|

İstanbul’un surları trienale hazır

4. Uluslararası İstanbul Trienali, Yedikule Hisarları Açık Hava Müzesi’nde 12 Mayıs-13 Haziran arasında sanatseverleri bekliyor. “Heterotopik Mekanlar Olarak Sınırlar ve Surlar” başlığıyla İstanbul’un tarihi surlarını ele alan trienalde, dünyanın birçok yerinden kavramsal sanatla tanınmış önemli sanatçılar yer alıyor.

Sevda Dursun
00:00 - 12/05/2022 Perşembe
Güncelleme: 17:42 - 11/05/2022 Çarşamba
Yeni Şafak
4. Uluslararası İstanbul Trienali
4. Uluslararası İstanbul Trienali

Bağımsız Sanat Vakfı tarafından düzenlenen, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İletişim Başkanlığı ve Fatih Belediyesi tarafından desteklenen 4. Uluslararası İstanbul Trienali, Yedikule Hisarları Açık Hava Müzesi’nde (Yedikule Zindanları) 18.30’da kapılarını açıyor. 12 Mayıs-13 Haziran tarihleri arasında ziyaret edilebilecek serginin küratörlüğünü Hülya Yazıcı ve Filiz Ağademir yapıyor. “Heterotopik Mekanlar Olarak Sınırlar ve Surlar” başlığıyla İstanbul’un tarihi surlarını ele alan trienal, bilinen kullanım biçimlerinin dışında üçüncü bir mekân olarak tasarlıyor.

İlki 2010 yılında düzenlenen trienalde, “Şehrin Gizli Dili” başlığı altında iletişimsizlik ve yalnızlaşma kavramları irdelenmişti. Pandemi sebebiyle beşinci yılda gerçekleşen bu yılki trienal, Foucault’nun eskiden yaşanmış mekânlarla şehrin yeni mekânlarının kurduğu ilişkiden bahsettiği “hetorotopya” kavramıyla da ilişkili.

ŞEHRE GÖRE İŞ

Bienal ve trienallerin şehirle alakalı olduğunu söyleyen küratör Hülya Yazıcı, “Bir şehir seçilir, sanatçılar gelir, o şehre bakar, düşünür ve iş üretir. Şehrin içinde bir mekân tespit edilerek de yapılabilir bu. Biz de surları mekân olarak seçtik ve sanatçılardan oraya göre iş üretmelerini istedik” diyerek mekâna dikkat çekmek istediklerini belirtti. Dünyanın birçok yerinden ve Türkiye’den önemli sanatçıların yer aldığı organizasyonda, dijital ağırlıklı işlerin yer almasını ise “Yedikule Hisarları açık hava müzesi olduğu için, korunaklı bir mekân değil, şartlara uygun şekilde daha çok dijital işler planladık” şeklinde açıkladı.

ŞEHİR İNSANI İRDELENECEK

Yapının içinde restorasyon çalışmaları devam ettiğinden 7 kuleden 4’ü sergiye dâhil. Bu bölümler; Kitabeler (Zindan) Kulesi, Hazine Kulesi, Topçu Kulesi, Genç Osman Kulesi’nin tamamı ve müzenin tüm açık alanları. Yazıcı, “Bizans döneminden itibaren şehri savunmak için inşa edilmiş bu surlar, şu anda bizim için birer sembol. Bu sınırlarla bugünkü şehrin insanı nasıl bir ilişki kuruyor, bunu irdelemeye çalıştık” diyor.

Haçlılardan Osmanlı’ya birçok önemli detayın bulunduğu mekânda, dünyaca ünlü sanatçılar, yerleştirme eserleri, heykel, performans ve video işlerini izleyiciyle buluşturacak. Trienalde, gece turları, atölye ve söyleşiler gerçekleşecek.

İLGİNÇ DENEYİMLER

Türkiye’den ve dünyadan otuzun üzerinde sanatçının katıldığı serginin açılış programında, dokumacılık ve tekstil üzerine işler yapan Fırat Neziroğlu, mekândaki çok eski bir ağaç üzerinde performans ortaya koyacak. Sergide yer alan eserlerden, Nejat Çınar’ın “İsimsiz-ler” heykelleri, bellek üreten organik kameralar olarak mekanı sürekli gözetleyip, hafızaya belli bir mesafeden bakmayı öneriyor. Ayşe Altınok’un “Işığını Arayan Su” yerleştirme eseri, mekânın belleğini tazeleyen, yıkayıp arındıran ve yeniden akışı başlatan düşsel bir yağmura atıfta bulunuyor. Mareo Rodriguez’in Portallar isimli yerleştirme çalışmasıysa Leonard Cohen’in “Her şeyde bir çatlak vardır. Işık içeri böyle girer” sözünden ilham alarak tek bir kırılmayı hem uzaklaşan hem de yaklaşan bir gerilimle ortaya koyuyor.


#4. Uluslararası İstanbul Trienali
#Yedikule Hisarları
#Bağımsız Sanat Vakfı
#Kültür ve Turizm Bakanlığı
#İletişim Başkanlığı
#Fatih Belediyesi
#Hülya Yazıcı
#Filiz Ağademir
#Fırat Neziroğlu
2 yıl önce