Şara Ankara’da, Netanyahu Washington’da…

04:005/02/2025, Çarşamba
G: 5/02/2025, Çarşamba
Nedret Ersanel

Netanyahu ile Trump arasında gerçekleşecek (siz bu satırları okurken gerçekleşmiş olacak) buluşma vesilesiyle Ortadoğu’da mevcut duruma bakmak gerekiyor… Çünkü ‘ Ortadoğu haritasını değiştireceğiz’ diyen İsrail Başbakanı ile yeni çatışma istemeyen, eski çatışmaları söndürmek isteyen -en azından ‘görüntü’ öyle- Trump bir araya gelecek. Böylece, yeni Beyaz Saray yönetiminin şimdiye kadar, Latin Amerika, Kanada, Grönland, Ukrayna-Rusya, Avrupa, Çin üzerinden açılan portföyüne, Ortadoğu/Batı Asya nihayet

Netanyahu ile Trump arasında gerçekleşecek (siz bu satırları okurken gerçekleşmiş olacak) buluşma vesilesiyle Ortadoğu’da mevcut duruma bakmak gerekiyor…

Çünkü ‘
Ortadoğu haritasını değiştireceğiz’
diyen İsrail Başbakanı ile yeni çatışma istemeyen, eski çatışmaları söndürmek isteyen -en azından ‘görüntü’ öyle- Trump bir araya gelecek. Böylece, yeni Beyaz Saray yönetiminin şimdiye kadar, Latin Amerika, Kanada, Grönland, Ukrayna-Rusya, Avrupa, Çin üzerinden açılan portföyüne,
Ortadoğu/Batı Asya
nihayet katılmış olacak…
Amerika’nın ‘sıralı işler dizisinde’ ilk maddesi,
Filistin
. ABD Dışişleri’nin ateşkesten sonra ne olacağına ilişkin en önemli sorusu, ‘Gazze’nin kontrolü/yönetimi kimde olacak?’
Kendilerine göre iki basit yanıtları var;
bir
, savaşı başlatanlar olmasın (Hamas),
iki
, Hizbullah’ın etkisini (İran) ezecek güçte olsun…
Aslında bu, domino taşlarını uygun biçimde dizmenin ilk adımları. Ardından
Lübnan
ve
Suriye
geliyor. Bu ülkelerin de Filistin çözümüne, siz,
‘İsrail’e uygun formatta’
diye okuyun, dizilmeleri gerekiyor. Başka taşlar da var ama bu çekirdek,
Tel Aviv-Riyad
yolunu açacak. Eh, zaten bu kadarı başarılırsa bölge dinamikleri zaten değişir…

Değişir ama çözülür mü?


HAMAS YAŞIYOR! ÜSTELİK ARANIZDA…

Ateşkes ve rehine takaslarından dünyaya yayılan görüntüler, Hamas gerçeğini ve İsrail’in vahşi saldırılarının ardından varlığını koruduğunu gösteriyor. İsrail de farkında. Basını bile, serbest bırakılan kadın askerlerin Hamas’a yönelik övgü dolu açıklamalarını yayınlamaktan sakınamıyor…

60 bin şehit ve neredeyse tamamen yok edilmiş şehirlerine, artık yerinde olmayan evlerine dönmek üzere azimli kalabalıklar oluşturan Filistinlilerin fotoğrafları, İsrail’in “zafer” anlatısının imajını hayli çiziyor…

Netanyahu’nun kırılgan hükümetini korumak yolunda -bu görüntülerin verdiği mesajı hazmetse bile-devamına razı gelmesi zor. Kabinesindeki iki koalisyon ortağı ve bakanlarının (Smotrich, Ben Gvir) oyunda kalması için de bu şart…

Smotrich; “Ateşkes anlaşmasından sonra uzun süre uyuyamadım. Ancak
Netanyahu ve Trump yönetiminin gerekirse güç kullanarak Hamas’ı Gazze’den çıkarmaya kararlı olduğuna
ikna olduktan sonra hükümette kalmaya karar verdim. Filistinlilerin bir devleti olursa Hamas hemen ele geçirir.
Bölgedeki ılımlı güçler
Hamas’ı yok etmemizi istiyor”…
İsrail’in Ortadoğu’daki yaşamsal varlığının gerçeği,
büyük planının
bölgeye yedirilmesidir. ‘Yeni Harita’nın özü bu…

‘SURİYE’DE KAOS LAZIM’…
Şam iktidarının el değiştirmesi
İran’ın
bölgedeki nüfuzunu öteledi ama İsrail için bu tali bir kazanım. Yetmez. İstikrarsız bir Suriye, Tel Aviv’in işine daha çok geliyor. Suriye ordusunun askeri donanımlarının imha edilmesinin bir anlamı buydu…
PKK/YPG/SDG’nin yaşaması için de Suriye’nin dengesiz olması gerekiyor. Hizbullah’ın bölgeye eski gücüyle dönmesi zaten zor. Öyle olsa Şam düşmezdi. Kaldı ki, Suriye’nin savrulması bölgeyi de etkileyecek durumda;
Mısır’a
kadar varan etkileri olacaktır. (‘Egypt fears Syria’s revolutionary fervor could be contagious’, 31/01, NYT.)
Bu da Filistin sorununda, Mısır ve Ürdün gibi ülkelerin daha esnek davranmasına imkân verir…
Önemli bir faktör de kuşkusuz
Türkiye
. Ankara’nın Suriye’deki etkisi, İsrail’in yutmakta en zorlanacağı lokmalardan biri. Çatışmalara batan bir Şam’ın Türkiye’nin işini zorlaştıracağını görüyorlar. Bu da bizi, “yeni Suriye yönetiminin, İsrail’le geçinebilecek hale getirebilir mi, ABD, bu konuda Şam’ı ikna edebilir mi” sorularına sürüklüyor…

TÜRKİYE-SURİYE: İSRAİL’İN ŞAPKASINI UÇURUR

Hem bölgede hem Batı’da bir kesim, Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin görünenden daha az olduğunu savunurken, bir diğer grup, belli bir etkisi olduğunu, ancak zamanla, yani ABD, Fransa, Almanya, belki İngiltere, parayı verecek bölge ülkeleri Suriye’ye müdahil oldukça bu etkinin azalacağını, aslında sulandırılacağını iddia ediyor…

Değişmeyecek jeopolitik bir gerçek bu okumalarda nedense hiç bulunmuyor;
Türkiye’ye rağmen Suriye dengeleriyle oynamak imkânsız!
Türkiye’nin nüfuzu sıfır olsa bile-ki asla değil-“rağmen” iş yapılamaz. Şara’nın Ankara ziyareti bu iddialara da cevap olacak…
Yine Reuters ve bölge/Arap ülkelerinde dillendirilen iddialara/haberlere bakarsanız Şara’nın ziyaretinde bir ‘Savunma Anlaşması’ imzalanacak. Buna göre;
Suriye’nin ani bir tehditle karşılaşması halinde Türkiye yardım edecek. Bu zaten kâfi.
Ama devamı da var; TSK’nın harekât bölgeleri dışında iki askeri üs kuracağı, burada İHA/SİHA ve 50 savaş uçağı konuşlandıracağı da ileri sürülüyor ve bir kısmı Suriye Savunma Bakanlığı kaynaklarına dayandırılıyor…

Anlaşma gerçekten bu başlıkları içerir mi bilmiyoruz, malûm, bizim iddiamız değil. Ama olursa, Türkiye’nin etkisi üzerine artık laf edilemez. Fakat İsrail’in şapkasının/kipasının uçacağı kesin. İsrail-Türkiye ‘sınırları’ en yakın noktaya yaklaşacak hatta ‘temas’ edecek!


İRAN-ABD: TRUMP’IN GÖNLÜNDEKİ…
Yeni Amerikan yönetiminin İran konusundaki dili ile gönlündeki arasında fark gözleniyor. İsrail nedeniyle İran’ın kımıldayamaz hale getirilmesi bir yandan Washington politikalarını etkilerken, diğer yandan,
Tahran’ın hâlâ kazanılabileceğine
ilişkin görüş de etkisini sürdürüyor…
İran’ın devasa enerji kaynaklarının dayanılmaz çekiciliği, Avrupa bağlamındaki rolü, Trump takımının ideal Ortadoğu planları içinde Körfez ve S. Arabistan’a biçilen rol, yine İran’ın “doğu” etkisinden kurtarılması, -ki kısa süre önce Moskova-Tahran arasında imzalanan kapsamlı anlaşmanın amacı bunun önünü kesmekti- devamında da
Afganistan-Pakistan
’a açılan, ABD’nin buralara dönüşüne kapı aralayacak olması Trump’ı ara formül bulmaya teşvik ediyor.

Şara ve Netanyahu’nun ziyaretlerinde bakalım bu merakların ne kadarı karşılanmış olacak...

#Politika
#Orta Doğu
#Süleyman Seyfi Öğün