|
Çarşıyı haraca kesen çete

İnsanımsı hayvana benzeyen çelimsiz biri arkasında bir grup çete ile çarşının en eski esnafını uzun süredir çıkarmak için taciz ediyordu.

Yine her zaman yaptıkları gibi dükkâna daldılar, kafalarına göre malları kırıp döktüler, karşı çıkan ihtiyar esnafın oğlunu da tokatladılar.

Çarşının en eski esnafıydı ihtiyar adam.

Eşi çocukları ve torunları da dükkanda çalışıyorlardı.

Tokat yiyen esnafın oğlu istese bir tokatta bu çelimsiz insan müsveddesini yere serebilirdi.

Ancak karşılık verdiğinde hepsinin üstüne saldıracağını biliyordu.

Esnafın oğlu “
Vurma
” dedikçe bu şerefsiz korkak arkasındakilerin verdiği destekle iyice arsızlaştı.

Kadını ve çocuğu da tokatlamaya başladı.

Delikanlı daha fazla dayanamadı ve ailesiyle birlikte kendisini taciz eden insanımsı hayvana okkalı bir tokatla karşılık verdi.

İşte ne olduysa ondan sonra oldu.

Çarşıyı haraca kesen çete üyeleri hep birlikte delikanlıya eşine ve çocuğuna saldırdılar.

Kadınmış çocukmuş demeden ellerindeki aletleri kullanarak acımasızca dövmeye başladılar

**

Olay çarşının tam ortasındaki dükkanda yaşanıyordu.

Bakkal, kasap, manav ne kadar esnaf varsa hepsi tezgahlarının arkasına saklanmış seyrediyorlardı.

Çarşının içine sonradan gelen yerli mi yabancı mı ne olduğu belirsiz
büyük bir market sahibi ise çete üyelerine gülerek el sallıyordu.

Muhtemelen ortadaki çetenin ya yakınıydı ya da ortaklarıydı.

Eliyle destek verdiğini göstererek, “Arkanızdayım, kadını da dövün çocuğu da çok iyi yapıyorsunuz devam edin,
dükkanı dağıtın, onları da kovun”
diyordu.

**

Çarşıda asayişi kontrol eden, düzeni sağlayan bir zabıta ve polis teşkilatı vardı ama olayın canlı şahidi olan zabıta ve polis de sanki iş birliği yapmış gibi esnafa uymuştu.

“Yapmayın arkadaşlar, tamam yeter bu kadar” sözünden başka bir şey yapmıyorlardı.

Onlar da esnaf gibi seyrediyorlardı.

**

Bu vahşete dayanamayan insan kalabilen bir grup çıktı ortaya.

Bunlar da çarşının müşterilerindendi.

Hep bir ağızdan, “Bırakın vurmayın” diye bağırmaya başladılar.

Ancak çeteye dışarıdan müdahale edecek güçlerinin olmadığını da biliyorlardı.

Silahsızlardı.

Ellerindeki tek güç müşteri olmalarıydı.

Hem saldıranlara bağırıyorlar hem de esnafa, zabıtaya polise seslenerek, onları müdahaleye ikna etmeye çabalıyorlardı.

Çünkü yalnız onların ortada yaşanan bu caniliği durdurabileceğini biliyorlardı.

Ancak ne deseler ne yapsalar esnaf ile eli silah tutan resmi üniformalı memurları yerinden kıpırdatamıyorlardı.

Çeteden hepsinin korktuğu belliydi.

**

Korkanların hepsi de i
şgal ettikleri makam mevki, dükkân, plaza, ofis
ne ise o yerleri terk etmeden hem izliyorlar hem de bekliyorlardı.

Neyi bekliyorlardı?

Çetenin bu aileyi yok etmesini.

Veya ortada herkesin gözü önünde dayak yiyen delikanlı eşi ve çocuğunun ölmesini.

Veya ailenin dükkanı terk etmelerini.

**

Sonra ne olacak?

Sonra her şey tanıdıkları aşina oldukları,
sığındıkları ‘normal’e dönecek
, herkes işine bakacak.

Dünya yine eskisi gibi dönecek.

Ateş yine eskisi gibi sadece düştüğü yeri yakmaya devam edecek.

Ölenler kurtulacak.

Çünkü her zaman ölenler kurtulur.

Acıyı çeken geride kalanlardır.

**

Daha sonra ne olacak?

Daha sonra sağ kalanlar intikam ateşiyle bilenecek ve aynı sonu göze alarak direnerek onlar da şerefiyle yaşayanlar ve ölenler listesinde yer alacaklar.

Acıyı paylaşanların kimisi bu olayı unutacak ve kendi normaline dönecek. Kimisi de bu olayı hiçbir zaman unutmayacak ve kendine ders çıkarıp yeni normal oluşturacak.

Seyredenler, elinden geleni yapmayanlar, korkanlar, hak etti diyenler, “
keşke biz de orada ölseydik
” diyecekleri zamana kadar insanımsı hayvanlar gibi yaşamaya devam edecekler.
#Aktüel
#Toplum
#Yaşar Süngü
2 ay önce
Çarşıyı haraca kesen çete
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet