Başkanlık yarışında hem Trump hem de Biden birbirlerine karşı yarışacakları kesinleşmiş gibi kampanya yapmaya başladılar. Niki Haley’nin yarıştan çekilmemesine rağmen, Trump şimdiden Biden’a karşı şansını artırmak için kendi tabanı dışındaki farklı kesimlerin desteğini almaya çalışıyor. Geleneksel olarak Demokratlara destek veren sendikaları yanına çekmek isteyen Trump ve taraftarları bir yandan da Taylor Swift gibi beyaz Amerika’da karşılığı olan ünlülerin etkisini kırmak istiyor. Müslümanlara karşı sert söylemleri Trump’ın şansını azaltıyor ancak Biden’ın Filistin meselesindeki tavrı Müslüman oylarını en alt seviyelere çektiği için Trump’a avantaj yaratıyor. Biden sendikalar nezdindeki desteğini korumaya çalışırken Swift’in desteğinin de peşinde. Ateşkes çağrısı yapmadığı için Müslüman liderlerin görüşmediği Biden, özellikle Michigan’da daha riskli bir konumda. Trump’ın seçim stratejisi kendi kitlesi dışından oy alması gerektiğinin farkında görünürken Biden oluşturduğu geniş koalisyonu korumaya çalışıyor.

Trump kamyoncuları ve taşıma sektörü işçilerini temsil eden ve Amerika’nın en büyük sendika çatı kuruluşu olan Teamster’ın başkanıyla görüştü. Trump daha önce de araba işçileri sendikasının grevi sırasında farklı sendika görevlileriyle görüşerek destek aramıştı. Başkan Biden’ın görev halindeki bir başkanın ilk kez bir greve katılmasına karşı hamle arayışında olan Trump beklediği desteği bulamamıştı ancak bu arayışından vazgeçmediği açık. Teamster’ın başkanıyla görüşmesinin sendikanın diğer bazı liderleri tarafından tepki çekmesi, Trump’ın sendika içindeki görüş ayrılıklarını kendi lehine çevirmeye çalıştığını gösteriyor.

Trump, sendika liderliğinin geleneksel olarak Demokratları desteklediğini biliyor ve bu sefer bu desteği kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Bu mümkün olmasa bile orta ve alt seviyedeki sendika mensubu işçilerin desteğini alarak Biden’ın işçi sınıfıyla güçlü ilişkilerinin oya dönüşmesini engellemek niyetinde. Trump’ın 2016 zaferinde bu kesimin oyları Michigan, Wisconsin ve Pennsylvania eyaletlerinde kilit rol oynamıştı. 2020’de Biden’a dönen bu oyları geri almak veya en azından bölmek Trump’ın tekrar başkanlığı kazanması için olmazsa olmaz nitelikte. Biden ise öteden beri sendikalarla ilişkilerini güçlü tutan bir siyasetçi ve bu seçimlerde buradan fire vermeye tahammülü yok.

Pop şarkıcısı, söz yazarı ve müzik prodüktörü olarak tarihi bir başarı yakalayan ve kariyerinin zirvesindeki ünlü Taylor Swift bu günlerde siyasetin gündeminde. Swift’in fanları için kullanılan Swiftçiler tabiri milyonlarca Z kuşağı gencine tekabül ediyor. Sanatçının bu kitle üzerinde son derece etkili olması, Biden kampanyasının Taylor Swift’in desteğini almak için çalışmasına yol açmış durumda. Trumpçılar ise bu günlerde Taylor Swift’e karşı kampanya başlatarak siyasetten uzak durması için çalışıyorlar. Swift’in Amerika’nın sadece liberal büyük şehirlerinde değil orta ve güneyinde de geniş bir fan kitlesine sahip olması Trumpçıları endişelendiriyor.

2016’da Trump’a karşı açıktan pozisyon almadığı için pişman olduğunu ifade eden Swift, kadın hakları ve kürtaj meselesinde net çıkışlar yaptı. Ara seçimlerde Demokratlara açıktan destek veren Swift’in Cumhuriyetçiler için korkutucu tarafı popülerliğinin klasik liberal bir ünlünün ötesinde olması. Kariyerine country müziğiyle başlayan Swift’in Amerikan beyaz gençleri arasında etkisi çok yüksek. Bu etkiyi Biden lehine veya Trump aleyhine kullanması seçimin havasını değiştirebilir zira Biden Filistin’de ateşkes yapmamakta ısrar ettiği için Z kuşağı tarafından ‘soykırımcı Joe’ damgasını yemiş durumda. Swift’in desteği bu gençlerin fikrini değiştirmeye yetmeyecektir ancak apolitik gençleri yanına çekerek bir denge yaratabilir.

Amerikan Müslümanları Biden’ın Filistin meselesinde İsrail’e koşulsuz destek vermesi ve ateşkes çağrısı yapmaması yüzünden adeta hüsrana uğramış durumdalar. Göçmenlerin çoğunluğunda olduğu gibi Demokratlara destek veren Müslümanlar Kasım seçimlerinde Biden’a oy vermemekle kalmayıp aleyhinde çalışacaklarını ifade ediyorlar. Salıncak eyaletlerden Michigan eyaletindeki Arap topluluklarının liderleri Biden’la görüşmeyi reddetmeye devam ediyor. Müslümanların bu tavırlarının eyaletin rengini değiştirmeye yetip yetmeyeceğini kestirmek zor ancak Biden’a desteğin %60’lardan %12’lere düşmesi Demokratlar için alarm zillerinin çaldığını gösteriyor.

Trump ve Biden’ın seçim kampanyalarının destek için peşinde koştuğu kitlelere bakıldığında son derece çetin bir yarış gerçekleşeceği şimdiden belli. Trump sadece Trumpçı seçmenle yetinemeyeceğinin ve bağımsızların, kadınların, sendikaların, siyahilerin ve gençlerin oylarını almak zorunda olduğunun farkında görünüyor. Biden’ın ekonomi performansına ilişkin kötü algısı ve Filistin meselesinde Z kuşağıyla bağlarının zayıflaması en büyük dezavantajları arasında. Son haftalarda konuştuğu her toplantıda Filistin protestolarıyla karşı karşıya kalan Biden, bu meselenin seçime kadar unutulacağını umsa da bu mümkün olmayabilir. Dolayısıyla defans yapan bir Biden’a karşı atağa geçen bir Trump’ın şansı artabilir. Seçimin kaderinin birkaç salıncak eyalette belli olacağı hatırlandığında, bu eyaletlerdeki kilit seçmen kitlelerinin desteğini almak her iki aday için de elzem hale geliyor.