|

Herkesin bir okuma listesi mutlaka olmalı

İyi seçilmiş yazarlarca oluşturulan roman listelerinin roman tarihimizi öykü tarihimizi ortaya koyması açısından önemi de göz ardı edilemez. Bu anlamda listelerle zaman karşısında bu vakte kadar ayakta kalabilmiş nitelikli eserler takdir edilmiş olur.

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/11/2017 Cumartesi
Güncelleme: 05:58 - 4/11/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
​Okumak insanlık birikimini, tecrübelerini anlamak, ona nüfuz etmek ve bütün bir insanlık macerasında “yolculuk” yapmak gibidir.
​Okumak insanlık birikimini, tecrübelerini anlamak, ona nüfuz etmek ve bütün bir insanlık macerasında “yolculuk” yapmak gibidir.
NECİP TOSUN

Okumak insanlık birikimini, tecrübelerini anlamak, ona nüfuz etmek ve bütün bir insanlık macerasında “yolculuk” yapmak gibidir. Bu yüzden dünya, “kitap” metaforu ile ifade edilmeye çalışılır. Alberto Manguel’in deyişiyle “dünya okumamız gereken bir kitaptır.” Okumak ise dünyaya yapılan yolculuktur. Augustinus bu yolculuğun “mekânlarda değil duygularda” yapıldığını belirtir. İyi, dikkatli bir okur için kitap öncelikle tüm dünyayı, yaşadıklarını tanımlayacak, sezdirecek bilgiler sunar. Bu yolculukta karanlıktan aydınlığa, iyilikten kötülüğe, savaşlardan barışa bütün bir insanlığın yaşadıklarına tanıklık edilir. Görülmemiş yerler görülür, yaşanmamış duygular yaşanır. Borges okumayı en yükseğe koyar: “Bence bir kitap okumak, âşık olmak veya seyahat etmekten aşağı kalan bir deneyim değildir. Benim için Berkeley’i, Shaw’u veya Emerson’u okumak, Londra’yı görmek kadar gerçek olaylardır.”

Bu anlamda okuma eylemi pasif bir eylem değildir, aksine, etkileyen, biçimlendiren, öneren, değiştiren aktif bir eylemdir. Boşluk bulduğu yerde yeşerir, yerleşir ve insanı değiştirir, yeni bir bakış açısı, inanç ve düşünce aktarır. İnsanı geliştirir, ileri taşır. Hiçbir zaman aynı durumda bırakmaz. Okunan kitap eğer bir eksikliğe denk düşmüş, bir yaraya parmak basmışsa kişide etkisi ömür boyu sürer. Kimse bir insanda kitap kadar böylesine etkileyici, kalıcı olamaz. Sevgililer bile unutulur ama kitaplar unutulmaz. Çünkü bütün bir hayatını kuşatacak teklifler sunmuştur. Gelip geçici bir duygu değil, kalıcı duygu ve düşünceler aktarır. Bu nedenle “bir kitap okudum bütün dünyam değişti” denir. Kitaplar gerçekten de dünyalar kurar, dünyalar yıkar, dünyalar değiştirir. Çok okuyan insanlar hiç şüphesiz kitaplardan inşa edilirler. Kitap hastası boş yere ortaya çıkmaz.

HER DÖNEMDE FARKLI TATLAR VAR

Kuşkusuz her kitabın okunma yaşı ve etkisi değişiktir. Her yaşta insana seslenen yazarlar da vardır ama bunların sayısı sınırlıdır. Ancak her kitabın her yaşta etkisi farklı olmakla birlikte bunun da küçümsenmemesi gerekir. Kimi kitapların her dönemde okunmasında fayda var. İnsan her dönemde farklı tatlar alabilir. Örneğin yaşam deneyimi az bir genç okuduğu bir kitaptan belki az şeyler öğrenecektir ama o öğrendiği şey hayat boyu işine yarayacaktır. Bir başka deyişle marjinal etkisi yüksek olacaktır. Olgun bir okur kitaptan her şeyi öğrense bile onun yaşamında etkisi daha sınırlı olacaktır.

Kitap aynı olduğu hâlde biz her dönemde farklı olduğumuzdan dolayı, okuma-anlama ve nüfuz etmenin yaşa, ortama ve bilgi düzeyimize göre değişikliler arz ettiğini söyleyebiliriz. Gençken okunan bir aşk ve devrim romanının etkisi o yaşta ne kadar güçlü ve sarsıcı olursa ileri yaşta okunan bir bilgelik romanının kişide aynı derecede etkisi olmayabilir. Ama aynı bilgelik romanının olgunlukta okunduğunda çok daha iyi anlaşılabileceği, ayrıntılarına nüfuz edilebileceği söylenebilir.

Kitaplar sonsuz, hayat ve zaman da kısa olduğundan, okuma eyleminin en temel öznesi “seçme”dir. Bunun uzantısı ise beklentimiz. Bu anlamda kitaplar dünyasında seçme eserler okumak hayati bir önem taşımaktadır. Öncelikle niçin okuduğumuzu tespit etmek ardından da bu kitapları araştırmamız gerekmektedir. Okuma rastgele, bilinçsiz ve bilgisizce yapılırsa zaman kaybı ve hayal kırıklıkları kaçınılmazdır. Edebiyat gönüllüsü okuma serüvenini rastgele yapmamalıdır. Öncelikle, edebî kamuca kabul görmüş nitelikli eserleri, klasik eserleri ve yol alacağı türün önemli eserlerini belli bir düzen ve sıralama içerisinde okumalıdır. İyi bir okuma planı ile kitaplarla geçen bir dünya elbette ufkumuzu açacak, hayat bilgisi, insan bilgisi ile donanacak, içinde yaşadığımız dünyayı, geçmişimizi ve geleceğimizi öğrenecek hayata daha geniş bir açıdan bakabilecek ve yorumlayabileceğiz.

KLASİK SIRALAMASI YAPMAK KOLAY DEĞİL

İyi bir okurun yapması gereken öncelikle beğendiği, zevk aldığı, pek çok şey öğrendiği kitaplardan oluşan iyi bir kütüphane oluşturmaktır. Zaten iyi okurluk bir kütüphane oluşturma serüvenidir. Ne var ki bu ömürlük bir uğraştır. Bir başka deyişle okuma her durumda bilinçle ve belli bir disiplinde gerçekleştirilmesi gereken bir eylemdir. İyi bir seçme ile bu yolculuk bize pek çok bilgi, duygu, anlam kazandırır, bizi değiştirir, dönüştürür. Bunun içinde okuma listelerine, klasik belirlemelerine ihtiyaç var. Oysa ülkemizde yaşanan temel eksiklerden biri, geçmişle, birikimle kurulan bağdaki zayıflık ve kültürel, edebî mirasa ilişkin kayıtsızlık, kadirbilmezliktir. Örneğin dünyanın neresinde olursanız olun o ülke insanının kendi klasiklerine ilişkin bir listesinin olduğunu görürsünüz. Yine Batı medeniyetine ilişkin rahatlıkla bir klasik sıralaması yapabilirsiniz. Ama Türk klasikleri ya da Doğu klasikleri dendiğinde üzerinde anlaşabileceğimiz bir klasik sıralaması yapmak o kadar da kolay değildir. Günümüz okuru, edebiyatçısı sanatsal, kültürel edebî yol haritasından, kılavuz çizgilerinden, sınır taşlarından, öncü prototiplerden yoksundur.

Bu sadece birikimi bilmekle de ilgili değil. Seçme yapmak, zaman kazanmak, iyi ile kötüyü ayırt etmek ve zaman kazanmak için bile geçerli bir durum. Ortalama bir ömür sadece bırakın dünya edebiyatını ülke edebiyatını bile yeterince okumaya yetmiyor. Seçme yapmak fani olmamızın bir sonucudur. Bu nedenle seçim yapmak kaçınılmazdır. Ancak ülkemizde ne yazık ki doğru dürüst okuma listeleri üzerinde anlaşılmış değildir. Ne okullarda okutulacak eserler ne de hayat boyu okunacak, kanonun belirlediği kitaplar mevcuttur. Özellikle siyasileştirilmiş ve tek bakış açısını yansıtan listeler ise anlamsız ve değersizdir.

KİTAP İNSANI KİTABA GÖTÜRÜR

Ülkemiz insanı okul kitaplarında, dergilerde, eleştirilerde rastladığı, dost ve arkadaşlarından duyduğu kitapları okuyarak bir okuma serüveni yaşar. Tüm bu beğenilere rağmen kimi kitapları sevmez, eler. Bunlar kötü kitaplar değil ama kendine göre değildir. Zamanla okuma bilinci geliştikçe kendi okuma listesini oluşturmaya başlar.

Aslında okuma tavsiyeleri sadece o yazarı/ kişiyi bağlar ve genelleştirilemez. Herkesin kendine göre bir okuma listesi olmalıdır. İsmet Özel’in deyişiyle, “Çünkü kitaplar insanı kitaplara götürür. Kitapların kendileri zenginliklerini ve yetersizliklerini ele verirler. Okumanın rehberi okumaktır.” Ne var ki okuma oranının çok düşük olduğu ülkemizde bu tür sağlıklı/adil/ güvenilir okuma listelerinin önemi tartışılmaz.

Kuşkusuz seçme yapmak her zaman sıkıntılı ve tartışmalıdır. Bir seçimin, yapan için karşılığı, temelleri ve gerekçeleri olsa da her durumda öznel bir yanı ve “kendine göre”si vardır. Çünkü sonuçta her yargı, her seçim özneldir ve bir teklifi, iddiayı kapsar. Seçim bir beğeniyi yansıtır, bir objeyi dışarıda bırakır bir objeyi içeri alır. Ancak bu öznelliğin içine, sevgi, değer, adalet, birikim, çaba katıldığında keyfilikten uzaklaşır ve adalete yaklaşır. Bu ise hakkaniyet, adalet, vicdan, ahlak yanında yansız, tutarlı, ilkeli bir tutum gerektirir. Bu tür listeleri oluşturmak için yapılan ankete katılan kişiler, nitelikli yazarlardan, eleştirmenlerden oluşursa ortaya çıkan sonuç da bir nebze güvenilir olur. Ancak yine de tartışılmaz sonuçlar değildir. Çünkü onların önerdiği, beğendiği kimi kitaplar da tartışmalıdır. Bu da sonuçta ne yapılırsa yapılsın yargıların öznel olduğu gerçeğine götürür bizi.

YAZAR LİSTELERİ DAHA ANLAMLI

Sonuçta belli bir sayı ile sınırlı olan ve kişisel bir beğeniyi yansıttığı için değer açısından mutlak ölçüt olamazlar. Elbette buraya alınmayan o kitaplar değersiz değildirler. Sadece ankete katılan yazarların beğenilerinin dışında kalmışlardır o kadar. Ankete katılan yazarlar değiştiğinde elbette liste bütünüyle değişebilir. Bu nedenle aynı başlık altında başkaca bir çalışmanın farklı bir seçmeye gideceği de açıktır. Özellikle dar görüşlü, tek açılı, ideolojik tutum içerisinde bulunan yazarların seçimleriyle bambaşka sonuçlar çıkabilir. Bu tür soruşturmaların mutlak bir belirleyiciliği yoktur ve hiçbir biçimde değer belirleyen bir ölçüt olamazlar. Zaten bu tür soruşturmaların ağırlıklı yönü “okurlara” çevrilidir.

Okuma listelerinden toplu listeler değil, ancak bireysel açıklamalar, listeler anlamlı olur. Bir başka deyişle nitelikli bir yazarın listesinin bir başına anlamı vardır ve önemlidir. Ama çeşitli yazarlardan oluşan bir soruşturmadan Türkiye ortalaması çıkarmamız zordur. Çünkü bir başka yazar topluluğunun oluşturduğu bir ankette bambaşka sonuçların çıkması kaçınılmazdır. Bu nedenle bu tür girişimlerin okurlara sadece bu yazarların beğenilerini yansıtan bir liste olduğu kabul edilmelidir.

Ne var ki ülkemizde yıllardır yaşanan edebiyata ideolojik bakış hesaba katıldığında bu listelerin, düzenleyici kişilerin edebî ve siyasi beklentilerine hizmet ettiği bilinir. Hiç kuşkusuz politik yaklaşımın tek ölçüt olduğu bir edebiyat ortamı kabul edilemez bir durum. Ancak, sanat edebiyatta politik ayrışmanın edebî eser ölçütünde tek belirleyici olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Öyle ki yapılan pek çok ankette hâlâ Rasim Özdenören, Mustafa Kutlu gibi öykücülere yer verilmiyor. İdeolojik angajman ve tek gözlü bakış edebî eleştiride kabul edilemez. Dolayısıyla eleştiride estetik ölçütler öne çıkmalı.

Ancak iyi seçilmiş yazarlarca oluşturulan listelerinin, roman tarihimizi, öykü tarihimizi ortaya koyma açısından, nitelikli yazarları, kitapları öne çıkarması açısından önemi de göz ardı edilemez. Bu anlamda listelerle zaman karşısında bu vakte kadar ayakta kalabilmiş nitelikli, değerli eserler takdir edilmiş olunur.

Bu soruşturma hakikati bire bir temsil etmese bile bir gerçeğin katılımcılar nezdinde yansımasıdır. Değerlendirilmesi, takip edilmesi gereken bir dönemlik beğeni, eğilim ve edebiyat birikimidir. Bu hâliyle romancılığımız/öykücülüğümüz hakkında bir bilgi edinmek isteyenlere iyi bir kılavuz olma özelliği taşıyor.

#Kitap
#Okuma Listesi
6 yıl önce