|
CHP, Alevi subayların kaydını mı tutuyor?

Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi"nde (TBMM) yapılan bir basın toplantısı, Başbakan Erdoğan"ın ABD ziyareti ve CHP lideri Kılıçdaroğlu"nun Brüksel"de yüzüne kapatılan kapıya ilişkin haberlerin gölgesinde kaldı.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart geçen hafta Meclis"te, "Mezhep Ayrımcılığının Bedelleri" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi.

Atilla Kart açıklamasında, "''Hava Kuvvetleri bünyesinde tasfiye edilmek istenilen 800 kişinin 150"ye yakını hakkında ahlaki gerekçeler ve borçlanma ilişkileri nedeniyle; 700"e yakın kişi hakkında ise tamamen Alevi olmaları nedeniyle işlem yapılmıştır" dedi.

Böyle bir açıklama karşısında zihinlerde istemez bazı kuşkular oluşuyor ve akla değişik sorular geliyor.

Bir insanın alnında "Alevi" yazmayacağına göre nereden çıkıyor bu tür bir bilgi?

O zaman sormazlar mı, "Haklarında işlem yapıldığını iddia ettiğiniz 700"e yakın kişinin Alevi olduğunu CHP olarak nereden biliyorsunuz?" diye...

CHP"de ya da kendilerine bu bilgiyi servis eden birimlerde, hangi askeri personelin hangi din ve inanca mensup olduğuna dair bir liste mi var acaba?

Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinden birileri Atilla Kart"a gelip, "Biz TSK içindeki Alevileriz. Şu an TSK ile ilişiği kesilmek üzere olan 800 kişiden 700"ü Alevi arkadaşlarımız... CHP olarak bize sahip çıkın ve konuyu gündeme getirin..." demişlerse, durum bir başka açından da vahamet arz etmektedir.

Böyle bir durumda, TSK içindeki Alevi subayların birbirinden haberdar olduğu ve Alevilik ekseninde organize hareket etikleri gibi bir anlam da çıkabilir.

CHP"li Atilla Kart basın toplantısında şunları da söylemişti:

"Olay münferit ya da kişisel boyutlarda değildir. Kadrolar tasfiye edilmektedir."

Atilla Kart"ın "kadrolar tasfiye edilmektedir" sözüne karşılık olarak "hangi kadrolar?" sorusu yöneltildiğinde, eğer "Alevi kadrolar" cevabı alınacaksa, "Siz bu insanların Alevi olduğunu ve hangi kadrolarda Alevilerin bulunduğunu nereden biliyorsunuz?" şeklinde karşı bir soru sorma hakkı da doğar.

Değişik zamanlarda medyada, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde mezhebi bir yapılanma olduğuna dair iddialar yer almıştır. Fakat bir parti sözcüsü tarafından sayısal bir veri referans gösterilerek konunun gündeme getirilmesine ilk defa tanık olmaktayız.

CHP, tamamen Alevi kimliği ile örtüşen, ülkemizin iç ve dış tüm meselelerine bu tür bir mezhepçi bakış açısıyla yaklaşan bir parti görüntüsü içinde...

Özellikle Sayın Kılıçdaroğlu"nun kamuoyunda böyle algılanan bir yönü de var.

CHP bu algıdan kurtulmadan kitle partisi olamaz, dar kalıplarını kıramaz. Nitekim Alevi Kültür Dernekleri Manisa Şubesi"nin Manisa cem evinde gerçekleştirdiği kongrede konuşan CHP Manisa milletvekili Sakine Öz; "AKP"li Alevi olamaz. Aleviler de AKP"li olmaz" demişti. Bu tür genellemeci bakış açılarının hâkim olduğu siyaset sahnesinde ne gerilim sona erer, ne de kutuplaşmalar biter.

Sabah gazetesi yazarı Hasan Bülent Kahraman (17.05.2010 tarihli) bir yazısında, Deniz Baykal"ın CHP lideri olduğu yıllarda partiyi dar bir kimlik / mezhep siyasetinin dışına çıkarmaya çalıştığını anlatırken, Deniz Baykal"ın o dönemde İstanbul"a seçilen CHP il başkanı için yaptığı, "İlk kez Alevi olmayan birisi" şeklindeki tespitini de köşesine taşımıştı.

Yakın gelecekte sağ oylarda bölünme olacağına dair bir emarenin görünmediği ülkemizde bir sol partinin iktidara alternatif olması mümkün değildir. Eğer CHP, mezhepçi bakış açısı öncelikli görüntüyü sürdürür ve Alevi vatandaşlarımız dışındaki diğer sol seçmenler durumu bu şekilde algılamaya başlarsa, CHP"nin ana muhalefet partisi konumunu koruması da risk altındadır. Hele ki, CHP ve MHP tabanlarının giderek benzeştiği bir ortamda CHP"den MHP"ye oy geçişi büyük ihtimal dâhilindedir.

Başbakan Erdoğan"ın "Milli Görüş gömleğini çıkardım" sözleri maksadını aşacak şekilde yorumlandı. Bu ülkede siyasetle uğraşan aklı başında herkes bilir ki, iktidara gelebilmek için ideolojik dar kalıpları aşarak geniş seçmen kesimlerine hitap etme zorunluluğu vardır. Bu da ancak, partilerin kitle partisi olmaya doğru evrilmesi ile mümkün olur. İktidara talip bir partiye oy vermek isteyen her kesim, partide kendisinden bir renk görmek ister.

Refah Partisi geleneğindeki AK Parti yüzde 50"lileri zorlamayı başarmışsa, bunda birinci etken, geniş seçmen kesimlerine açılma başarısı göstermiş olmasında saklıdır. Bu açılım, Milli Görüş felsefesinden vazgeçtiği anlamına gelmez. Nitekim Başbakan Erdoğan 2011 genel seçimlerinden sonra Milli Görüş kadroları ile çalışmaya ağırlık vermiş, atamalarda ve teşkilatlarda bu durum kendisini bariz şekilde göstermiştir.

CHP"nin dogmatik laiklik anlayışından ve mezhepçi bakış açısından kurtulmadan geniş seçmen kesimlerine açılması zor görülüyor. Sol siyasetin de herkese kucak açan AK Parti gibi bir siyasi harekete ihtiyacı var.

CHP lideri Kılıçdaroğlu"nun 3 hafta önce CHP Parti Meclisi"nde (PM) dile getirdiği, "AK Parti döneminde şaibeli sınavlarla Yargıtay ve Danıştay"a 4 bin militan yargıç atandı" sözleri ise, ülkemiz insanını mezhepçi bir bakış açısı ile nasıl kategorize ettiğinin ve kendi gibi düşünmeyenlere tahammülsüzlüğünün açık bir kanıtı gibi duruyor. Kendilerine ithamda bulunulan 4 Bin yargıç tek tek Sayın Kılıçdaroğlu"na dava açsalar bile değerdi. İnsanlar bu kadar kolay etiketlenmemeli.

Hava Kuvvetleri"nde 700"e yakın kişi hakkında Alevi oldukları için işlem yapıldığını iddia eden CHP"li Atilla Kart"ın sözleri ile, CHP lideri Kılıçdaroğlu"nun "Yargıtay ve Danıştay"a 4 bin militan atandı" açıklamasını bir araya getirdiğimizde, CHP bünyesinde devlet kadrolarındaki kişilerin sosyal aidiyetlerini kayıt altında tutan veya onlara bu tür servisler yapan birimler mi var acaba diye sormadan edemiyoruz.

Kim militan, kim Alevi nereden biliyorlar ki?

11 yıl önce
CHP, Alevi subayların kaydını mı tutuyor?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset