|

Sosyalistlerin Rojava merakı

Kürtçü hareketin batı desteğiyle Rojava’da kurduğu ‘komün hayatı” Türkiye’deki sosyalistleri heyecanlandırdı. İletişim Yayınları’ndan ard arda çıkan PKK, Kürtler ve Rojava üzerine kaleme alınmış üç kitap Rojava’dan yola çıkarak doğu ve güneydoğu bölgesindeki gelişmelere farklı bir pencereden bakıyor.

Yeni Şafak
15:11 - 17/09/2016 Saturday
Güncelleme: 12:15 - 17/09/2016 Saturday
Yeni Şafak
ERCAN YILDIRIM


Sosyalizmin amentüsünün başında evrenselcilik gelir; sosyalistler her türlü milliyetçiliğe karşıdır, etnik iddiaları reddederler, taşralılık, memleketçilik, vatan gibi kavramlar küçük burjuva ya da feodal kalıntısı hassasiyetlerdir.



Gerçekten öyle mi?


Türkiye'de sosyalizm hiçbir zaman batı Avrupa sosyalizmine yaklaşamadı, üçüncü dünya sosyalizmlerinin peşinde kıta Avrupası sosyalizmlerinin romantizmi altında Sovyetçiliğin peykinde yer aldı. Ama hakkını vermek gerek, enternasyonal damarını muhafaza etti; Sovyetçiliği esas aldığı müddetçe!


12 Eylül sonrasında tüm ideolojilerde olduğu gibi sosyalizmde de Soğuk Savaş'ın sona gelmenin bilincine neoliberal siyasal kültür eklemlendi, ABD tesirindeki dünya sistemi Türkiye'de çevredekileri öne çıkarmaya başladı. Ezilen kavramını işçilerden ve emekçilerden alarak geniş bir kesime yayan sosyalistler, etnik kimlikleri, farklı mezhepleri, çevreciliği, feminizmi, eşcinselliği merkeze alan yeni bir ezilen, emekçi doktrini oluşturmaya başladı. 1960'lı yıllarda Kürtçüler sosyalizmin içinde siyaset yapma imkanı bulabilirken artık sosyalistler hem yeni doktrinleri hem siyasi ve halk meşruiyetleri bakımından Kürtçü hareketin içine girmeye, fikri önderlik etmeye, uluslararası platformlarda Kürtçülüğü enforme etmeye başladı.


Sosyalistler, solun geniş bir kesimi, Kemalist elitlerin özerkliklerini yitirmeleriyle beraber farklı siyasi kanalları kendilerine mekan edindi; Anadolu'ya, tarihi birikime, “milli” kavramı içine giren tüm değerler, İslam, kültür, toprak, bayrak, vatan anlayışının geneline “milleti hakime”ye, Türkiye'nin kafir tasallutu altına girmesine vesile olacak koşulların hepsine tutunmaya başladı. 90'lar İslamcılık ve Kürtçülüğün yükseldiği dönem olurken sosyalistler her iki kesimle sıkı birliktelikler, ittifaklar gerçekleştirdi. 2011 sonrasında İslamcılarla sosyalistler ittifakı biter, birbirlerine düşmanlık kesbederken Kürtçülükle ortaklık “hendek savaşları”ndan sonra bile devam etti.


Kürtçü hareketin batı desteğiyle Rojava'da kurduğu “komün hayatı” Türkiye'deki sosyalistleri heyecanlandırdı. Komünist temalı Rojava'ya sosyalistler dört elle sarılmaya başladı. “Rojava'nın bir imkan” olarak değerlendirilmesi elbette Türkiye'deki doğu ve güneydoğunun da benzer yönelime geçilmesi için emsal teşkil etmesi zaten sosyalistlerin Türkiye'deki hesapları için bulunmaz nimetti. Bu bakımdan İletişim Yayınları'ndan ardarda çıkan üç kitap bu meyandaki süreci anlatması bakımından önemli. Paul White'ın Dağlardan İnmek: PKK kitabı PKK'nın kuruluşundan bugüne serencamını bir “rapor” edasıyla anlatır. PKK'nın tezlerini, kadro yapısını, çatışmalarını, terör eylemlerini ele alan kitap örgütün genel karakterini çizer.


İletişim'de çıkan ikinci kitapta Kürtlerin ne istediğine yönelik alan araştırmasına, istatistiklere, nüfus sayımlarına, TÜİK verilerine dayalı kanaatler belirtiliyor. Üç ismin kotardığı Kürtler Ne İstiyor kitabında etnik kimlik, sosyal, ekonomik sınıfsallık, dindarlık, eğitim durumu gibi hususlar anketlere dayandırılarak aktarılıyor. Kitap objektif kriterlere göre yapılan saha çalışmasına dayandırıldığı intibaını vermeye çalışsa da tarafgirliğe Kürt milliyetçiliğinin bakış açısı eklenmiş durumda. Kitabın alt başlığının bile Kürdistan kavramını içermesi, saha araştırması yapılan yerlerin Kürdistan olarak tanımlanması bile başlı başına meselenin Kürt milliyetçiliği gözünden araştırıldığını gösterir.



Kürtlerle Türkler etle tırnak gibi değil mi?


Kürtler ne istiyor sorusunun siyasi bakımdan cevapları hendek savaşlarına giden ve akabindeki eğilimlerin niteliğini vermesi bakımından mühim. Kitabın yazarlarına göre Kürtler ana dilde eğitim gibi “kültürel” taleplerle, yerele yetki devrini esas alan siyasi isteklerin peşinde. Kürtlerin yerel yönetimler için yüzde 70 oranında özerklik istedikleri, Zazaların ise yüzde 60 destekle yerel yönetimlerin özerkleştirilmesini talep ettikleri kaydediliyor. Fakat demokratik özerklik konusunda oran on puan düşse de anlaşılan Kürtler özerkliği APO'nun çerçevesini çizdiği şekilde “demokratik özerklik” talebinde kilitlemiş durumda.


Kitabın araştırmacılarının niyetleri sonraki soruda daha da netleşiyor. Federasyon veya bağımsızlık talebine “kesinlikle evet” diyen yüzde 50 olmasına rağmen yazarlar bu oranı yeterli görmediklerinden ya da sadece demokratik özerkliğin bu aşamada kafi geleceğini düşündüklerinden olacak Kürtlerin federasyon ya da bağımsızlık fikrinin alıcısı olmadığını sabitlemektedirler.


Gerek siyasi irade, gerek aydınlar Türklerle Kürtlerin etle tırnak gibi olduklarını, batıda pek çok evliliğin gerçekleştiğini, iş ve hayat kuran yerleşik Kürtler bulunduğunu söylemelerine, etnik kimlikleri kaynaştırmak istemelerine rağmen kitap bu fikri tutmadığını açıkça gösterir. Kitabın tezine göre batıda belirtildiği kadar Kürt yaşamamaktadır; Kürtlerin üçte ikisi bölgede yaşamakta ve evlilik oranları da abartıldığı kadar yüksek çıkmamaktadır, öyleyse “Türklerle Kürtlerin ilişkisi et ve tırnak ilişkisine” hiç benzemiyor.



Rojava Komünü'ne bel bağlamak


Yasin Duman'ın Rojava kitabı, Rojava'yı hem bölgede gezip gördükleri hem yaptığı araştırmalar üzerinden anlatıyor. Rojava romantik sosyalistler ve Kürtçüler tarafından sadece özerk bir yapıyı değil aynı zamanda “emperyalizme, ABD'ye ve kapitalizme” karşı bir örgütlenme biçimini anlatıyor. Yazar her ne kadar bu görüşün peşine düşse de izlenimleri onu çok da doğrulamıyor.


Rojava'da yazar, bölgedeki halkların kendiliklerini yansıtmadığı gibi kendi yağıyla kavrulma ihtimallerinin zayıf olduğunu gözler önüne seriyor. Batının ve ABD'nin en başta güvenlik desteği sağladığı, iktisadi bağlamda ise dünya sisteminin aktarımlarda bulunduğu Rojava refah içinde yüzmüyor, kooperatifler vasıtasıyla ekonomik trendleri aşmış durumda da değil. Rojava ile Türkiye'deki Kürtleri “heveslendirmek” isteyen batı, medya, sosyalistler orayı bir “yeryüzü cenneti” ve bölge insanının kendi kendini istediği gibi yönetebildiği, aşırı özgür bir alan olarak tarif etse de gerçekler hiç de öyle değil. Hemen her konuda alınacak kararlar halka danışılarak yapılıyor gibi “doğrudan demokrasi” havası verilmeye çalışılsa da gerçekte yine feodal düzenin belirlediği “kanaat önderleri”, seçkinler ve elbette Batı egemenliğini sürdürmektedir. Rojava'da cazip kılınmaya çalışılan bir başka a kadın, gençlik meclisleri gibi halk meclisi örneği, kadınların karar mekanizmasında yüzde 40 etkinlik sağlaması görüşüdür. Bütün bunlara rağmen Duman'ın kitabından Rojava deneyiminin zar zor yürütülmeye çalışıldığı sonucunu çıkarmak mümkün.


Yıllarca Esed-Saddam yönetimleri altında “vatandaş” bile sayılmayanların devlet olma yolundaki bu tecrübeleri, büyük oranda PKK'nın ve egemenlerin etkisinde yürütülmektedir. Aslında bu çabanın kaynağı epey geçmişe dayanır: “Şüphesiz Rojava'da bu kadar hızlı komün örgütlenmesinin kaynağı hem son bir kaç yıldır yaşadığı demokratik özerk deneyimden hem de 1970'lerin sonundan bu yana PKK'nın Rojava halkını toplumsal ve siyasal açıdan örgütlemesinden kaynaklanmaktadır.” Duman'ın kitabı bu örgütlemeyi az çok anlatırken aslında en fazla aktüel siyasetin, batı zorlamasının, Rojava'nın biçare ayakta tutulma gayretlerinin izdüşümü niteliğindedir.



Kürt milliyetçiliği üzerine bu kadar eğilen sosyalistler bir yandan bitip tükenen sınıf savaşı, devrim düşüncesini gömerken öte taraftan komün örgütlenmesi deyiminin verdiği heyecanla Rojava'ya sahip çıktığı gibi Türkiye'deki milliyetçilerin bu yapıya eklemlenmesi mücadelesinde ön ayak olmaktadır.



  1. Kitabın künyesi:
  2. - Dağlardan İnmek PKK
  3. Paul White
  4. İletişim Yayınları
  5. 239 sayfa
  6. - Kürtler Ne İstiyor?
  7. M. Yeğen - U. Tol - M. Ali Çalışkan
  8. İletişim Yayınları
  9. 160 sayfa
  10. - Rojava
  11. Yasin Duman
  12. İletişim Yayınları
  13. 254 sayfa
#Kürtler
#PKK
#Rojava
8 years ago