|

Bizi Esed’e bırakmayın

ABD destekli terör örgütleri ve Esed rejiminin zulmüyle topraklarından ayrılmak zorunda kalan Suriyeliler, Türkiye’nin başlatacağı operasyon için gün sayıyor. Suriye’nin birçok bölgesinden Türkiye’ye gelen mazlumlar, “Esed oyun oynuyor. Münbiç'e Esed girerse orada büyük katliam yapar” diyor.

Yasemin Asan
04:00 - 6/01/2019 Pazar
Güncelleme: 03:24 - 6/01/2019 Pazar
Yeni Şafak
Esed ve terör örgütlerinin zulmünden kaçan Suriyeli sığınmacılar
Esed ve terör örgütlerinin zulmünden kaçan Suriyeli sığınmacılar

Tel Abyadlı Mehmet Hasan el-Ahmed, Ayn el-Arablı Nuri Cafer, Münbiçli Hasan el-Beni, Deyrizorlu Enced Elsari, Hasekeli A.H, Rakkalı Ekrem Dede, Resulaynlı Basil Cedan, Kamışlılı Diyala Osman... Onlar Suriye’deki taşeron terör örgütleri DEAŞ ve PKK/PYD-YPG ile Esed’in zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınanlardan sadece birkaçı. Türk askerinin Münbiç ve Fırat’ın doğusunda teröristleri imha edeceğini duyduklarında büyük heyecan duydular. Hepsi de topraklarına geri dönmek istiyor. Fırat’ın doğusuna operasyon onlar için ikinci Kurtuluş Savaşı. Mehmetçik ve ÖSO’nun operasyonunu özlemle bekleyen Suriyeliler vatan hasretlerini Yeni Şafak’a anlattı.

ÇOCUKLARIM ORADA BÜYÜSÜN

Ailesinin Haseke’de olduğunu ve onların can güvenliği için isminin gizli tutulmasını isteyen A.H, Türkiye’ye sığınmadan önce Suriye’nin Haseke ilindeki Büyük Cami’de imamlık yaptığını anlattı. “PKK terör örgütü, kendilerinin söyleyeceklerini halka anlatmamı istediler. ‘Örgütü kabul edin. Çatışmayın. Onları savunun. Daha çok evlenin’ dememi istiyorlardı. Onların dediklerini kabul etmedim ve beni ölümle tehdit ettiler. Ben de Türkiye’ye sığındım. Türkiye’de şimdi öğretmenlik yapıyorum” diyen A.H, Türkiye’nin bölgeye operasyon yapmasını çok arzuladıklarını dile getirdi. A.H, “Çocuklarımın kendi topraklarımızda büyümesini istiyorum. Türkiye sistemi oturmuş güçlü bir devlet. Düzenli sistemi Suriye’de de kurabilir. Terör örgütü oradan eninde sonunda çıkacak ve biz yine topraklarımıza kavuşacağız” dedi. PKK’nın, ev ve arazilerine el koyduğunu vurgulayan A.H, örgütün Haseke’ye Ezidileri ve başka bölgelerden Kürtleri getirdiğini dile getirdi.

KORKUDAN UYUYAMIYORDUM

Kamışlı’yı DEAŞ işgal edince 2015 yılında ailesiyle Türkiye’ye sığınan 19 yaşındaki Diyala Osman ise şunları söyledi: “Kamışlı’da okula gidemiyorduk. Türkiye’ye gelmeden bir gün önce okulun duvarında, “Pazartesi okula gelirseniz sizi kaçıracağız” yazısı yazılmıştı. O zaman kız olduğum için çok korkuyordum. Gözüme uyku girmiyordu. Kamışlı daha sonra PKK kontrolüne geçti. Aralarında fark yok, onun için gitmedik. Türkiye’de okula gidiyoruz. Daha rahat uyuyabiliyorum. Kamışlı güvenli olursa belki gidebilirim. Benim dedelerim Türkiye’den Suriye’ye göç etmiş. Kökenimiz Türkiyeliymiş.”

YENİ BİR RAKKA KURARIZ

2014 yılında DEAŞ zulmünden kaçıp Türkiye’ye sığınan Rakka eski Baro Başkanı Ekrem Dede, iki terör örgütünün birbirinden farkı olmadığını şu ifadelerle anlattı: “DEAŞ, avukatları kâfir ilan etmiş. Kaçıp Türkiye’ye geldim. Rakka’yı PKK işgal ettikten sonra, ‘bayrakları altında yaşamayı kabul edersek dönebileceğimizi’ söylediler. Kabul etmedim. Rakka’nın yüzde 90’ını yerlebir ettiler. Türkmenler sürekli baskı altında ve sürekli ‘Türkiye’nin ajanısın’, ‘Osmanlı bozuntusu’ diyorlar. Aile fertleri Türkiye’de olanları hapsediyor, sorguluyorlar. Fırat’ın doğusuna en kısa sürede operasyon başlamalıdır. Yılanın başı ezilmelidir. Halk bir aydır sevinçle bekliyor. Bu bizim ikinci kurtuluş savaşımızdır. Suriye Fransız sömürüsünden 1945 kurtuldu. Şimdi Türkiye askeri yardımı ile de ikinci kez kurtulacağız. Rakka’yı Türkiye sayesinde yeniden inşa ederiz. Terör örgütü gençlerimizi esrara alıştırdı. Bu bağımlı insanları kazanmamız yıllarımızı alacak.”

  • Tel Abyad’dan Mehmet Hasan el-Ahmed:
    Koşa koşa gideceğim
  • “3 yıl önce Tel Abyad’dan Türkiye’ye sığındım. PKK memleketimi işgal ettiğinde orada 3 ay kalabildim. İki genç oğlum var. Örgüt, çocuklarımı zorla askere almaya çalışıyordu. Çocuklarım için malımı, mülkümü bırakıp kaçtım. Tel Abyad’da sadece 33 Kürt aile vardı. Çevredeki Kürtleri tanıyoruz ama orayı işgal eden Kürtler Kandil’den gelenlerdi. Hepsi yabancıydı. Aile, çocukların PKK’ya katılmasına izin vermezse ya aile reisini hapishaneye atıyorlar ya da bütün aileyi evlerinden çıkartıp evi talan ediyorlar. Zorla sürgün ediyorlar. Suriyelilerin hepsi Türkiye’nin operasyonunu bekliyor. Herkesin hayatı değişecek. PKK, Tel Abyad’ın her tarafına hendek kazdı. Sivil halkın evlerinin çatılarına Türkiye’yi izlemek için gözetleme kuleleri yapmışlar. Evini terk etmek zorunda kalanların evlerini PKK kiraya veriyor. Kirayı da kendileri alıyor. Annemin cenazesine bile gidemedim. Türkiye sınırından evimi görüyorum, bahçelerimizi görüyorum ama gidemiyorum. Orası teröristlerden temizlendiğinde koşa koşa evime gideceğim. Tel Abyad’ın yüzde 95’i Türkiye’nin yanında. Türk bayraklarını bile hazırlamışlar. Teröristlerin hiç şansı yok.”
  • Ayn el-Arab’dan Nuri Cafer: PKK gelince düşmanlık başladı
  • “PKK orada beni 5 kere tutukladı. Teröristlere sürekli karşı çıkıyordum. Tabii bana çok zarar verdiler. Yaşamak her geçen gün zorlaştı. Elektrik, su, iş yoktu. 5 çocuğum, eşim ve kanserli anneme bakmak için çalışmak zorundaydım. Çalışmaya izin verilmiyordu. Ayn el-Arab’dan çıkmak için PKK para istiyordu. Türkiye’ye sığındım. Türk halkı bana iş, başımızı sokacak ev verdi. Geldikten 5 ay sonra da Türkiye’nin yardımıyla ailem geldi. Çocuklarım burada yeniden okula başladı. Annem bana Türkiye’de gömülmek istediğini vasiyet etmişti. Vefat edince onu Türkiye’de toprağa verdik. Suriye’de eskiden Türk-Kürt-Arap birlikte yaşardık. Ne zaman PKK geldi, o zaman ayrımcılık başladı. Bizi bölmeye çalışıyorlar ama başaramayacaklar. Türkiye’de Türkler ve Kürtler kardeş gibi yaşıyor. Bunu bozmak istemişler ama başarılı olamamışlar. Türkiye’de bir sistem, demokrasi, iş, huzur, güven var.”
  • Deyrizor’dan Emced Elsari: Türkiye ile nefes alırız
  • “22 yaşındayım, 4 yıl önce Türkiye’ye geldim. Deyrizor’da muhabirlik yapıyordum. Bizi toplayıp ‘ya bizden olacaksınız ya da sizi öldüreceğiz’ diye tehdit ettiler, ben de Türkiye’ye kaçtım. Ailem iki yıl sonra geldi. DEAŞ’ın yerini şimdi PKK aldı. Deyrizor’daki arkadaşlarımla irtibattayım. 3 köy DEAŞ kontrolünde, 40 bin sivil ablukada. Her gün birazını infaz ediyorlar. Kaçılacak yollar da mayınla kaplı. Kurtulabilenler ise PKK bölgesine geliyor. Orada kamplara yerleştiriliyorlar. Kamptan çıkmak isteyenler ise en az bin dolar vermek zorunda. Deyrizor’daki petrolün yüzde 85’i PKK’nın elinde. Bu petrolleri Esed’e satıyorlar. Panik içindeki PKK, insanları, ‘Türkiye’ye karşı bizimle savaşmazsanız sizi DEAŞ’a teslim ederiz’ diye tehdit ediyor. Türkiye ve ÖSO güvenliği sağlarsa gideriz ama vatanımız PKK, Esed ya da DEAŞ kontrolünde olduğu sürece evimize dönemeyiz. Fırat’ın doğusunun kurtulmasını çok istiyoruz. Fırat’ın doğusu ancak Türkiye ile nefes alabilir.”
  • Resulayn’dan Basil Cedan: Defineden
    hendeğe
  • “5 yıl önce Türkiye’ye geldim. Kampta öğretmenlik yapıyorum. Esed insanları yerlerinden çıkarmaya zorladı. Bazı insanları alıp götürdüler, bazılarını cezaevine götürdüler. Beni de hapishaneye atmakla tehdit ettiler eğer kaçmasaydım şimdi ben de Esed’in hapishanelerinde ölmüş olacaktım. Fırat’ın doğusuna operasyon yapılırsa çok seviniriz. Türkiye’ye güveniyoruz. Hem oradaki insanlar kurtulacak hem de bizler vatanımıza kavuşacağız. Türk askeri ile ÖSO, Esed’i bozguna uğratacak. PKK eskiden tarihi eserleri bulmak için kazılar yapıyordu. Ama şimdi Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon hazırlığından sonra kendilerini korumak için hendek kazıyor. Hendeklerin üzerini çadırlarla örtüyorlar. Mayınlar döşeniyor. Türkiye’nin çok güçlü olduğunun farkındalar.”




#ABD
#Esed
#Münbiç
#Hasan el-Beni
#Mehmet Hasan el-Ahmed
5 yıl önce