
Târihsel pratikler ilkesel bakış, duruş ve eylemi çok defâ zora sokmuş; değersel ayırımları ise baskın hâle getirmiştir. Pratik içinde ilkeleri hayâta geçirmek çok defâ imkân dışına çıkar. Yakın târihten hatırlayalım, Sovyet Rusya 1970’lerde kendi kampı içinde ve Batı’daki uzantılarında bir barış kampanyası başlatmıştı. Bunun propagandası ustalıkla yürütülüyordu. Eğer söylemine kaptırırsanız, sosyalist kampın aslında barışçıl bir doğrultusu olduğu; bunu bozanın ise kapitalist Batı’dan başkası olmadığına inanırdınız; sanki, Çekoslovakya ve Macaristan’daki antikomünist hareketleri acımasızca ezen, Afganistan’ı işgâl eden Sovyet ordusu değilmiş gibi.
Benzer olarak Batı kampı; Kore, Vietnam, Kamboçya, Laos gibi yerlerde kanlı işgâlleri ve katliamları yapan, Lâtin Amerika’da kanlı askerî darbeleri örgütleyen kendisi değilmiş gibi barış önündeki en büyük mâni olarak komünist kampı suçlamaktan geri kalmıyordu. Hâsılı Batı’nın demokrasi, insan hakları vb kavramlarla bezeli değerler seti ile Doğu’nun sosyalist ideallerle bezeli değerleri etrâfında her nev’i kirli savaş yürütülüyordu. Ortada ilke falan yoktu.
Ekonomik krizler ve savaşlar tırmanıyor. Şâhit olduklarımız ilkeler ile değerler arasındaki târihsel kavganın alabildiğine keskinleştiğine işâret ediyor. Elbette insanlığın, ağır kayıplarla da olsa düze çıkacağı bir merhaleye gelinecek. Yeni dünyâ düzeninin gündemindeki ana maddelerden birisinin ilke-değer çelişkisi olacağı muhakkak. Şu kadarını söyleyelim. Kolay halledilecek bir mesele değil bu, yaman bir çelişki…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.