|

Çocuğum Barbie gibi mükemmel ol!

Çocukların ellerinden düşürmediği Barbie ve benzeri marka oyuncaklar, onların ileri hayatını da oldukça etkiliyor. Günümüzdeki oyuncakların mükemmellikle donatıldığını ifade eden Ergen ve Yetişkin Psikoloğu Deniz Doğruöz, “Bu oyuncaklarla yetişen çocuklar, hayatı da böyle algılıyor. Özellikle kadınların bilinçaltına etki eden bu düşünce, onların estetik ameliyatlara başvurmasına dahi neden oluyor” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 21/01/2018 Pazar
Güncelleme: 05:51 - 21/01/2018 Pazar
Yeni Şafak
Ergen ve Yetişkin Psikoloğu Deniz Doğruöz, anne ve babalara çocuklarıyla birlikte oyuncak yapmalarını öneriyor.
Ergen ve Yetişkin Psikoloğu Deniz Doğruöz, anne ve babalara çocuklarıyla birlikte oyuncak yapmalarını öneriyor.

Çocukların büyük bir zevkle oynadığı Barbie ve diğer marka oyuncaklar, onların hayal dünyasını geliştirmek bir kenara dursun gelişimlerinde olumsuz sonuçlara da neden olabiliyor. Anne ve babaların çoğunlukla masum olarak gördüğü ve onların uslu bir şekilde durması için ellerine verdiği bu oyuncaklar, çocukların ileri hayatını da hayli etkilliyor. Günümüzdeki oyuncakların mükemmellikle donatıldığını ifade eden Ergen ve Yetişkin Psikoloğu, Aile Eğitmeni Deniz Doğruöz, bu durumun çocukların hayatı kusursuz olarak algılmasına neden olduğunu söylüyor. Sadece Barbie ve benzeri bebek oynayarak yetişen kız çocuklarının büyüdüklerinde estetik ameliyatlara dahi başvurduğunu ifade eden Doğruöz, anne ve babaların çocuklarla birlikte oyuncak yapmasını öneriyor. Babası ve dedesi de oyuncak yapan Doğruöz de tahta oyuncaklar yaparak çocuklara hem ağacı sevdirmeye çalışıyor hem de onların basit şeylerle hayal dünyasını zenginleştirmek istiyor.

* Oyuncakların çocukların gelişimine fayda sağlamasının yanında bir de fark edemediğimiz birtakım zararları dokunuyor. Masum gibi duran bu oyuncakların çocuklar üzerinde ne gibi olumsuz etkileri oluyor?

Oyuncakların tümüne bakacak olursak hepsi son derece kusursuz ve mükemmel. Hepsinin saçları ve tırnakları boyalı, fiziksel bir sorunları yok. Örneğin bu oyuncakların hiçbiri engelli bir bebek değil. Oysa bizlerin hayatı tamamen mükemmel değil. Biz insanlar bazen kusurlu taraflarımızı geliştirerek başarıyı yakalıyoruz. Dolayısıyla çocuklara daha o yaşlardan itibaren mükemmeliyetçilik ve kusursuzluk fikri aşılanıyor. Oyuncaklar çok mükemmel olunca bu kez çocukların kafasında bir mükemmellik imajı oluşuyor. Bu durum aileler ve çocuklarla görüşmeler yaparken de dikkatimi çekti.


HAYAL KURMALARINA İZİN VERMİYORLAR
* Kız çocuklarının keyifle oynadığı Barbie bebeğin bir de hamile olanı satılıyor...

Barbie, Amerika’da 1959’da üretilen ve Amerikan kadının idealindeki formu oluşturan bir oyuncak. Yani Amerikan toplumuna ait olan bir şey. Burada çocukların gözünde ileride olmak istedikleri kadın profilini geliştiriyorlar. Barbie oyuncaklarının “hamile” formuna bakacak olursak, “Çocuğun gerçekten ihtiyacı olan şey bu mu?” sorusu burada oldukça önemli. Çocukların 3-6 yaşlarında cinselliğe merakı oluyor. Kendilerini tanımak ve keşfetmek istiyorlar. Ama okul dönemi başladığında çocukların zihinsel olarak yaşına uygun gelişim gösterebilmesi için merakını bastırarak bu sorunu çözmesi gerekiyor. Dolayısıyla çocukların okul çağlarında sürekli doğum yapan bir bebekle oynaması ona olumsuz bir katkı sağlayacaktır. Bu noktada anne ve babalar çocuklarının ne ile oynadığını çok iyi bilmeleri gerekiyor. Çocukların küçükken hangi oyuncaklarla oynadığı onların gelecek yaşamlarını etkiliyor. Anne babalar müdahele etmezse bu durum ileri yaşamlarında problem yaratacaktır.

* Barbie ve bu gibi oyuncakların çocukların ileriki yaşamlarına ne gibi zaraları oluyor?

Bu oyuncaklar çocukların hayal kurmasına çok fazla izin vermiyor. Şık kıyafetleri, ojeli tırnaklarıyla çocuğun hayal gücüne çok fazla bir şey bırakmıyor. Bunu Barbie ve benzeri bebeklerde görebiliyoruz. Çocukların tek tip oyuncakla oynamaları zararlı. Onlara Karagöz- Hacivat kuklaları ve bezden bebekler yapabiliriz. Ayrıca sadece markalaşmış bu tür oyuncaklarla yetişen çocuklar ileride sadece dış dünyasına özen gösterir ve içindeki kaliteyi azaltır. Zamanla estetik ameliyatlara bile başvurur. Sevmeyi de beceremez o insan. Kusuru olsa kendiyle olan bağını koparır. Bir de çocuklarla oyun oynarken onların kaybetmesine de izin vermeli ebeveynler. Oyunlarda sürekli kazanan çocuklar hayatlarında bir başarısızlıkla karşılaştıklarında oldukça mutsuz olur.

* Ebeveynlere düşen görevler neler? Oyuncak seçiminde nelere dikkat etmeliler?

Anne ve babalar çocuklarıyla vakit geçirmiyorlarsa ve onlarla bir şey paylaşmıyorsa, kesinlikle oyuncak almalılar. Ama o oyuncakların çocuğun anne ve babası olmasına izin vermememiz lazım. Benim kızım da çok fazla oyuncak istiyor ama ben ona bunun tahta olanını da yapabiliriz diyorum. Ayrıca ebeveynler bir oyuncağa baktığında kusursuz bir oyuncak görüyorsa hemen oradan kaçmalı. Ayrıca pahalı oyuncak iyi oyuncak demek değildir. Mümkünse çocuklar oyuncağını kendisi ya da ebeveynleriyle birlikte yapmalı. Bu durum hem aile içi iletişimi arttırır hem de çocuk yaptığı bu oyuncağı hiçbir zaman unutmaz.

ÇİZGİ FİLMLER ÇOCUKLARI YALNIZLAŞTIRIYOR
* Günümüzde çocuklar dijital oyunları da çok sık oynuyor. Bu durum onların arkadaşlarıyla oyun oynamasını ve çizgi film izleme oranları azalttı diyebilir miyiz?

Kısmen evet. Cep telefonu ve tabletin açık olduğu durumlarda çoçuklar daha çok dijital mecrada sınırsız şekilde vakit geçirmeyi tercih ediyor. Çünkü açtığı bir videodan sonra ona peşpeşe öneriler sunuluyor. Biz çocukken çizgi filmler izlediğimizde arkadaşımız da aynı çizgi filmleri seyrederdi ki ertesi gün o çizgi film hakkında konuşabilelim. Pembe Panter’in, Temel Reis’in kim olduğunu arkadaşlarım da bilirdi. Aramızda böyle bir etkileşim olurdu. Ama günümüzde çocuklar artık bireysel olarak kendi başına çizgi filmler izliyor. Çizgi filmler çocuğu yalnızlaştırıyor. Çocuklar film üzerine konuşmuyorlar. İnternetin ve dijital mecranın gelişmesiyle çocuklar çizgi filmden daha çok Youtube gibi kanalları izlemeye başladı. Bazı çizgi film kanallarında cinsel içerikler çok fazla yer alıyor. Mesela, Walt Disney’de bazı çizgi filmlerde bunu görebiliyoruz. Çocuklar oraya alıştıktan sonra kopmaları çok zor oluyor. Yasaklara başvurmadan ebeveynler gereken önlemleri almalı.

* Batı kaynaklı çizgi filmlerin çocuklar üzerinde ne gibi etkileri oluyor? Daha o yaşlarda kültürel bir kopukluğa maruz kalıyorlar değil mi?

Çizgi filmler ve Hollywood yapımları bir kültürün diğer bir kültürü bastırmasına neden oluyor. Bizim oldukça zengin bir kültürümüz var. Keloğlan, Nasreddin Hoca, Karagöz Hacivat, Dede Korkut Hikayeleri..vs. Dünyanın dörtte biri Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa kültürüyle besleniyor. Kendi kültürel ürünlerimizin animasyon kalitesini arttırıp içeriğini de zenginleştirirsek, bu durum çocuklar üzerinde olumlu bir etki sağlayabilir.

* Çizgi filmlerde korku ve saldırganlık temaları da oldukça sık işleniyor...

Çocuklar büyürken korkularını geride bırakarak büyüyorlar. Film yapımcıları da monoton konuşmaların çocukların çok ilgisini çekmediğini biliyorlar ve bunun için filmleri korku içerikleriyle üretiyorlar. Böylece çocuğun öfkesi artıyor ve hayatı da böyle anlamaya başlıyor. Benim kızım bu tür filmler izlediğinde gece uyuyamıyor veya kuzenine daha haşin davranıyor.

  • Amacım çocuklara ağacı sevdirmek
  • * Sizin oyuncağa olan ilginiz nasıl ortaya çıktı?
  • Babamın küçük bahçeli bir evi varmış. Orada dal parçalarını birleştirerek kendine oyuncaklar yaparmış. Dedemde de benzer hikayeler var. Ben de oldum olası hep kendi oyuncaklarımı yapmak istemiştim. Sonra 2000 yılında Teo Dede adlı biriyle tanıştım ve ona “Bana oyuncak yapmayı öğretebilir misin?” dedim. Bir buçuk ay boyunca ona çıraklık yaptım ve tahtadan oyuncaklar yapmayı öğrendim. Yıllar önce Adalet Bakanlığı’nın destekleriyle babası cezaevinde olan çocukların babalarıyla buluştuğu bir etkinlikte görev almıştım. Çocuklar çok eğlenmişti. Amacım çocukların ağacı sevmesi ve önlerinde çok fazla olmayan tahta oyuncakları onlara gösterebilmekti. Bunu yapan danışanlarım da çok güzel sonuçlar aldı.
#Çocuk
#Psikoloji
#Barbie Bebek
6 yıl önce