|

Ne kanaldan ne koyunlardan vazgeçeriz

Kanal İstanbul’un geçeceği Dursunköy, Sazlıbosna ve Baklalı Köyü sakinleri projeyle birlikte kendilerini nelerin beklediğini merak ediyor. Halkın çoğunun tarım ve hayvancılıkla uğraştığı Dursunköy’de halk, arsalarının çoğunu satıp Trakya’ya yerleşme planları yaparken Kırım göçüyle Sazlıbosna’ya yerleşen halk ise ikinci bir göçe hazır olmadıklarını söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 21/01/2018 Pazar
Güncelleme: 05:45 - 21/01/2018 Pazar
Yeni Şafak
​Kanal İstanbul’un geçeceği Dursunköy, Sazlıbosna ve Baklalı Köyü sakinleri projeyle birlikte kendilerini nelerin beklediğini merak ediyor.
​Kanal İstanbul’un geçeceği Dursunköy, Sazlıbosna ve Baklalı Köyü sakinleri projeyle birlikte kendilerini nelerin beklediğini merak ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında “Çılgın Proje” olarak duyurduğu Kanal İstanbul; Arnavutköy’de bulunan Dursunköy, Sazlıbosna ve Baklalı köylerinin kıyısından geçecek. Uzun süredir “Kanal, köyümüzü ikiye böler mi, topraklarımız sular altında mı kalacak?” sorularına yanıt arayan köy halkı her ne kadar rahat bir nefes alsa da kafalar hala çok karışık. Cami avlusunda, köy kahvehanesinde, kapı önü sohbetlerinde, sokakta oynayan çocuklardan çobanına kadar herkesin gündeminde kanal projesi var. İlk durağımız olan Dursunköy’ün köy kahvehanesindeyiz. Yaşları 60 ila 70 arasında değişen bir grup amca aralarında tartışıyor: “Artık bize burada tarım yaptırmazlar, tası tarağı toplayıp Trakya’ya mı gitsek?” ,“Ama buralar da epey kalkınacak diyorlar”, “Çocuklarımıza yeni iş imkanları doğacakmış...”


Dursunköy’e 8 kilometre uzaklıkta bulunan Sazlıbosna köyünde ise Nurdan Şen ve Nursel Aygün’ün kapı önü sohbetine dahil oluyoruz: “Dedelerimiz yıllar önce Rus zulmünden kaçarak bu köye sığınmış. İkinci bir göçü kaldıramayız, ister kanal geçirsinler ister gemi yürütsünler ama bizi köyümüzden etmesinler...” Projeyle birlikte köylerinin ortadan kalkacağını düşünüp yıllarca doğalgaz bile bağlatmayan Baklalı köyü sakinleri ise köylerinin geleceğinden hayli umutlu. “Kanal manzaralı arsa” ilanlarıyla dolu köyün sakinlerinden 72 yaşındaki Sıtkı Erdönmez, “Ben bu köyün yerlisiyim. Çiftçilik de yaptım çobanlık da. Köyümüz yenilenecek ve biz de burada daha uzun süre kalabileceğiz. Gençlerimiz de tarım ve hayvancılıkta gelecek olmadığının farkına varıp kendilerini geliştirmeli ve kanalın nimetlerinden faydalanmalı” diye konuşuyor.

ARSALARIN ÇOĞU SATILDI

450 nüfuslü ve 150 haneli Dursunköy Mahallesi’nde halkın yüzde 80’i tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. 4 dönemdir burada muhtarlık yapan Güngör Özer, Sazlıdere Barajı’nın yapımından sonra köyde imar yasağının geldiğini söyleyerek bazı köylülerin tarlalarını satıp Hadımköy, Çatalca ve Büyükçekmece’ye taşındığını ifade ediyor. Özer de bu durum karşısında tarım ve hayvancılığı bırakarak inşaat işine girmiş. Projenin açıklandığı günden bugüne arsaların yüzde 80’inin satıldığını söyleyen Özer, “5-6 yıl evvel herkes alacağını aldı. Kanalın geçeceği yerlerle ilgili çıkan haberlerle birlikte metrekare başına düşen fiyatlar da katlanarak arttı. Arsası hala elinde olanlar mutlu. Aslında bu projenin bize vurmasının hem olumlu hem de olumsuz yönleri var. Bu köyde herkes birbirini tanır, güvenir. Rahatımız kaçacak ama ülkemiz de kalkınacak” diye konuşuyor.


ÇİFTÇİLİĞİ TRAKYA’DA YAPACAĞIZ

Kanal projesinden sonra tarım ve hayvancılığı devam ettirmek için Trakya’nın yolunu tutacak olan Dursunköy sakinleri, 6-7 ay öncesinden büyük şirketlerin köylerine gelerek arsa incelemesi yaptıklarını söylüyor. 50 yıldır Dursunköy’de yaşayan Güngör Özer, “Buralar değerlendiği için arsası olanlar satmaktan vazgeçti. Emlaçıların da işi bozuldu” diyor. Bakkalda dedesine yardım eden 12 yaşındaki Ceyda Alkan ise “Evde annem ve babamlar sürekli bu projeden bahsediyor. Nerede başlayıp nerede biteceği üzerine sürekli akıl yürütüyorlardı. Ben de merak edip internetten araştırmalar yaptım, öğretmenime sordum. Evimiz gidebilir diye korkuyordum ama burada yaşamaya devam edeceğimiz için çok mutluyum. Çevremiz güzelleşecek, oyun oynayacağımız parklar yapılacak” ifadelerini kullanıyor.

APARTMANDA OTURAMAM BE KIZIM

Köy kahvehanesinde haberleri izleyip ülke meselelerini tartışan Mehmet Özer ve arkadaşları doğal yaşamdan kopmak istemediklerini apartman dairesinde yaşamanın kendilerini zorlayacağından bahsediyor. Şehre sadece alışveriş yapmak için gittiklerini söyleyen 74 yaşındaki Mehmet Özer, “Ben doğal yaşamayı severim be kızım. Ayağım bahçemin toprağına değmeli her gün. Hayvanlarımızı görmeliyiz sabahları. Şehir hayatında yaşayamayız bu yaştan sonra. Benim aklım bu kanal işine pek ermedi. Bence yapılmasın” ifadelerini kullanıyor.

BURASI İKİNCİ MEMLEKETİM

Dursunluköy’de çobanlık yapan Afgan asıllı Beşiri Sadat ise Kanal Projesi’ye birlikte hayvanlarını otlatabileceği alanlara ne olacağını merak ettiğini söylüyor. Sadat, “Bu köy benim ikinci memleketim oldu. Kanal projesi köyü kalkındıracak. Buranın yeni çehresini çok merak ediyorum. Artık burada çobanlık yapabilir miyim bilmiyorum ” diyor.

Ticaretimiz canlanacak

Eşiyle birlikte bakkal dükkanı işleten 36 yaşındaki Meral Şen, 18 yıl önce Sazlıbosna’ya yerleşmiş. Evlenmeden önce Silivri’de yaşadığını söyleyen Şen, “Eşim buraların yerlisi. Aslen Karadenizliyim. Silivri’deki şehir hayatından çok sıkılmıştım. Buraları çok sevdim. Şimdi buralara yüksek binaların yapılmasını hiç istemiyorum. Bir esnaf olarak ticaretimiz canlanacak ama doğal yaşamımızın da korunmasını isterim” diyor.


Dünya köyümüzü konuşuyor

72 yaşındaki Sıtkı Erdönmez, “Şimdi tüm dünyanın gözü bu projenin üstünde. Üçüncü havalimanız da yapılıyor. Köyümüzü herkes tanıdı. Hal böyle olunca tutup da ben burada hayvancılık ve tarım yapacağım diye diretmenin anlamı yok. Hem kentsel dönüşümle birlikte daha konforlu evlerde yaşayacağız. Yeni komşularımız olacak” ifadelerini kullanıyor.


Korkularımız son buldu

451 haneden oluşan Baklalı Köyü, 2 bine yakın nüfusa sahip. Bu köyde iki dönemdir muhtarlıkyapan Selim Şen, “2009 yılından beri kanal projesinin köyümüzün içinden geçeceğini söylediler. Köy halkının en büyük korkusu bu oldu. Mahalleli sürekli bu konu hakkında benden bilgi almaya çalışyordu. Şimdi herkesin içi rahatladı. Bu projeyle dünyaya biz varız diyoruz" şeklinde konuşuyor.


Sıfırdan düzen kurmam zor olacak

21 yaşındaki Miray Yoldaş, Baklalı köyündeki dükkanında süt, yoğurt, kaymak ve tereyağı gibi ürünler satıyor. Yoldaş, “Dedem sütçü, babam da tarımla uğraşıyor. Ben de hayvancılıkla uğraşıyorum. Projeyle tarım ve hayvancılık kalkacak. Devlet teşvik verirse başka bir yerde bu işimi de yapabilirim ama sıfırdan bir düzen kurmak zorunda kalcak olmam beni zorlayacak” diye konuşuyor.

Hollanda’nın kanallarını gezdim

Kırım Savaşı’ndan sonra acımasızca sürgün edilen halkın sığındığı Sazlıbosna Köyü, göçmenlerden oluşuyor. 400 haneli ve bin 500 nüfuslu bu köyde halk ya ticaret yapıyor ya da esnaflık. Bu köyde 9 yıldır muhtarlık yapan Oktay Teke, “Projeden haberdar olur olmaz Avrupa ve Hollanda’daki kanalları gezip incelemelerde bulundum. Bu proje ülkemize büyük katkı sağlayacak” diyor.


Biz de kanalda balık tutarız

Sazlıbosna köyü sakinlerinden 67 yaşındaki Muhsin Demirbulut ise kahvehanede çay ocağı işletiyor. Kanal İstanbul’la birlikte gelişecek köylerinde yürüyüş alanlarının yapılıp gençlerin de istihdam edileceğini belirten Demirbulut, “Kanal gelecek diye ahlanıp vahlanmanın ne anlamı var? Biz de kanalda balık tutarız ne olmuş yani? diye konuşuyor.


İkinci sürgünü kaldıramayız

43 yaşındaki Nurdan Şen, babasının ve kayınpederinin tarlaları olduğunu söyleyerek “Eşim pazarcılık işiyle uğraşıyor. Tarım biterse eşim de farklı bir meslek yapmak zorunda kalacak. Biz Kırım göçmeniyiz. Yıllardır Sazlıbosna köyünde yaşıyoruz. Bizi yerimizden yurdumuzdan koparmasınlar, ikinci sürgünü kaldıramayız. Devletimizin bizi mağdur etmeyeceğine inanıyoruz” diyor.


Köyümü terk etmek zorunda değilim

20 yaşındaki üniversite öğrencisi Arda Erbaş “Bu proje biz gençler için çok önemli. Örneğİn ben çalışmak için köyümü terk etmek zorunda kalmayacağım. Arkadaşlarımızla vakit geçireceğimiz yerlerimiz mekanlarımız olacak. Şehirleşmek güzel şey” diyor. 19 yaşındaki Enes İlkbaş da “Ulaşımdan tutun da daha pek çok alanda kalkınacağız. Bunlar bizi sevindiriyor” ifadelelerini kullanıyor.

#Kanal İstanbul
#İstanbul
#Tekirdağ
6 yıl önce