Art arda yaşanan orman yangınları yalnızca doğayı değil, beslenme zincirimizi de tehdit ediyor. Aromatik bitkilerden arıcılığa, hayvancılıktan tarıma kadar birçok alan yangınların etkisiyle zarar görüyor. Türkiye’nin beslenme zincirine dayanak oluşturan orman ekosistemlerinin tahribatı, gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Yangınlarla yok olan her orman, sofralarımızdan eksilen bir berekettir. Gelin, birlikte koruyalım.
Son günlerde yangınlar nedeniyle büyük acılar yaşıyoruz. Kaybettiğimiz canlar, orman hayatının parçası olan hayvanlar, böcekler, bitkiler, ülkemizin hazinesi olan ormanlarımızın azalıyor olmasının oluşturduğu sıcaklık artışı ve kuraklıkla beraber bir şey daha var ki, görünmeyen ve benim mesleki ilgimin içerisinde; beslenmenin yangınlardan nasıl etkileneceği konusu. Son birkaç ayda hatta birkaç hafta içinde 200’den fazla orman yangınıyla mücadele ettik. Orman, kendiliğinden ve çeşitli ağaç, bitki, hayvan türleriyle var olan, Rabbimizin bir lütfu bize. Binlerce yıl insanlık, ormanlardan beslendi. Keza biz de karamukları, böğürtlenleri, yaban eriklerini, ahlatları, acıkları, badem çağlalarını, fındık ve fıstıkları, menengiçleri ülkemizin paha biçilmez ormanlarından topladık. Kekiklerle, kuşburnuyla, adaçayıyla şifalı içecekler yaptık, mantarlarını yedik. Arılarımız bu ormanlardaki türlü güzel çiçekten toz alıp, dünyanın en lezzetli ballarını yaptılar. Tozlaşma nedeniyle sebze bahçelerimizden verim üstüne verim aldık. Ormanlarımızın iklimi güzel kılması nedeniyle üzüm bağlarımız, zeytin ağaçlarımız en iyi mahsullerini verdi.
Ağaçlara, doğaya daha çok saygı göstermeli ve korumalıyız
Tarım bakanlığımızın istatistiksel verilerine göre yangın bölgelerinde arıcılık yüzde 50’ye varan oranlarda düşüyor. Çiçeklerin, kekik ve adaçayı gibi aromatik bitkilerin olmadığı bir yerde hayvanlar da yiyecek taze otları bulamıyor. Bu da arıcılık gibi hayvancılık faaliyetlerini de olumsuz etkiliyor. Sütün, tereyağının, peynirin tadı kalmıyor. Ormanlar olmadığında, toprağı erozyondan koruyacak kökler de olmuyor. Toprak erozyonla kaybedildiğinde verim azalıyor ve tarımsal faaliyetler de zarar görüyor. Kısacası bir orman yangını demek, yerine birkaç ağaç dikince kurtulacağımız bir felaket değil. Büyük bir milli servetin kaybı, kuraklık, verimsizlik demek. Orman yangınının belki onlarca farklı nedeni var. Bunlardan çoğunun sebebi insan. En son yaşadığımız yangınlarda, küllerin arasından çıkan onlarca cam şişe, dikkatsizce yakılıp söndürülmemiş mangal ateşleri, anız yakma gibi türlü yanlışlarımız, binlerce canın zarar görmesine neden oluyor. Ülkemiz, evimizdir. Biz bundan 30 yıl evvel, bahçe kapısının önünü bile süpüren bir ahlaka sahiptik. Vatanımız, evimiz kadar önemlidir. Ve hepimizindir. Çevre konusunda daha hassas olmalı, ağaçlara, doğaya daha çok saygı göstermeli ve korumalıyız. Yoksa çok yakın zamanda bütün bunlar bir hatıra olarak kalacak ve o çok korktuğumuz yapay etleri, böcekleri, mecburiyetten satın alıyor hale geleceğiz. Lütfen çevremizi, kendimiz ve gelecek nesillerimiz için koruyalım.
Etli düğün çorbası Kemalpaşa çorbası
500 g kuzu eti
200 g yoğurt
2 yumurta
3 kaşık un
2 kaşık tereyağı
Yarım limon
1 lt et suyu
Tuz
Kuzu etini su ile pişirildikten sonra suyu ayrı bir yere alıp, etleri küçük küçük doğrayalım. Ayrı bir tencerede 1 kaşık tereyağı ile unu hafifçe kavuralım. Et suyunu ilave edip karıştıralım ve kaynamaya bırakalım. Yoğurt, yumurta, un ve limon suyunu karıştırarak terbiyesini hazırlayalım. Etlerle birlikte terbiyeyi de çorbaya ilave edelim. Tereyağını bir tavada kızdıralım ve servisten önce çorbaya ekleyelim. Afiyet olsun.
Zeytinyağlı enginar dolması
5 adet taze ayıklanmamış enginar
2 adet kuru soğan
1 bardak pirinç
1 çay bardağı zeytinyağı
2 adet taze soğan
1 demet maydanoz
1 limon
Tuz, karabiber
Enginarları ayıklayalım, içini, dışını tuz ve limonla ovup, limonlu tuzlu suya atalım. Kuru soğanı ince ince doğrayalım. Maydanozu doğrayalım. Zeytinyağını bir tavaya alalım, pirinç, soğan, maydanoz ve karabiberi ekleyerek kavuralım ve içi hazırlayalım. Enginarların ortasını bu içle dolduralım. Tencereye tek sıra halinde yerleştirip üzerine kalan zeytinyağını gezdirelim. Üzerine bir tabak yerleştirip çok az su ilave edelim. Kapağı kapatıp kısık ateşte pişirelim. Soğuk olarak servise alalım. Afiyet olsun.
