Kesici, “Nasıl bir canlı türü suyunu kaybetmeye başlayınca yaşamı tehlikeye girerse, göllerin su sevilerindeki kayıplar da onların yok olmasına neden olur" dedi.
Isparta Eğirdir Gölü'ne ilişkin bilimsel araştırmalarda, 10 yıl önce 520 kilometrekare olan göl yüzeyinin, geçen yıl 448, bu yıl ise 436 kilometrekareye düştüğü, 84 kilometrekare göl yüzeyinin ise kuruduğu belirlendi. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, gölden bir damla dahi su alınmaması gerektiğini söyledi.
1/ 16
Eğirdir Gölü'nün milyonlarca yıllık jeolojik geçmişe sahip doğal bir göl olduğunu, stratejik amaçlı içme suyu kaynağı olduğuna dikkat çeken Kesici, doğal göllerin sularının da, tıpkı diğer canlıların can suyu gibi olduğunu söyledi.
2/ 16
Kesici, “Nasıl bir canlı türü suyunu kaybetmeye başlayınca yaşamı tehlikeye girerse, göllerin su sevilerindeki kayıplar da onların yok olmasına neden olur" dedi.
3/ 16
Kurumada kritik eşik aşıldı
Dr. Kesici, havzada modern tarım ve sulama teknikleri kullanılması gerektiğini belirterek, gölün su bütçesine olumsuz etki eden su alımlarına son verilmesini istedi. Yıllardır ülkemizin en büyük tatlı su hacmine sahip olan ve stratejik önemli 1'inci derecede içme suyu kaynağı olan Eğirdir Gölü'nün kuruma periyoduna girdiğini belirten Kesici, "Göl kıyıdan çok uzaklaştı. 10 yıl önce 520 kilometrekare yüzey alanına sahip olan gölün yüzey alanları geçen yıl 448, bu yıl ise 436 kilometrekareye düşerek, göl aynası giderek küçülmekte ve kıyı alanları genişlemekte. 84 kilometrekareye yakın kuruyan, genişleyen kıyı alanları da yapı ve meyve bahçeleriyle işgal edilmekte" diye konuştu.
Dr. Kesici, havzada modern tarım ve sulama teknikleri kullanılması gerektiğini belirterek, gölün su bütçesine olumsuz etki eden su alımlarına son verilmesini istedi. Yıllardır ülkemizin en büyük tatlı su hacmine sahip olan ve stratejik önemli 1'inci derecede içme suyu kaynağı olan Eğirdir Gölü'nün kuruma periyoduna girdiğini belirten Kesici, "Göl kıyıdan çok uzaklaştı. 10 yıl önce 520 kilometrekare yüzey alanına sahip olan gölün yüzey alanları geçen yıl 448, bu yıl ise 436 kilometrekareye düşerek, göl aynası giderek küçülmekte ve kıyı alanları genişlemekte. 84 kilometrekareye yakın kuruyan, genişleyen kıyı alanları da yapı ve meyve bahçeleriyle işgal edilmekte" diye konuştu.
4/ 16
Önceki yıllarda ortalama 16 metre olan gölün su seviyesinin son 10 yıldaki aşırı kayıpla bugün ortalama 6 metreye kadar düştüğünü belirten Kesici, “Bunun temel nedeni, gölün su bütçesi korunmadan aşırı oranda kanallar, pompaj ve yüzey akışıyla su alımları ve gölü besleyen su kaynakları üzerine 30'dan fazla gölet yapılmasıyla gölün beslenmesi engellendi. Geçen yıl 1,5- 2 metre kadar seviye kaybının başlıca nedeni gölün Karaot kesimindeki sondaj kuyusu. Bu yıl da Yalvaç- Tokmacık (çapları 3,5 metre büyüklükteki borularla) su alımlarıyla göl adeta boşaltılmaktadır ve Eğirdir Gölü kuruma periyoduna girmiştir" ifadelerini kullandı.
5/ 16
Yetkililerin gölün kurumasıyla ilgili sebep olarak buharlaşmayı gösterdiğini anlatan Dr. Kesici, bu açıklamalara katılmadığını kaydetti. Gölde yıllardır buharlaşma olduğunu söyleyen Kesici, “Seviye azaldıkça buharlaşma artar. Sadece yağışların azlığı nedeniyle kuruma periyoduna girmesi de söz konusu olamaz. Bu tür kuraklığın daha fazlası, daha önceki yıllarda da yaşanmıştır. Fakat o günlerde gölün doğal yapısına müdahale yok denecek kadar azdı. Günümüzde gölü besleyen dere, çay ve yüzey sularının önüne çok sayıda gölet-baraj yapımı ve HES'lere su verilmesi nedeniyle, beslenmesi için gerekli su göle ulaşamamaktadır. Göl havzasında binlerce yasal olmayan kuyular bulunmaktadır" diye konuştu.
6/ 16
Kesici, SDÜ-TÜBİTAK projesi raporunda azot, fosfor miktarının çok yüksek, normalde 10 mikrogram/litre olması gereken arsenik miktarının da 12 mikrogram/litre, yer altı su kaynaklarında ise 24,1 mikrogram/litre ölçüldüğünü, bu değerlerle suyun 'Çok Kirlenmiş Su' sınıflandırmasında yer aldığını kaydetti.
Kesici, tüm öneri ve uyarılara rağmen yerel yönetimler, su yönetimi ve Eğirdir Kaymakamlığının 'Telaşa gerek yok, bu yıl yağışlar bol olacak ve göl eski su seviyesine kavuşacak' şeklinde açıklamasından başka önlem alınmadığını kaydetti.
Kesici, tüm öneri ve uyarılara rağmen yerel yönetimler, su yönetimi ve Eğirdir Kaymakamlığının 'Telaşa gerek yok, bu yıl yağışlar bol olacak ve göl eski su seviyesine kavuşacak' şeklinde açıklamasından başka önlem alınmadığını kaydetti.
7/ 16
Bu yıl bölgede yağışın bol olduğunu, gölün de belirli oranda beslendiğini aktaran Kesici, “Fakat bu ay başına kadar yapmış olduğumuz çalışmalarda, aşırı su alımı sonucunda gölde su seviyesinin, geçen yıl 6,1 metre olarak belirlenen yerlerde 50-60 cm daha azaldığı saptanmıştır. Üreticilere gönderilen mesajda, geçen ay su seviyesinin aşırı oranda düşmesi nedeniyle pompajla su çekilemediği, gölden su alınamadığı ve tarımsal sulama için su verilemeyeceği söylendi" dedi.
8/ 16
Göl suyu azaldıkça, sudaki kimyasal madde miktarındaki yükselişin de kirliliği artırdığını söyleyen Kesici, “Araştırmalarımızda gölün birçok kesiminde 1-3 metreye varan dip çamurları belirlendi. Dip çamurlarının analizlerinde, suyun kirliliğine neden olan maddeler tespit edildi. Göl suyu günün teknolojisine uygun arıtma sistemlerinden geçirilmedikçe, içme suyu olarak kullanımı tehlikeli olabilecektir" diye konuştu.
9/ 16
Göl bütçesinin 50 yıldır iflasta olduğunu ve besleniminin kat kat fazlasının alındığını kaydeden Kesici, su seviyesi azaldıkça kirlilik sorununun arttığını söyledi. Dr. Kesici, “Sudaki çözünür madde miktarı artışı, yörede üretilen tarım ürünlerinin kalitesini olumsuz etkilemektedir. Yaşam alanları ne kadar temizse, hastanelerin ve hastaların sayısı da azalacaktır. Yaşamamız için temiz doğa-su gerekli" dedi.
10/ 16
Su rakımı krtik seviyede
Türkiye'de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının 4 bin metreküpten 1330 metreküpe indiğini de söyleyen Dr. Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye'de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının 4 bin metreküpten 1330 metreküpe indiğini de söyleyen Dr. Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü:
11/ 16
"Eğirdir Gölü'nde en dip seviyedeki rakım ortalama 911 metre. Şu an suyun en yüksek seviyesindeki rakım ise 916 metrenin biraz üstünde. Devlet Su İşleri, göl için 916 metre rakımı kritik eşik olarak belirlemiştir. Yani bu durum çok tehlikeli. Başka bir ifadeyle gölden bir damla dahi su alınmaması gerekmektedir.
12/ 16
Çözüm kolaydır. Gölün su bütçesini korumak, koruma yasaları ve Eğirdir Gölü Özel Hükümleri uygulanmalıdır. Politik ve popülist bakıştan vazgeçilmeli. Su yönetimi bilimsel teknolojik bilinenlerle yönetilmelidir."
13/ 16
Göl etrafındaki kanalların kapatılması, kirliliğin önlenmesi gerektiğine de işaret eden Kesici, şöyle konuştu:
14/ 16
“Göl etrafındaki evsel, tarımsal ve sanayi atıklarının gölü kirlettiği de yıllardır bilinen bir gerçek. Yasadaki 'kullanan, kirleten öder' kuralı koşulsuz uygulanmalı. Göl havzasında sadece elma üretiminde mevsim koşullarına göre her yıl 15-30 kez ilaçlama yapılmakta ve elma için her yıl 25 bin ton sentetik gübre, 650 ton pestisit içeren tarım ilacı kullanılıyor.
15/ 16
Bölgede iyi tarım ve organik tarım uygulamalarına geçilmelidir. Eğirdir Gölü'nün koruma ve kullanımı ulusal güvenlik konusudur, bu konuda yasalar uygulanmalıdır.
16/ 16
Gölün korunması devlet politikası haline gelmelidir."
#Eğirdir Gölü
#Isparta
#TTKD
#Erol Kesici
4 yıl önce