|
Demokrasi rüzgârı sendikalara da uğramalı

Sesleri çıkmıyor... Çıt yok... Çalışan kesime karşı sermayenin olanca hücumu yaşanıyor, ama, sendikalardan ses yok. TÜSİAD "esnek çalışma sistemi" diyorken meğerse yanında DİSK Başkanı Süleyman Çelebi varmış...

Ben de TÜSİAD''ı kınarken, şimdi sıra sendikalarda, diye bekliyordum: Sendika-sermaye el ele –hep beraber işçileri sömürmeye.

Nobel''i bile çalışanı sömürü üzerine çalışmaya verdiler. Daha ne yapabiliriz? Oysa küresel kriz finans canavarı yüzünden çıkmıştı. Aşırı sermaye hoyratlığının şişirdiği fiyatlar küresel krize yol açmıştı. Ama bu krizden çıkışın yolu işçi sömürüsüne bağlanıyor.

Tıpkı 2001 krizinde batık banka faturasının Türk Halkının üzerine yüklenilmesi gibi. Sanırım Nobelciler ve gelişmiş ülkeler Türkiye''yi örnek alıyorlar. Eyvah, diyorum…

* * *

Türkiye yeni bir döneme giriyor. Artık daha demokratik, daha yaşanılır bir ülke hayal ediyoruz. Beklentilerimiz yükseldi.

Gücün hâkim olduğu dönemden kuralların hâkim olduğu döneme girdiğimizi düşünüyorum ve bekliyorum. Bu beklentim o kadar basit bir oldu değil. Örneğin, karayollarına bakın. Güçlünün-kuralsızın peş peşe ölümcül kazaları ile yaşıyoruz. Ciddi hiçbir adım yok. Trafik polislerinin ağırlıklı olarak ''gelir odaklı'' çalıştırıldığını uygulamalardan çıkarıyorum.

Ortalık kan gölüne dönmüş durumda. Dur diyen biri ne zaman çıkacak acaba?

* * *

Sermaye ile işçi bağlantısı da keza yeniden şekilleniyor. Kamu kesimi dengesi giderek düzeliyor. Ama özel sektör dengesi giderek dengesizleşiyor. Milli gelir rakamlarında ücretli kesimin payı yüzde 30''lardan 25''lere gerilemiş durumda.

Oran aslında çok daha düşük çıkacak ama sanırım kamu kesimi ücretleri bunu bir miktar dengeliyor. Dün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan emekli maaşlarını açıklandı. En düşük işçi emeklisinin maaşı 700 liraya dayandı. Çok düşük!!!

Gazetede o maaşla çalışan üniversite mezunu arkadaşlarım aklıma geliyor.

Ne diyebilirim ki!

* * *

Yanı başımızda Uzel Traktör Fabrikası sendika ile işçi çalıştırıyordu. İşçiler sokağa atılırken Türk-İş''e bağlı Türk-Metal sendikasına bağlı işçiler perişan halde bırakıldı. İşçileri adeta sendika mahvetti. Verilen sözler tutulmadı, atılan imzalara uyulmadı.

Böyle sendikacılık nasıl olur? İnanılmaz bir durum.

* * *

Yatırımcı bakanlıklar ''Mali Kural''ı istememişti. Türkiye yatırım cenneti olması gerekirken, emekli cenneti durumunda. Ağustos ayı itibari ile çalışanlardan 42,3 milyar lira prim toplanmış. 52 milyar lira emekli maaşı ve 21,5 milyar lira sağlık ödemesi sonucu sadece sekiz ayda 31,2 milyar lira SGK açığı ile karşı karşıyayız.

Demirel''in iki anahtarına kanıp ülkenin batırılışına tanık olmaya devam ediyoruz. Yaşlı emeklilere doğru dürüst yaşayabilecekleri bir emekli maaşı verecek yerde, gencecik insanlara da emekli maaşı vererek tüm ülkenin maaş düzeyini düşük tutuyoruz.

Bu zihniyetin bataklık yolunu açtığı o zamanki SSK''nın ve şimdinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da vardır. Bugün emekli maaşlarını düşük buluyorsa bataklığı nasıl oluşturduğuna kendisi de bakmalıdır. 2002 yılında 65,8 lira emekli maaşı vardı bu ülkede Sayın Kılıçdaroğlu. Bugün o emekli 377,2 lira alıyor.

Emekliye 65 lira maaşı reva gördüler.

Keşke yatırım ve demokrasi hamlesi artarak sürebilse. Keşke sendikalar gerçek sendikacılık ile sermaye yandaşlığını bırakabilse. Keşke Nobel ekonomi ödülü işçi sömürüsüne değil, yüksek değerde tam istihdam oluşumuna verilebilse.

Keşke Türkiye''de istihdam stratejisi para politikası ile uyumlaşarak yüksek verimli, yüksek gelirli bir noktada dengeye gitse.

Verimlilik adına çalışanın ezilmesi de bir bitse.

14 yıl önce
Demokrasi rüzgârı sendikalara da uğramalı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi