|
‘Gaye-i hayal’ kırıklığı bombaları

Pensilvanya mukimi Fetullahçı Terör Örgütü’nün elebaşı Gülen’in yakın zamanda etrafındakilere yaptığı bir konuşması, örgütün internet sitesinde yayınlandı. Elebaşı, “Gaye-i hayali gerçekleştirecek güçte değiliz” dedi. Herkes FETÖ’nün çaresizliğinin itirafı olarak gördü bu konuşmayı.

Doğrudur, Fetullahçı Terör Örgütü büyük bir çaresizlik içindedir. Her geçen gün güç kaybediyor. Mali yapısına yönelik operasyonlarda büyük yıkım yaşadı. ‘Yeniden yapılanmaya’ karşı çok önemli operasyonlar gerçekleştiriliyor.

Örgütün gaybubet evleri tek tek tespit ediliyor. Önemli mahrem isimler derdest ediliyor. Gerek kamuda gerek sivil hayatta kripto olarak hayatlarını sürdüren teröristler tespit ediliyor. Daha geçen günlerde 2012-2015 tarihlerinde soru hırsızlığı neticesinde Jandarma’ya sızan 7 bin kişiye ulaşıldı.

FETÖ bu yıkımı yaşadığı için doğrudur, güçsüz kaldı ama teslim olmadı. Tam aksine gücünü kaybettiği için daha da saldırganlaşacak. Mecburen saldırganlaşacak, sahiplerine kendini ispat etmek zorunda. Onları ABD’de ikamet ettirenler, Türkiye’nin diz çökmesini istiyor. Bunlardan da bu amaca hizmet etmelerini bekliyorlar. Bunun için gerekirse kendilerini patlatmak mecburiyetindeler.

PKK BATILI SAHİPLERİNE YALVARIYOR

Bu çaresizliği sadece FETÖ mü yaşıyor?.. Aynı çaresizlik ve güçsüzlük Türkiye’ye saldıran PKK ve DEAŞ başta olmak üzere bütün terör örgütlerinde var. PKK’nın elebaşları sıkıştıkları mağaralarda Batılı sahiplerine yalvarıyor, “Bir şey yapın, yoksa biteceğiz” diye.

Operasyonların durmaması halinde savaşın dağdan şehirlere taşınacağı tehdidinde bulunan PKK’nın Kandil’deki baronları, “Topyekûn eylem” çağrısı yapıyor. “Kimyasal yalan”, PKK’nın çaresizliğinin en önemli göstergesi. TSK’nın Irak’ın kuzeyinde yaptığı temizlik, örgütün sonunun başlangıcı olacak. İşte bu yüzden Taksim benzeri eylemlere başladılar.

Batılıların bir başka maşası, Türkiye düşmanı DEAŞ da FETÖ ve PKK gibi zor durumda. ABD’nin alan açmasıyla Suriye’de büyük güç devşiren DEAŞ, Fırat Kalkanı Harekâtıyla uğradığı bozgunun neticesinde yok olma noktasında. Örgütün önemli isimlerinden biri Türkiye’de yakalandı. DEAŞ’ın Suriye’den gönderdiği canlı bombalar ya sınırı geçemeden imha ediliyor ya da sınırlarımız içinde kıskıvrak yakalanıyor.

ÜST AKIL DA BU KALLEŞLİĞİN İÇİNDE

Türkiye güçlendikçe, düşmanları çaresizleşiyor ama kalleşçe saldırı riskleri artıyor. İstanbul Taksim’deki saldırının biçimi işte bu kalleşliğin en bariz örneğidir. Bu saldırı sadece PKK’nın değil, diğer terör örgütlerinin ortak olduğu bir saldırıdır. Hatta sadece terör örgütlerinin değil, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun isyanından anlıyoruz ki, bu örgütlerin sahibi de, üst aklı da bu kalleşliğin içindedir.

Asıl hayal kırıklığı siyasette yaşanıyor. Biden’ın desteğiyle iktidarı devirme hayali kuran muhalifler de gaye-i hayallerini gerçekleştirecek güçlerinin kalmadığını anladılar. Yuvarlak masa 8. kez toplandı. Evlere şenlik bir açıklama yaptılar, açıklamalarında yine ortak aday konusunun yanından bile geçilmemiş.

DAHA ÇOK CANLI BOMBA RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ!

Yuvarlak masanın gaye-i hayaline ulaşamayacağını anlatan en önemli gösterge, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geldiği son durumdur. ABD ve İngiltere ziyareti öncesinde her konuşmasında aday olduğunu her yönüyle belli eden Kılıçdaroğlu, artık böyle bir hayal içinde olmadığını her davranışıyla belli ediyor.

Bir başka gösterge ise, Kılıçdaroğlu’nun aday olamayacağını anlayan birileri, serseri mayın gibi dolaşarak adaylık sinyali vermeye başlamış olmasıdır.

Terör örgütleri, onların arkasındaki eller ve siyasi uzantıları böylesine bîçâre duruma düştüklerine göre, herkesin çok daha dikkatli olması gerekir. Gerçek anlamda da, mecazî anlamda da daha çok canlı bomba riskiyle karşı karşıyayız. Gaye-i hayalleri yıkılanın nasıl saldırganlaşabileceğini akılımızdan hiç çıkarmamamız lazım…

#FETÖ
#ABD
#DEAŞ
#PKK
1 yıl önce
‘Gaye-i hayal’ kırıklığı bombaları
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet