|
Atı-iti bırakın, çakallara bakın
15 Temmuz Türkiye'yi işgal girişiminin ardından, Fetullahçı terör örgütüne yönelik başlatılan operasyonlar ve görevden el çektirmeler, örgütün mağduriyet propagandasına malzemeye dönüştürüldü. FETÖ'ye bulaşmış kim varsa cezasını sonuna kadar çekmeli.
Bu konuda verilecek en küçük taviz, 15 Temmuz Şehitlerinin aziz hatırasına en büyük saygısızlık olur.
Hiç kimse FETÖ'nün mağduriyet edebiyatına meze olmasın.
Asıl tartışmamız gereken mücadelenin doğru ve yeterince yapılıp yapılmadığıdır. Eğer mücadele doğru kişiler eliyle, doğru kişilere yönelik yapılmazsa asıl mağduriyet o zaman oluşur.
Figüranlar FETÖ'cü diye ele verilip, elebaşları hala köşe başlarını tutuyorsa gerçek mağdur bu millet olur.


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çin'deki G20 zirvesi dönüşü gazetecilerin sorusu üzerine FETÖ ile mücadelede “at izinin it izine” karıştığını

.

Çok doğru ve değerli bir tespit. 15 Temmuz'da millete darbe vurmaya kalkışan Fetullahçı teröristler, milletten yedikleri tokatla sarsıldılar, ancak sivil unsurları hemen yeni planlar devreye soktular.

Bu planlardan birisi FETÖ'ye yönelik operasyonları sulandırmak oldu.

Bu sulandırma sayesinde “at izi it izine” karıştı ve mağduriyet edebiyatı toplumda karşılık bulmaya

başladı.



“At izi it izine” karıştıysa yapılacak en acil iş, buna kimin sebep olduğunu bulmaktır. Durup dururken karışmadı. Demek ki birileri suyu bulandırıyor. Ülkeyi 17-25 Aralık'tan 15 Temmuz'a sürükleyenler durumlarını mutlaka gözden geçirmelidir.

17-25 Aralık'tan sonra kim nerede hangi yanlışı yaptı da 15 Temmuz

yaşandı? Bu sorunun cevabını bulamalıyız.



15 Temmuz sonrası kim FETÖ'cü, kim değil, tartışmaları bu süreçteki mücadeleyi en fazla zaafa düşüren durum oldu. 15 Temmuz'dan sonra kimin FETÖ'cü olduğunun bir önemi kalmadı. Çünkü artık herkes anti FETÖ'cü olmuştu. 15 Temmuz sonrası sormamız gereken en önemli sorular kim FETÖ ile iyi mücadele eder ve kim bu mücadeleyi bu güne kadar iyi yürüttü?

“Kim FETÖ'cü?” sorusuna en doğru ve hızlı cevabı ancak bir başka FETÖ'cü verir.

Nitekim öyle de oldu. Köşe başlarını korumak isteyen kripto FETÖ'cüler figüran FETÖ'cülerin isimlerini vererek, kendi yerlerini sağlamlaştırdı. Şimdi de ihraç edilenler için

“Kim FETÖ'cü değil? sorusunu sorup yeni bir kararname ile geri alacakmışız. Peki, bu soruya sizce en doğru ve hızlı cevabı kim verecek! Tabii ki başka bir FETÖ'cü.

Oysa bizim bunlarla uğraşacak zamanımız yok, enerjimizi bunlara harcayacak halde değiliz.



Bu saatten sonra bizim öncelikli işimiz “

it izini at izine dönüştüren çakalları” bulmamız lazım.

Mesela görevden aldığımız kişilerin yüzde kaçı 17-25 Aralıktan sonra kamuya atandı.

Yüzde kaçı bu tarihten sonra görevlerinde yükseldi.

Kimlerin referansı ile korunup kollandı. Daha önce yazdığım Karargah İmamı Muhammet Uslu ve Başbakanlık'taki “Fuat Avni” Mustafa Koçyiğit'i koruyup kollayanlar hala etkin bir şekilde FETÖ ile mücadelelerine devam ediyor!

Hele köylü Müslümanları Başbakanlığın kapısından geçirmeyip FETÖ'cülere kapıları sonuna kadar açanlar monşerler gibi hayat sürüyor

.



Kamudan 50 bine yakın isim ihraç edildi. Alenen darbe girişiminde bulunan askerlerin yanı sıra, Bank Asya'ya para yatıran, örgütün STK ve sendikalarına üye olanlar ile ByLock adlı kripto haberleşme programını kullananlar ihraç listelerinde yer alıyor. Bank Asya gerekçesini görünce ister istemez insanın sonrası geliyor. Bu banka 15 Temmuz'a kadar nasıl ayakta durdu? Haydi, biraz daha kişiselleştirerek sorayım.

Yeni Şafak Gazetesi'nin ekonomi muhabiri Cahit Saraçoğlu hakkında Bank Asya ile ilgili haber yapmaktan soruşturma açanlar hala görevlerinin başında dururken, Bank Asya'da hesabı olduğu için kamudan memur ihraç etmeyi nasıl izah edeceğiz

?



Yazının başlığı başta olmak üzere birkaç yerde çakallık vurgusu yaptığım için bir çakallık örneği ile yazıyı bitirmek istiyorum. 2009 yılında bir grup bürokrat çeşitli inceleme ve temaslarda bulunmak üzere ABD'ye gider. Grubun başında bulunan kişi, beraberindeki heyeti

Pensilvanya'ya götürmek ister. Arada itiraz edip, mırın kırın edenler olsa da grup halinde Fetullah Gülen'e gidilir. Sonra ne mi oldu? O grubun başı şimdi bürokraside etkili bir konumda ve Fetullah'a götürdüğü kişiler arasında mırın kırın edenleri yani Gülen'e gitmek istemeyenleri FETÖ'cülükten ihraç etmekle meşgul.

At izi it izini anladık da bir de karda yürüyüp izini belli etmeyenler var. İşte onları bulamazsak,

daha çok hayvanat izlerini tartışırız.

#15 Temmuz
#FETÖ
#Recep Tayyip Erdoğan
8 yıl önce
Atı-iti bırakın, çakallara bakın
Yerine kim gelirse gelsin işler rüyayla da yürür
Gidecek başka yerimiz yok Abidin!..
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?