Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülçin Alp Avcı ve ekibi, meyve atıklarından izole edilen bakterilerden, su tutma kapasitesi yüksek, mekanik olarak kuvvetli, biyolojik olarak parçalanabilen selülozu elde etmeyi başardılar.
Selülozun çok geniş bir kullanım ağına sahip olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Gülçin Alp Avcı, ülke ekonomisinde de selülozun çok önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Ülkemizin verimli toprakları selüloz üreten bakteriler açısından avantaj sağlıyor
Bakteriyel selüloz üretimi fikrinin yeni bir fikir olmadığını, 1950’li yıllarda araştırmacılar tarafından bu alanda çalışma başlatıldığını anlatan Avcı, şu ifadeleri kullandı:
- “Önemli olan verimi en yüksek olan mikroorganizmalar keşfedebilmek. Mikroorganizmalar doğada her yerde bulunuyor. Özellikle selüloz üreten bakteriler bizim için çok değerliler. Ülkemiz barındırdığı verimli topraklar nedeniyle bu yönden de avantaj sağlıyor. Özellikle çürümüş ya da atık olarak adlandırdığımız meyveler veya şeker pancarı atığı olarak bildiğimiz melas bu bakteriler için çok güzel bir yaşam alanı. Buralardan elde ettiğimiz mikroorganizmaların selüloz üretimlerini araştırıyoruz. Şuanda bulduğumuz güzel bakteriler var. Ciddi anlamda selüloz üretebiliyorlar. Amacımız bu mikroorganizmaların selüloz üretimini artırabilmek. Arttırmak içinde farklı karbon kaynaklarını kullanıyoruz. Farklı karbon kaynaklarını kullanarak bunları kompleks haline getirerek de ürettiğimiz selüloz miktarını arttırmaya çalışıyoruz”
Selüloz üretiminde neden mikroorganizmaları kullandıklarını, bunun farkı ve avantajları hakkında da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Avcı, şöyle konuştu:
- “Bir kere mikroorganizmalardan kısa yoldan daha kolay selülozu üretebiliyoruz. Bakteriyel selülozun avantajları da var. Bir kere düzgün lif yapısına sahip. Su tutma kapasitesi oldukça yüksek. Mekanik olarak kuvvetli, biyolojik olarak parçalanabiliyor. Kısa sürede üretebiliyoruz ve bakteriyel selülozu işlemek için gerekli olan basamaklar çok daha kısa. Bu da maliyeti azaltmakta çok büyük avantajlar sağlıyor. Kullanım alanı oldukça geniş olduğu için aslında üreticilerin bu alana kaymaları da bizim için çok önemli. Ülkemizde milli ve yerli üretim vurgusunu yapıldığı bugünlerde üreticilerimizde bakteriyel selülozun pazarda yer alması için atılımlarda bulunabilir. Bunun için üniversiteler ve araştırma merkezleriyle işbirilği yaparak bakteriyel selülozu hayata geçirebilirler. Bakterilerden elde ettiğimiz selülozu iki formda kullanabiliyoruz. Birincisi statik olarak elde ediyoruz. Düz bir şekilde A4 kağıdı gibi elde edebiliyoruz. Üzerine yazılar yazabiliyoruz, gıda boyaları ile renklendirebiliyoruz. Diğeri ise mekanik olarak, pamuk gibi üretebiliyoruz. Bu ham madde de yine kağıt ve ilaç sanayinde kullanılabileceğini düşünüyorum. Kullanım amacına göre de her sektör bundan çok güzel fayda sağlayabilir”