|
Sandık kokusu

Dışarıdan çok akıllı çok bilgili çok zeki görünen bir insan çok aptalca tercihler yapabilir.

Üstelik farklı zaman ve zeminlerde farklı olay ve kişiler karşısında salakça tercihlerini arka arkaya tekrar edebilir.,

İnsan yanlış yaptıkça öğrenir, yanlış yaptıkça gelişir, yanlış yaptıkça derinleşir, yanlış yaptıkça hayata baktığı pencereler artar, yanlış yaptıkça zenginleşir. Yanlışlardan ders aldıkça insanlaşır, zevk aldıkça insanlıktan uzaklaşır.

Eskilerin ‘
Bir musibet bin nasihatten evladır’ yani etkilidir
demesi boşuna değil.

Zaten hayat bize sunulan milyonlarca küçük tercihten ibaret değil midir?

Kaderin oyunu
’ tabirini arabesk müzikte yapıldığı gibi yanlış kullansak da bir kader vardır.

Kaderin oyunu varsa oyun kurucusu da vardır.

Oyun kurulur ve biz oynarız.

Oynarken de önümüze seçme hakkı sunulur.

Bu tercihler her oyuna göre değişir.

Bazı oyunlarda tercih hakkımız çok olurken bazı oyun türlerinde de tercih hakkı ikiye kadar düşer.

Kaderin oyun kurucusuna kimileri tanrı der, kimileri evren, kimileri tabiat, kimileri de tesadüf.

Kimileri de hiçbir şey demez.

Biz Allah diyoruz.

O’nun adil olduğunu bildiğimiz için de oyuna ve seçeneklere itiraz etmiyoruz.

Buna göre tercihimiz yapıyoruz.

Oyunun sonunda nereye vardığımızı küçük tercihlerimizin toplamı belirliyor.

O yüzden
küçük tercihlerin adına cüzi irade, büyük tercihlerin adına külli irade
deniyor.

Sonuca değil, yola bakıyoruz.

Küçük tercihlerimizin sonuçlarına katlanamayız bazen.

Enerjimizi gereksiz alanlarda harcadığımız için ağır gelir başımıza gelenler.

Bütün ağlamalarımız ondan.

***

Bazen de yaptığımız yanlış küçük tercihlerin ağırlığını kaldıramayız ve doktora gideriz.

Bu doktor psikolog olur genelde.

“Sırt ağrılarım için bana ne öneriyorsunuz” dedi kadın.

Psikolog, “Stres ortamından uzak dur” dedi.

Kadın gülmeye başladı.

Doktor bu gülmeye bir anlam vermeye çalışırken sinirleri boşalan kadın anlatmaya başladı.

Hem anlatıyor hem gülüyordu;

“O nasıl olacak doktor bey, mümkün mü bu.

Nasıl yapacağım bunu.

Üç tane çocuğum var, yeni boşandım.

Adana’dan İstanbul’a gelip annemin evine sığındım ve eski kocam benim en yakın arkadaşımla Adana’da beni aldattı ve şimdi onlar da İstanbul’a geldiler aynı sitede komşuyuz.

Bu arada annemle çok uzun zamandır konuşmuyordum.

Aynı zamanda ablam da annemin evine geldi.

Yıllardır görüşmüyorduk biz ablamla.

Çünkü ablam annemin kocasıyla kaçmıştı, yani üvey babayla.

Şimdi o da hamile ve bizimle aynı evde yaşıyor.

Bir de bunlar yetmiyormuş gibi benim yıllardır ilk defa bir şey hissettiğim veya sevdiğim adam birdenbire eski görümcemle evlendi ve bizim sitede yaptılar düğünlerini.

Evlendikten sonra onlar da bizim sitede hem de tam karşımızdaki evde oturmaya başladılar.

İnanır mısınız hepimiz tek bir sitenin içinde yaşıyoruz. Ben nasıl stresten uzak duracağım”

Psikologluk olan kadın Karsu rolündeki
Özge Özpirinçci
ile anne
Demet Akbağ’
ın oyunculukları süper.
Karsu’nun Adanalı eşi rolündeki
Necip Memilli
de oyunculuğunun hakkını veriyor.

Yukarıda anlattığım olaylar şu an bir kanalda yayınlanmakta olan bir dizinin konusundan.

Dizinin adı
Sandık Kokusu.

Çok izlenen dizilerde TRT ve birkaç kanal hariç nerede ise hepsinde ortak bir tema var o da şu;

Kadın eziliyor, aldatılıyor, aşağılanıyor.

Çare ne?

Çare, kadının da aldatma hakkı vardır, aldatmalıdır ve ekonomik özgürlüğünü kazanmalıdır.

Bu
aldatmayı da aşkla kutsallaştırıyorlar.

Sandık kokusu bir adım daha ileri gitmiş.

Üvey baba ile evliliği de aşk adına meşrulaştırmış.

Nereden geldik bu diziye?

Tercihten geldik.

***

Demokrasi
ile yönetilen ülkelerde de
halka tercih hakkı verilir.

Buna sandık denir.

Bu sandığın da bir kokusu vardır.

5 yıl boyunca yapılan işlerin ve hizmetlerin kokusudur bu.

Seçmen 4 veya 5 yılın sonunda o kokuya göre hareket eder.

Bugün onu yapacağız.

***

Bütün dünyanın dahil olduğu üç seçenekli bir
seçimimiz
daha var.

Zalimden yana olmak, mazlumdan yana olmak ya da sessiz kalmak.

Sessiz kalmak zalimden yana olmakla aynı şey.
6 aydır Gazze’de 2 milyon masum insanın evini barkını yıkan,
Hamas’tan
korkudan çocukları ve kadınları öldüren ve bir milleti yok etmeye çalışan
örgütlü
kötülük
var.

Adına İsrail deniyor.

Dünyanın başına bela olan hak hukuk tanımayan bir işgalci ve soykırımcı.

Devletler ve
“çocukları öldür destek bizden”
diyen küresel şirketlerle yerli yabancı
suskun şirketle
r tercihlerini işgalci İsrail'den yana yaptılar.
Dünyanın merhamet sahibi insanları da
mazlumdan
yana oldular.

Sonuç nedir?

Sonuç bizi ilgilendirmiyor.

Bizim işimiz yolda yürürken tercihlerimizi doğru yapmaya çalışmak.

Gerisi külli iradenin.

#Aktüel
#Sandık Kokusu
#TRT
#Yaşar Süngü
1 ay önce
Sandık kokusu
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli