|
Açılın ben uzmanım

Yanlış anlaşılmasın. Yangın, sel ya da Afganistan uzmanı değilim. Müslüm Gürses’i, Ankaragücü’nü ve Büyük Türk Şiiri’ni saymazsak herhangi bir uzmanlık alanım da yok. Yine de eksik söylemiş olmayayım. Bir meselenin uzmanı değilken uzmanıymış gibi yapanları tanıyabilen bir uzmanlığım da gelişti seneler içerisinde.

Konuşma, yazma, anlatma fırsatı bulduğunda “bunu bilmiyorum” diyebilmenin erdemi yerine bir anda acayip uzman kesilip “bir tek ben biliyorum” pozuna ilerleyen isimlerden korkuyorum ben artık üstelik.

Korkuyorum, çünkü bilginin değil kanaatin öneme haiz olduğu bir tuhaf çağa geldik dayandık. Herhangi birimizin kanaatini ve/veya sahip olmak istediği kanaati ne şart altında olursa olsun dolaşıma sokabilen “uzmanlar”ın arasında bırakın hakikate olanı, gerçeğe olan sadakatimiz bile tehlike altında, paramparça.

Bakın size “muhalif yangın uzmanı” taklidi yapayım. “Aslında helikopterlerin bu tip yangınlarda tek noktaya su bırakıyor olmaları büyük sorun. Orman yangınlarında yüzeysel uçuşlar yaparak daha geniş bir alana su bırakabilen uçaklar daha iyi iş görüyor. Recep Tayyip Erdoğan istifa!”

Tersini de yapayım: “Çam ormanları kendi kendilerini hızla yenileyebilen ormanlar oldukları için bu orman yangınlarının verdiği zarar birkaç yılda ortadan kalkar. Hem zaten bu yangınlar, sabotaj olmadan aynı anda başlayamaz. Kılıçdaroğlu istifa!”

Neyse, aslında bugün meselem bu değildi. Bugün meselem hiç uzmanı olmadığım Afganistan.

Afganistan hakkında bildiğim birkaç şey var. Birincisi, uyuşturucu hammaddesi için olağanüstü bir tarla olduğu. İkincisi, etnik ayrılıkların tepe tepe kullanıldığı bir coğrafya olduğu. Üçüncüsü, başlangıçta Amerika’dan destek aldıklarını kendilerinin de gizlemediği El Kaide’nin burada ortaya çıktığı. Dördüncüsü, Taliban’ın halihazırda Afganistan’ın en önemli siyasal gücü haline geldiği. Beşincisi ve en önemlisi ise Afganistan’da gelinen noktanın dünyanın aradığı “İslamofobi manzaraları”na hatırı sayılır katkılar sağlayacağı gerçeği.

Bu bildiğim beş şey bana yetiyor.

Bilmediklerim de var elbette. İddia edildiği gibi bizim hariciyemiz gerçekten Raşid Dostum isimli akıl hastası savaş ağasını mı destekliyor Afganistan’da? İnanın bilmiyorum.

Bir başka bilmediğim şey ise şu: Cidden Amerika “burada işimiz bitti” diyerek mi çekildi Afganistan’dan yoksa Taliban ciddi ciddi Amerika’yı yendi mi?

Bir başkası ise şu: İddia edildiği gibi Taliban seneler içerisinde Çin ve Rusya ile iyi ilişkiler geliştirip Afgan halkını bir emperyalist odaktan kurtarıp diğerine satarak mı iktidar oldu yoksa örgütün iktidarı büyük oranda organik mi?

Bilmediğim şeylerin en önemlisi ise şu: Bundan böyle Afganistan’ın uyuşturucu hammaddesi ve kıymetli madenlerden oluşan ekonomisi nereye, kimlerin emrine akacak? Taliban, ilk iş olarak ülkede uyuşturucu hammaddesi ekip biçmeyi yasaklayacak mı mesela? Yoksa bizatihi Taliban’ın çok geniş uyuşturucu tarlalarını kontrol ettiği iddiaları gerçek mi çıkacak?

Daha da önemli soru şu: Dünyanın en büyük ikinci lityum rezervine sahip olduğu daha geçenlerde açıklanan Afganistan’da Taliban, Afgan halkının yanında durarak ülkesini toparlamaya mı çalışacak yoksa Çin’in, Rusya’nın, bilmem hangi emperyalist ülkenin taşeronluğunu üstlenerek “aynı tas aynı hamam” olayına mı ilerleyecek.

Bakınız, cidden bilmiyorum bu soruların cevabını. Sadece, seneler içerisinde öğrendiğim şeyler yüzünden soruyorum bu soruları. Neticede vaktiyle “İslam devrimi” yapıldığını zannettiğimiz İran’da olanın bir “Rafizi yayılmacılığı hamlesi” olduğunu görmüş bir kuşağız biz. Afganistan coğrafyasında “adam” zannettiğimiz çoğu ismin Rusya ile cihad biter bitmez ne hallere düştüğünü görmüş insanlarız. Dahası, İslam coğrafyasında erken sevinçlerin de erken öfkelerin de ne ağır sonuçlar doğurduğunu yaşayarak tecrübe etmiş adamlarız.

O yüzden, bekleyelim, yaşayalım, görelim ve mazlum Afgan halkı için dua edelim.

#Afganistan
#Müslüm Gürses
#Ankaragücü
#Büyük Türk Şiiri
#Recep Tayyip Erdoğan
#El Kaide
#Taliban
3 yıl önce
Açılın ben uzmanım
İlahiyatı bitirenlere
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü