|
Saygın kepazelik!

Muhalefetin Erdoğan karşısındaki çaresizliğini anlamak için üretilen malzemelere, kullanılan dile bakmak yeterli oluyor artık.

Gezi kalkışmasının başarısız olduğu netleştikten sonra başlayan, 17 Aralık darbe girişiminde cemaatin muhalif saflara katılmasının etkisiyle sahte bir canlanma görüntüsü veren bir silikleşme çıkıyor karşımıza.

Bahçeli''nin, Erdoğan''ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz ederken ürettiği gerekçeye bakın anlarsınız bitmişliği. ''İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Tayyip Erdoğan''dan da Cumhurbaşkanı olmaz'' diyen MHP lideri, üçgenlerin kerametine bel bağlıyor artık.

Kılıçdaroğlu''nun durumu daha da içler acısı. ''Cumhurbaşkanı sivil olmalı'' derken, Bahçeli''nin canlı-cansızlar aleminde yakaladığı prensipler de yok onda.

Bu durum ABD ve AB patentli, Erdoğan''a vurma potansiyeli taşıyan her argümana can simidi gibi sarılma eğilimini de hiçbir dönemde görülmediği kadar besliyor.

Freedom House''un 2014 basın özgürlüğü raporu gibi...

''Mezardakileri kaldırıp ''evet'' oyu kullandırmak lazım'' metaforuyla iktidara destek veren cemaat medyasının aniden muhalif saflarına geçip hükümete karşı en ağır yayınları yaptığı bir dönemde FH, Türkiye''yi basını özgür olmayan ülkeler kategorisine indiriveriyor.

Erdoğan''a ''Mezarına tükürecekler'', ''Arkadaş'' diye yazan gazeteciler baskı altında eğer rapora inanırsanız.

Medyanın yüzde 70''i iktidarın düşmesi için çırpınırken çok seslilik de sindirilmiş!

Başbakan''a küfür, hükümete destek verenlere hakaret etmeyi gazeteciliğin 5N1K''sı sayan kalemler istediğini yazıp çizemiyor, mesleklerini sürdüremiyorlar!

Türkiye''de basın özgürlüğü Kuveyt, Moğolistan, Cezayir, Nepal, Namibya, Bangladeş''ten daha kötü durumda.

Avrupa Birliği''nde basını özgür olmayan tek ülke olarak yerimiz, cuntanın iş başında olduğu Mısır ve katliamcı Esed''in yönettiği Suriye''nin yanı.

Ne âlâ!

***

Erdoğan düşmanlığının, siyasi körlüğe dönüştüğü CHP ve cemaat medyası için kullanışlı bir Türkiye tablosu çiziyor Özgürlükler Evi.

Muhalefete 30 Mart''ta uğradıkları hezimeti bir nebze olsun unutturacak bir fırsat!

Adeta gol pası.

Hakkını da verdiler. ''Özgür değiliz'' diyen 9 gazete, raporu manşet yaparken, ironinin dibini buldu. Maksat ''Hitlerleşen Erdoğan''a vurmaksa o kadar tezat kadı kızında da olur elbet.

FH jürisi, Türkiye''de hangi gazetecilerle görüşüp, medya kuruluşlarını inceleyip puanlama yaptı bilmiyoruz ama 17 Aralık operasyonunun fezlekesini daha savcı görmeden çarşaf çarşaf yayınlayan cemaat medyasının emeğini bir çırpıda yok saymış.

Başbakan''ın, bakanların montajlı ses kayıtlarını yayınlayan gazetecilerin basın özgürlüğünü sonuna kadar kullandığını görmezden gelmiş.

30 Mart''tan önce Başbakana ''Arkadaşım'' ''O parmağa alışacaksın kardeşim'' diye efelenen Ertuğrul Özkök''ün çabası heba olmuş. Oysa, yüzde 45,5''e uyandığı sabah ''Hadi biz olalım, hep beraber denize girelim'' çağrısıyla kıvırma özgürlüğü FH raporunda Türkiye''ye bir puan getirirdi.

AK Parti''ye oy verenlere ''Cahil'', Erdoğan''a ''Yatacak yerin yok, bilesin. Tükürmesinler diye mezar taşına, toma bekleyecek başında'', ''Ben sana Başbakan olamazsın demedim!'' yazıları döşenen Yılmaz Özdil''in öz-gür performansı Türkiye''yi ''kısmen özgür'' kategorisinde bir yıl tutmaya yetmez miydi?

Özgürlük Evi''nin ''özgür değiller'' dediği gazetelerden Sözcü''nün Erdoğan''a vuran her 10 manşetinden 9''unu yok saymak ise tam anlamıyla hakaret. FH muhalif arkadaşların gönlüne su serpmek için olsun ''diktatörleşen Erdoğan''a kafa tutup dünyada kapatılmayan tek gazete'' notunu esirgememeliydi.

Çözüm süreci üzerinden iktidarı köşeye sıkıştırma çabaları işe yaramayan irili ufaklı muhalif kalemleri de ekleyin. Son durakları ''Kürtler, iktidara yaranmak için demokratları sattı'' tevziratı gibi bağımsız yorumculuğun uç noktalarında gezinenler FH için bir anlam ifade etmiyor.

***

Türkiye-Tanzanya eşleşmesi yapan Neo-con FH yöneticileri raporun muhalif medyada malzemeye dönüşürken bir yandan da savlarının çöktüğüne bakıp kıs kıs gülüyorlardır.

Gülmeliler elbet.

Bırakın son raporu, 28 Şubat sürecinde ''kısmen özgür'' kategorisine koydukları Türkiye''ye 16 yıl sonra aynı notu vermek başlı başına kocaman bir şaka değil mi?

Askeri vesayetin geriletilmesi, azınlık haklarının iadesi, başörtülülere özgürlük, Kürtleri inkar politikasının bitirilmesi kısaca yüzlerce reform yapan Türkiye''yi 16 yıl öncesiyle okumak ya şakadır ya da kepazelik.

ABD Dışişleri Bakanlığı''nın güdümünde kendi ülkesinin çıkarlarına hizmet eden bir sivil toplum kuruluşunun başına saygın sıfatı ekleyip, bu kepazeliği sırf iktidara vurma adına sorgusuz sualsiz sahiplenen aparatların durumunu ne anlatır?

Saygın kepazelik?

10 yıl önce
Saygın kepazelik!
Bugün bana yarın sana
"Mehmedin Kitabı"nın "bilirkişi"si kim olsun?
Devrim ve ‘Karşı Devrim’: Kim kimi tasfiye edecek?
Kur’an Ayı Ramazan’da böyle bir zihin egzersizine değer. Muhkem ve müteşabihler konusu
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi