı ve Ayasofya'daki tünellere dalış yaptım. Buradaki mağaralar doğal yoldan değil, şehre su getirilmesi için yapılmış yapay mağaralar.'

En uzun İnsuyu Mağarası

Ali Ethem Keskin doğal mağaraların oluşumunu ve Türkiye'nin en büyük sulatı mağarasını anlatıyor: 'Yağmurun yağmasıyla birlikte karbonikasit gazı ortaya çıkıyor ve o suyla birleştiğinde herhangi bir yerin altını oyuyor. Boşluğun üzerinden geçen sular toprağa kireç taşları bırakıyor. Kireç taşı buharlaşıyor ve mağaranın içinde sarkıtlar ve dikitler oluşturuyor. Mağaraların büyüklükleri değişiyor. Türkiye'nin haritası çıkarılmış en büyük mağarası 8350 metre uzunluğundaki İnsuyu Mağarası.' Keskin keşfedilecek yüzlerce mağara olduğunu söylüyor. Yaptığı gezileri ve dalışların öyküsünü 12 yılda hazırladığı kitapta toplayan Ali Ethem Keskin kitabını çıkarmak için sponsor arıyor.

Arkeolojik çalışmalar çok pahalı

Kutuplar hariç dünyanın tüm denizlerinde dolaştığını söyleyen Ali Ethem Keskin sadece sualtındaki canlılarla değil, aynı zamanda arkeolojik kazılarla da ilgileniyor. Her denizin farklı özellikler taşıdığını söylüyor ve ekliyor: 'Her bölgenin kendine göre bir özelliği var. Farklı bitki örtüleri ve canlılar görüyorsunuz. Bazı bölgelerde canlı yok ama farklı arkeolojik özellikler var. Mesela Çanakkale'deki Çanakkale Batıkları bana çok ilginç geliyor. Denizin içinde birinci dünya savaşından kalmış kalıntılar var. Karadeniz'de İkinci Dünya Savaşı'nda Almanlardan kalma U20 deniz altısını araştırmacı Selçuk Kolay ile birlikte dalıp varlığını belgeledik. Prof. Dr. Nergis Günseli ile birlikte Marmara adasında 13. Yüzyıla ait Bizans Batığı'nın çıkarılması alanında çalışma yaptık. Bu çalışmalar çok maliyetli olduğu için pek sık gerçekleştiremiyorum'

11 yıl önce