Mağaranın duvarlarına yazılar yazılmasının en büyük sorun olduğunu dile getiren Taşkıran, "Özellikle bahar aylarında öğrenci gezileri sırasında nahoş görüntüler oluyor. Bunları birkaç kez temizlemeye çalıştık ama bu sorunu böyle her insanın başına bir bekçi koymakla ya da palyatif çözümlerle halletmemiz olanaklı görünmüyor. Bunun temel çözümü eğitimden geçiyor." diye konuştu.
Kazılar sonucunda su aygırı, gergedan, fil gibi hayvanlar ile nesli tükenen Homo Neanderthal insanların kalıntılarının bulunduğu Karain Mağarası, her mevsim yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanları arasında yer alıyor.
1/ 11
Anadolu'da en eski yerleşim birimlerinden Karain Mağarası sarkıt, dikit ve büyük sütunlarla bezeli doğal oluşumlarıyla dikkati çekiyor.
2/ 11
Çok eski çağlardan beri çevre koşulları sayesinde iskan olarak kullanılan mağara, her mevsim turistlere görsel bir şölen sunuyor.
3/ 11
Mağara, Antalya-Burdur karayoluna bakan ve merdivenle tırmanılan 400 metre rakımlı tepede bulunuyor. Mağarada metrelerce derinliğe inen ziyaretçiler, binlerce yılda oluşan sarkıt ve sütunları izliyor, fotoğraf çektiriyor.
4/ 11
1946'da keşfedilen ve bugüne kadar yürütülen kazılarda su aygırı, gergedan, fil gibi hayvanlar ile dünyada nesli tükenen Homo Neanderthal insanların kalıntılarının bulunduğu mağara, insanlık ve doğa tarihine de ışık tutuyor.
5/ 11
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Karain Mağarası Kazı Başkanı Prof. Dr. Harun Taşkıran, Karain Mağarası ile ilgili ilk bilgilere 20. yüzyıl başlarında Antalya'ya gelen İtalyan seyyahlarda rastlandığını söyledi.
6/ 11
Seyyahların daha çok mağaranın dış duvarlarında yer alan Grekçe adak kitabeleriyle ilgilendiğini belirten Taşkıran, "Mağaranın asıl bulunuşu ve bilim dünyasına tanıtılması merhum hocamız Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten'in çabalarıyla 1946'da olmuştur. Kökten, aralıklarla 1974'teki ölümüne kadar arkeolojik kazıları sürdürmüştür." dedi.
7/ 11
Taşkıran, 1985'te Kökten'in asistanı Prof. Dr. Işın Yalçınkaya başkanlığında, kendisinin de içinde yer aldığı ekibin kazı çalışmalarına başladığını hatırlattı.
8/ 11
Kazı başkanlığını, 2015'ten itibaren kendisinin üstlendiğini belirten Taşkıran, 50 metre derinliğindeki mağaranın üç büyük boşluktan oluştuğunu, derinlere ancak profesyonel mağaracıların inebildiğini anlattı.
9/ 11
Mağarayı, Türkiye'deki diğer mağaralardan ayıran en büyük özelliğinin 11 metreyi bulan arkeolojik dolgularıyla kültürel zenginliği olduğunu aktaran Taşkıran, 500 bin yıl öncesinden başlayarak Geç Roma, Erken Bizans dönemine kadar mağaranın sürekli iskan gördüğünü belirtti.
10/ 11
Paleolitik Çağ kazılarının oldukça ağır ilerlediğini, küçük dişçi aletleri, mala ve fırçayla kazıların santim santim yapıldığını vurgulayan Taşkıran, yüzbinlerce yıl öncesine ait tabakaların titizlikle kazıldığını söyledi.
11/ 11
Mağaranın duvarlarına yazılar yazılmasının en büyük sorun olduğunu dile getiren Taşkıran, "Özellikle bahar aylarında öğrenci gezileri sırasında nahoş görüntüler oluyor. Bunları birkaç kez temizlemeye çalıştık ama bu sorunu böyle her insanın başına bir bekçi koymakla ya da palyatif çözümlerle halletmemiz olanaklı görünmüyor. Bunun temel çözümü eğitimden geçiyor." diye konuştu.
#karain mağarası
#500 bin yıl
#tarih
#antalya
6 yıl önce