|
Neden Kudüs, neden Filistin?

Bugün Filistin için neler yapılabilir meselesi üzerinde durup, kendi düşündüklerimi söyleyecektim. Telefonuma Kuveytli bir eğitimciden, Dr. Casim el-Mutavvi’den alınma bir mesaj düştü. Önce onun söylediklerini duyurmak istedim. Parantez içi cümleler bana ait olmak üzere söylediklerinin özeti şuydu:

Çocuğunuza, Filistin’le ilgileniyor musun, Kudüs haberlerini izliyor musun diye sorsanız, o da size, bunu neden yapmalıyım diye cevap verse ona neler söyleyebilirsiniz?
Benim cevabımı okumadan önce biraz durup bu soruya sizin vereceğiniz cevabı düşünmenizi öneririm. Sonra benim düşündüklerimi de okuyabilirsiniz.
Bana çocuğum bu soruyu sorsa ben ona cevap olarak Filistin ve Kudüs hakkında şu bilgileri veririm.
Ta ki, biz Müslümanlar olarak ne kadar dünyaya dalmış olursak olalım, Filistin’in Müslümanların birinci meselesi olduğunu anlasın.

Çocuğuma derim ki, yavrum, Filistin peygamberler diyarıdır. İbrahim (as) oraya hicret etmiş, Lut (as) kavmine gelen azap üzerine Allah onu o ‘Mübarek Topraklar’a’ / Kudüs’e göndererek kurtarmıştır.

Davud (as) Filistin’de yaşamış, mabedini orada inşa etmiştir.

Süleyman (as) bütün dünyaya Filistin’den hükmetmiştir.
Onun şu meşhur kıssası da orada yaşanmıştır: Askerleriyle giderken bir karıncanın kendi arkadaşlarına, ‘yuvanıza girin sizi ezmesinler’ demesi Filistin’de Askalan yakınlarında bugün hala ‘Karınca Vadisi’ diye bilinen yerde cereyan etmiştir.
Zekeriya’nın (as) o meşhur Mihrabı oradadır. Musa (as) kavminden o mukaddes topraklara gitmelerini istemiştir.
Mukaddes, temiz ve arındırılmış demektir. O topraklara mukaddes denmesinin sebebi, oranın şirkten, zulümden ve kötülüklerden arındırılmış olmasıdır.
(Mukaddes kılındığı gibi mukaddes kalması da yeniden böyle olmasına bağlıdır. Oysa bugün o topraklarda şirkin ve zulmün her çeşidi icra edilmektedir. Ama mademki Allah (cc) orayı böyle nitelemiştir, demek ki, bir gün yine öyle olacaktır. Ne var ki, Allah bunu müminlerinin başarmasını istiyor. O halde Müslümanlar yeni Ömer’ler, yeni Salahattinler çıkarmalıdırlar).
Bu peygamberler diyarında pek çok mucize gerçekleşmiştir.
İsa’nın iffetli bir genç kız olan Meryem’den babasız olarak doğması orada olmuştur. Yahudiler İsa’yı öldürmek istediklerinde Allah’ın onu kendine yükselterek kurtarması orada gerçekleşmiştir.

Meryem’in tek başına doğum yaptığı en zayıf anında hurma fidanını sallayıp ondan yemesi oradadır. Ahir zamanda İsa’nın tekrar inmesi de orayla alakalıdır.

Orası mahşer ve nüşur yeri olarak da bilinir. Yecuc ve Mecuc yine Ahir zamanda orada imha edilecektir.
(Yecuc ve Mecuc Kuranıkerim’de fesatçı/bozguncu kavimler olarak tanıtıldığına göre bu durum orayı kan gölü haline getirenlerin bozguncu olduklarını, ama bir gün oradan mutlaka temizleneceklerini de anlatır).

Kuranıkerim’de anlatılan Talût ve Calût kıssası gibi pek çok olay o topraklarda cereyan etmiştir.

Sizler hamasi marşlar, sloganlar ve pankartlar yerine çocuklarınıza anlatın ki, Mescid-i Aksa sadece Filistinliler için değil, dünyanın her yerindeki Müslümanlar için mukaddestir.
Onlara deyin ki, orası Müslümanların ilk kıblesidir. Mescid-i Aksa; Kâbe ve Mescid-i Nebi’den sonra ziyaret edilmeye değer ve içinde kılınan namazın sevabının katlandığı üç mescitten biridir.

Çocuklarınıza anlatın ki, Peygamberimiz’in İsra ve Miraç mucizesi ‘etrafı mübarek kılınan’ o Mescid-i Aksa’da gerçekleşmiş ve Resulüllah bütün peygamberlere orada namaz kıldırarak Miraç’a da oradan yükseltilmiştir. Bütün peygamberlerin kıblesi orasıdır.

Mescid-i Aksa Resulüllah’ın kendisinden sonra ikamet etmeyi tavsiye ettiği bir yerdir.
Bir sahabi ona ‘Ey Allah’ın Resulü, senden sonra başımıza bir bela gelirse nereye yerleşmemi tavsiye edersin’ dediğinde
, ‘Beytü’l-makdis’e git, belki Allah sana o mescide gidip gelen bir zürriyet nasip eder’ buyurmuştur.

Çocuklarınıza Meccid-i Aksa’nın tamamının 144 dönüm, namaz kılınan kısmının 800 metrekare olduğunu, mescidin dört minaresinin bulunduğunu anlatın.

Orayı sevmenin samimi bir imanın belirtisi olduğu söyleyin.

(Osmanlı’nın en zayıf anında bile Abdülhamit Han’ın canı pahasına Filistin’den bir karış toprak satmadığını,
İsrail’in daha dün, 1948’de İngilizler tarafından zorba ve işgalci olarak kurulduğunu anlatın. Müslümanların bugünkü musibeti ve zilleti tembellikleri ve parçalanmışlıkları sebebiyle yaşadıklarını, bu işin bütün Müslümanların namus ve izzet meselesi olduğunu,
bu zilletten kurtulmanın, namuslarını korumanın yolunu mutlaka bulmaları gerektiğini söyleyin).
#Filistin
#Dr. Casim el-Mutavvi
#Kudüs
#Müslüman
#Yahudi
#Kuranıkerim
#Mescid-i Aksa
3 yıl önce
Neden Kudüs, neden Filistin?
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?